Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/145 E. 2021/128 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/145
KARAR NO : 2021/128
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İST.ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2019/321 Esas
TALEP : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİH : 02/02/2021
İhtiyati tedbir talebinin reddine yönelik 16/07/2020 tarihli ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP:İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili; davalı şirketin 10/02/2018 tarihli olağanüstü genel kurulunda sermaye artırımına karar verilerek, davalı şirketin sermayesinin 10.650.000-TL’ye yükseltilmesine, artırılan sermayenin %25 ‘lik kısmının peşin ödenmesine karar verildiğini, müvekkillerinin her birinin paylarına düşen % 25 ‘lik ödemeyi yaptıklarını, davalı şirketin 19/02/2019 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan karar uyarınca 20/03/2019 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına karar verildiğini, toplantının yapıldığını, toplantıda alınan üç ve dört nolu gündem maddelerindeki kararların usulü aykırı alındığını iddia ederek TTK 445. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesini talep ederek TTK 449. maddesi uyarınca genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davaya konu genel kurul kararlarının iptali istemi yasal koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde yargılamaya muhtaç olup sonuca ulaşır şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle; davacı tarafın TTK 449.maddesi uyarınca davaya konu kararların yürütülmesinin geri bırakılması yönündeki tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacılar vekili; tedbir kararının verilmemiş olmasının müvekkilini geriye dönüşü zor zararlara maruz bıraktığını ve bırakmaya devam ettiğini, bu durumun da muhtemel yeni davalara sebebiyet vereceğini, tedbir kararının verilmesinin usul ekonomisi bakımında da önem arz ettiğini, davacı ortaklardan … ve … adına gönderildiği iddia edilen ilgili bildirimlere dair tebligatları müvekkilinin tebliğ almadığını, tebligatı almış olduğu tebligat parçasına yazılmış olan … isimli şahsın müvekkilleri ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, tebligat parçası üzerinde tebliğ alan olarak görünen şahsın muhataplar ile akrabalık ya da işçi-işveren ilişkisi olup olmadığının yazılması gerektiğini ve komşuların beyanının alınmış olması gerektiğini, tebligatın usulsüz olduğunu, diğer davacı ortak … adına gönderilen bildirime dair tebligatın da müvekkili tarafından tebliğ alınmamış olup, tebligat parçası üzerinde yazan ismin belli olmadığını ve tebligat parçası üzerinde tebliğ tarihi dahi yazmadığını, raporda birebir iddialarıyla örtüşecek şekilde tarihin yazılmamış olduğu ve tebliğ alan ismin okunmadığının tespit altına alındığını belirterek ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair ara kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK’nın 449. maddesi uyarınca, 20.3.2019 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan 3 ve 4 nolu kararların genel kurul kararlarının iptali istemli davada, genel kurul kararlarının yürütmesinin geri bırakılması yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.TTK nun 449. maddesinde ”Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir ” hükmünü içermektedir. TTK’nın 449.maddesinde hangi hallerde bu geçici hukuki koruma kararının verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılabilir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda mahkemenin 2019/320 esas sayılı dosyasında sermaye taahhütlerini verilen sürede yerine getirmeyen pay sahiplerinin ıskatlarına ilişkin yönetim kurulu kararının butlanına karar verilmesinin talep edildiği ve yargılamanın sürdüğü anlaşılmaktadır.İcranın durdurulması talep olunan 3 ve 4 nolu kararlar ise 3 nolu kararın ıskat hakkında genel kurula bilgi verilmesine , 4 nolu kararın ise ıskat nedeniyle ortaya çıkan payların satışına ilişkin usul ve yöntemin belirlenmesine ilişkin karar alındığı anlaşılmaktadır. Sermaye artırım kararının oybirliğiyle alındığı, esasen davalı şirketin mevzuat gereği asgari sahip olması gereken sermaye tutarına ulaşabilmek için sermaye artırımı yapıldığı, esasen sermaye zorunlu tutara kadar artırılmadığı takdirde sigortacılık ruhsatının iptalinin gündeme gelebileceği hususlarına genel kurul toplantı tutanağında yer verildiği ve davacı tarafça bu hususa da itiraz olmadığı anlaşılmaktadır.TTK nun 483(1) maddesi içeriği gözetildiğinde davacıların ihtiyati tedbir istemlerinin değerlendirilmesinde dosya mevcudunun haklılığın yaklaşık ispat düzeyinde olmadığı sonucuna varılmaktadır. Davacıların davaya konu kararların yürütülmesinin geri bırakılması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati tedbir talep edenler vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından davacılar tarafından peşin yatırılan 54,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90- TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 02/02/2021