Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1471 E. 2021/1226 K. 01.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1471
KARAR NO : 2021/1226
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 11/03/2021
NUMARASI : 2018/853 Esas-2021/211 Karar
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/09/2021
Davanın kısmen kabulüne-reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili, müvekkili banka tarafından davalı …Tic AŞ lehine, diğer davalılar … Tic AŞ, … ve Tic AŞ, … ve …’in müteselsil kefaletleri ile genel kredi sözleşmesine istinaden krediler tahsis edilerek kullandırıldığını, kredilerin geri ödenmemesi nedeni ile hesap kat edilerek borçlulara kredi hesabının kat edildiği ve borcun ödenmesi gerektiğine ilişkin Beykoz 2.Noterliğinin 15/05/2018 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarnamesinin tebliğ edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında İstanbul 8.İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından takip başlattıklarını, davalı borçlular vekilinin icra dosyasında borca, imzaya, borcun dayanağına, faiz miktarı ile faiz oranlarına dair itirazları üzerine takibin durduğunu, Asıl borçlunun …ic AŞ, olduğu diğer davalıların müteselsil kefil sıfatı ile borcun tamamından asıl borçlu ile birlikte sorumlu olduklarını, takipte uygulanan faiz oranının genel kredi sözleşmesinde belirlendiğini,beyan ederek davalı borçlular tarafından yapılan tüm itirazların iptali ile takibin devamına, davalı borçlular hakkında %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili,alacağa dayanak gösterilen genel kredi sözleşmesi üzerinde bulunan imzanın müvekkillerin eli ürünü olmadığını, genel kredi sözleşmesinin müvekkillerinin bilgisi dışında imza altına alındığını, grafolojik inceleme yapılarak imzaların gerçekliğinin saptanması gerektiğini, müvekkillerinin davacıya herhangi bir borçları yada taahhütleri bulunmadığını, herhangi bir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an davacı ile müvekkil davalılar arasında genel kredi sözleşmesinin var olduğu düşünülse dahi davacı tarafın iddia ettiği gibi, söz konusu sözleşmeye istinaden davalı müvekkil lehine kredi kullandırılmadığını, muacceliyet ve temerrüt olgusunun gerçekleşmediğini, ayrıca tam şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu, davacı tarafın likit bir alacağı bulunmadığını, beyan ederek davanın reddine, %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dosya içeriği ve şube kayıtlarında bulunan belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı, yapılan inceleme ile kullandırılan kredi miktarı ve her bir kredi yönünden davacının alacaklı olduğu miktarın ayrı ayrı tespit edildiği,davalılar ödenmemiş kredi borcunu ödendiğine dair delil sözleşmeleri ve HMK hükümleri uyarınca ödemeye dair herhangi bir yazılı (makbuz ve dekont örnekleri vb) delil sunamadığı, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalı asıl borçlu gayri nakdi alacaktan sorumlu tutulmuş, sözleşmede gayri nakdi alacaklar hakkında kefillerin sorumluluğuna ilişkin açık bir ifade bulunmadığından kefiller gayri nakdi alacaktan sorumlu tutulmamış, davalı asıl borçlu sözleşme kapsamında, davalı kefiller de sözleşme ve kefalet limiti kapsamında bilirkişi incelemesi ile tespit edilen ödenmeyen kredi borcundan sorumlu tutularak davanın kısmen kabulü ile itirazların kısmen iptaline alacağa %36.36 oranında temerrüt faizi işletilmesine ,alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; takipte “Çek taahhütnamesinden kaynaklanan alacaklardan sadece … VE TİC. AŞ. sorumludur.” şeklinde ibare eklenmiş olup diğer davalı borçluların sorumluluğu bulunmadığını, takibe konu gayri nakdi kredi alacağından sadece asıl borçlu şirketin sorumlu olduğu takipte belirtilmiş kefiller sorumlu tutulmadığını, kararda yer alan kefiller yönündeki depo talebinin reddi kararının hatalı olduğunu, ayrıca gayri nakdi kredi alacağı bakımından yapılan tespit ve değerlendirmenin ve mahkemece faiz oranı hesaplaması hususunda yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, karara esas alınan rapor hatalı ve çelişkili olduğunu takibe konu “asıl alacak” tutarı yanlış hesaplandığını, bu nedenlerden dolayı kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı banka vekili bilirkişi raporuna banka tarafından belirlenen en yüksek faiz oranının %32 olduğunu, temerrüt faiz oranının yanlış belirlendiğini ileri sürerek itiraz etmiştir. Sözleşmenin temerrüt faizi başlıklı 10.maddesinde temerrüt tarihinde banka tarafından belirlenen en yüksek kredi faiz oranına %50 ilave suretiyle temerrüt faizi hesaplanacağı kararlaştırılmış ve banka faiz kararları dosyaya ibraz edilmiş olup en yüksek kredi faiz oranın %32 olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre en yüksek kredi %48 temerrüt faizi talep edilebileceği sonucuna varılmaktadır. Bilirkişi raporuna itirazlar bu yönüyle haklı olduğundan somut olayla ilgisi olmayan kredi kartı faiz oranı esas alınarak yapılan hesaplamaya göre hüküm verilmesi doğru olmamıştır.İncelenen icra dosyasında takip talepnamesinde çek kanuni karşılık tutarlarından sadece asıl borçlunun sorumlu olduğu belirtilmiştir. İtirazın iptali davası icra takibine bağlı olduğundan ,icra takibinde talep olunmayan hususta itirazın iptali talep edilemeyecektir. Buna göre müteselsil kefiller hakkında talep olmayan gayrinakdi alacağa ilişkin davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna yazılı itirazları ve duruşmada anapara alacağının eksik tespit edildiği ileri sürüldüğünden itirazlar kapsamanda ek rapor alınarak veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak ödenen taksit miktarları açıkça belirlenerek, kalan ana para akdi ve temerrüt faizleri hesaplanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davalı müteselsil kefiller hakkında icra takibinde gayri nakdi alacak talep edilmediği de hükümde dikkate alınmalıdır.
Davacı vekilinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde görüldüğünden hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği kaldırılmasına davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2021 Tarih 2018/853 Esas 2021/211 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE”
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/09/2021