Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1467 E. 2021/1794 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1467
KARAR NO: 2021/1794
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/01/2021
NUMARASI: 2020/190 Esas-2021/23 Karar
DAVA: Ticari Şirket
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Davanın usulden reddine dair kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ;… ve …’nin kardeş olduğunu, davalı aile şirketi … AŞ’nin hem kurucu ortağı hem de pay sahipleri olduğunu, … tarafından davacılara şirket kayıtları hakkında hiç bilgi verilmediğini, tüm yıllarda kâr payı dahil herhangi bir bedel ödenmediğini, gelinen aşamada; 2016 yılında …’nin vefatıyla birlikte pay oranının çoğunluğunu oluşturmaları nedeniyle şirket; …’nin murislerinin kontrolüne geçtiğini, tespit ile birlikte bugüne kadar hiç dağıtılmamış olan kira alacaklarının tahsili ile hisse sahiplerine payları oranında dağıtılması gerektiğini, davalı şirketin tüm ticari kayıtların incelemeye açılması için Üsküdar … Noterliği … yevmiye no’lu ihtarname 15.11.2019 tarihinde keşide edilmişse de davalı şirket yetkilileri tarafından cevap verilmediğini davalı şirket mülkünün kira gelirlerinin davacılar hisseleri oranında tespiti ile birikmiş kira gelirlerinin davacılara ödenmesini, davalı şirket demirbaşlarının satışından elde edilen gelirlerin davacılara hisseleri oranında verilmesini, yıllara dayalı şirket hissedarlığından doğan ödenmemiş tüm alacakların ; belirlenerek şimdilik 100.000- TL ‘nin davalı şirketten alınarak davacılara verilmesini, 6325 sayılı kanunun. 18/A ‘ maddesi uyarınca yargı giderinin tamamının davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili ;davalı şirkete çıkartılan tebligatın usulsüz olduğunu, arabuluculuk sürecinin hukuka aykırı olup, dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, davaya karşı cevap süresinin,davanın öğrenildiği 23.09.2020 tarihi itibariyle başladığı dikkate alındığında; işbu davada ileri sürülen talebin de dava zamanaşımı nedeniyle kısmen reddi gerekeceğini, çünkü, bilindiği üzere; TBK.nun 147.madde uyarınca dava dilekçesi ile talep edilen alacakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabii olup;5 yıldan eski alacak taleplerine zamanaşımı itirazında bulunduklarını, … vefatından sonra , davacıların davalı şirket lehine yapılan her girişimi baltalamaya; yönetici ortaklara sorun çıkarmaya; bir takım haksız ve mesnetsiz talepler ileri sürmeye ve davalar açmaya başladıklarını, davanın öncelikle usul yönünden, aksi halde esasdan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: T.T.K.’nun 616 (1/e) maddesi hükmü uyarınca dava konusu edilen kâr payı talebi şirket genel kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetkileri arasında olduğu, şirket genel kurul tarafından ortaklara kâr payı yönünde olumlu veya olumsuz bir karar alınmadığı, bu alacaklar için doğrudan dava açılarak mahkeme tarafından hükmedilmesi talep edildiği,mahkemenin genel kurul yerine geçerek doğrudan ortaklara kâr payı ödenmesine karar verilmesinin mümkün olmadığı,bu konuda yetkili kurul tarafından alınan kararın dava şartı olup , dava şartının oluşmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine, arabuluculuk görüşmelerine davalının katılmadığı, mazeret de bildirmediğinden HUAK nun 18/A maddesi ile yönetmeliğin 25 ve 26/2. maddeleri gözetilerek yargı giderinden davalı sorumlu tutulmuş, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve dava öncesi Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 1-Davacılar vekili; hükümde taleplerin karşılanmadığını, kira alacağı, şirket demirbaş gelirinin tesbiti için keşif yapılması gerekirken yapılmadığını, İstanbul Anadolu 2. ATM sinin 2020/353 esas sayılı dosyada 01.07.2020 tarihli genel kurul karar iptali davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, ticari tespitlere dair keşif yapılmadan ve davalı vekili ikrarına rağmen düzenlenen bilirkişi raporlarına itibar edilmemesi gerektiğini, ortakların kar payının mali haklardan olduğunu, kararın kaldırılıp davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili ; Arabuluculuk davetinin usulune uygun yapılmadığını ileri sürerek hükmün yargı gideri ve arabuluculuk ücreti bakımından düzeltilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davalı şirketin işleyişi ile ilgili bilgi alma ve inceleme hakkının kullanımı kapsamında, davacının şirketteki ortaklık payı oranında kâr payı dağıtımı hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesiyle hissedarlık nedeniyle ödenmemiş tüm alacakların tesbiti-tahsili tahsili, kira alacağının paylar oranında tahsili ile demirbaş satışından elde edilen gelirin paylar oranında verilmesi istemine ilişkindir. Anonim şirketlerde TTK nun 408/d-maddesinde ”finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil, kullanılmasına dair kararların alınması şirket genel kurulunun yetkisindedir. “Davacıların kira alacağının, satılan demirbaş bedellerinin paydaşlara payları oranında dağıtılması ‘istemleri kar payı kapsamında değerlendirilmelidir. Dava açılmadan evvel yapılan genel kurullarda ortaklara kar payı dağıtılması konusunda her hangi bir kararın alınmadığı, davadan evvel kar payı dağıtılması konusunda gündem oluşturularak bir toplantı da yapılmadığı anlaşılmaktadır. Davacılar vekili 1.7.2020 tarihi nde yapılan genel kurulda alınan kararların iptali için İstanbul Anadolu 2 ATM nin 2020/353 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürülmekte ise de ,anılan davanın eldeki davanın açılmasından sonra yapılan genel kurul kararının iptali istemiyle açılmış olduğundan bekletici mesele yapılmasına gerek bulunmamakadır.Davacıların kar payı dağtğmğ yapılması talepli genel kurul kararı alınmasını sağlayıcı yola başvurmadan mahkemeden genel kurul yerine geçerek karar verilmesi talep edildiği anlaşılmakla, davacılar vekilinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Somut olayda, davacıların arabulucuya başvurusu neticesinde ,arabulucu tarafından davalı şirketin münferit yetkilisi …’ ye .. numaralı telefondan ulaşıldığı ancak davacılar ile aralarında başkaca davaların bulunmasından dolayı toplantıya katılmasının faydası olmayacağını bildirerek toplantıya katılmadığı ve telefon görüşmesini sonlandırdığının kayıt altına alındığı, resmi evrak niteliğindeki arabuluculuk toplantı tutanağından anlaşılmaktadır.Arabuluculuk toplantısından usulünce bilgilendirilen davalı şirket yetkilisinin toplantıya katılmadığı anlaşılmaktadır.Davalının 6325 sayılı kanunun 18/A-11. Maddesi uyarınca geçerli bir mazereti olmadan toplantıya katılmadığı anlaşılmakla davacının yargı giderinden sorumlu tutulmasında, davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde ve arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; istinaf nedenleri yerinde görülmeyen taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Taraflarca yatırılan peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2021