Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1435 E. 2021/1704 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1435
KARAR NO: 2021/1704
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2020
NUMARASI: 2020/197 Esas – 2020/497 Karar
DAVA: Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı; … Ltd. Şti’de bulunan hisselerini Bakırköy … Noterliği’nin 28/12/2007 tarih … sayılı ortaklar kurulu kararı ile …’a devrettiğini, ilgili devrin 07/01/2008 tarih 6971 sayılı ticaret sicili gazetesinde ilan edildiğini, 02/01/2008 tarihinde ise ilgili şirkete gönderdiği yazısında hisselerini devrettiğini ve şirket müdürlüğü görevinden istifa ettiğini bildirdiğini, o tarihten bu yana da şirketle hiç bir ilgisinin kalmadığını, ancak İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü kayıtlarında 15/05/2033 tarihine kadar şirket müdürü olarak görevinin devam ettiği hususunu 02/03/2020 tarihinde öğrendiğini, konuyla alakalı olarak 03/03/2020 tarihinde …ne dilekçe ile müracaat ettiğini, … tarafından talebinin reddedildiğini, Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 39.maddesinde tescil, değişiklik veya silinme istemleriyle ilgili olarak müdürlükçe verilecek kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içerisinde sicilin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesine dilekçe ile itiraz edilebileceğinin düzenlendiğini ileri sürerek söz konusu şirketteki müdürlük görevinin şirket hisselerini devrettiği 28/12/2007 tarihi itibariyle sonlandırılarak Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescil ve ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili; müvekkilinin davaya konu olayın cereyan ettiğini dönemde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 34.maddesi ve Ticaret Sicil Tüzüğünün 28. Madde çerçevesinde hareket ettiğini, 6762 sayılı TTK’nın 520.maddesi uyarınca hisse devrine ilişkin ortaklar kurulu kararının tescil ve ilan zorunluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, kayıtlara göre …Ltd. Şti’nin yetkililerinin her biri münferiden olmak üzere …, … ve … olduğu, davacının görev süresinin 15/05/2033’e kadar devam edeceği, 30/05/2003 tarihli sicil gazetesinin 463. sayfasında …’ın 30 yıl için müdür seçildiği, 07/01/2008 tarihli sicil gazetesinin 456. sayfasında …’ın hissesinin …’a devrettiğinin yazılı olduğu ve bu devir neticesinde …’ın 10 yıl süre ile şirketi temsil edeceği yönünde karar alındığı, şirket ana sözleşmesinin 8.maddesine göre şirketin ortaklar kurulu tarafından seçilecek bir veya birkaç müdür ile birlikte temsil edilebileceği yönünde hüküm bulunduğu, davacının hissesini …’a devriyle ilgili 28/12/2007 tarih 2007/1 nolu ortaklar kurulu kararında karar alındığı, bu devir neticesinde …’ın 10 yıl süreyle müdür olarak seçildiği, ancak müdür …’ın, müdürlük görevinin sonlandırıldığına ilişkin herhangi bir karar alınmadığı, sicil dosyasında davacının müdürlükten istifa ettiğine dair evrak bulunmadığı, yine şirket ortaklar kurulu kararınca davacının müdürlük görevinin sona erdirildiği ve tescili gerektiği hususunda …ne hitaben bir dilekçe bulunmadığı, davacının 02/01/2008 tarihinde şirkete istifasını bildirdiğini iddia etmesine karşılık bu konuda herhangi bir tebligat belgesi sunamadığı, ayrıca istifanın sicile tescil edilmesi için ilgili sicil müdürlüğüne şirket yöneticileri tarafından başvurulması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde; davanın aydınlanması için gerekli olan bilgilerin ilgili kurumlardan celbedilmediğini, hisse devri ile birlikte şirketle bağını kestiğini, hiçbir evraka imza atmadığını, herhangi bir ücret almadığını, kendisi için şirket tarafından SGK’ya prim yatırılmadığını, şirketin faaliyetinin bulunmaması nedeniyle müdürlük görevinin sona erdiğine dair herhangi karar alınması ve sicile bildirilmesi olanağının bulunmadığını, müdürlük görevinin sona erdiğinin SGK’ya sorulması halinde anlaşılabileceğini, başka bir mahkemede yapılan yargılamada bu hususta SGK nezdinde yapılan araştırma sonucunda şirketteki görevinin sona erdiğinin tespit edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı, 28/12/2007 tarihinde …Ltd. Şti.’deki hissesini devrettiğini,müdürlük görevinden istifa ettiğini şirkete bildirdiğini, hisse devrinden itibaren şirketle herhangi bir bağının bulunmadığını ileri sürerek şirketteki müdürlük görevinin 28/12/2007 tarihi itibariyle sona erdiğinin tescilini ve ilanını talep etmekte olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Somut olaya emsal olabilecek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26/03/2009 tarihli, 2007/14500 Esas, 2009/3597 Karar sayılı ilamında; “Ticaret siciline yapılacak tescilleri isteme hakkı TTK.nun 30 uncu maddesi uyarınca ilgililere ait bulunmaktadır. Bu ilgililerin kimler olacağı Ticaret Sicili Nizamnamesi’nin 31 nci maddesinde açıklanmıştır. Buna göre tacirin hükmi şahıs olması halinde onun yetkili uzuvları veya temsilcileri ilgili kişi olarak kabul edilmektedir. Somut olayda, tescil istemi istifa eden davacı tarafından istenilmiştir. Oysa ki yasal düzenlemeye göre bu hususta istemde bulunma hakkı davalı şirket tüzel kişiliğini temsil ve ilzama yetkili kılınanlara aittir. Ticaret siciline tescil ve ilan işlemleri davalı şirketin organsız kalması nedeniyle yerine getirilememiş ise bu durumda da davacının şirketin temsili amacıyla kayyım tayini için gerekli yasal yollara başvurması gerekmektedir. Bu itibarla, davacının ticaret siciline tescil ve ilan işlemlerinin yerine getirilmesi ile ilgili olarak ticaret sicil memurluğuna başvuruda bulunabilecek “ilgililer” kapsamına girmediği anlaşıldığından davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değilse de sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi açıklanan şekilde değiştirilerek onanması gerekmiştir.” denilmiştir.Diğer taraftan tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir işlem olan istifanın hukuki geçerliliği için şirkete tebliği gerekmektedir. Somut olayda; …Ltd. Şti’nin eski ortağı olan davacının, 15/05/2003 tarihinde alınan ortaklar kurulu kararıyla 30 yıl süre ile şirket müdürü olarak seçildiği, Bakırköy … Noterliğinin 26/12/2007 tarihli … yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile hissesini …’a devrettiği, bu hususun 07/01/2008 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, hisse devri ve müdür tayini ile ilgili 28/12/2007 tarihinde ortaklar kurulunun karar aldığı, bu devir neticesinde …’ın 10 süre ile şirket müdürü olarak seçildiği, fakat davacının müdürlük görevinin sonlandırılmasına dair herhangi bir karar alınmadığı, şirketteki müdürlük görevinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı müdürlük görevinden istifa ettiğini ileri sürmekte ise de, davacının müdürlük görevinden istifasına dair tek taraflı beyanının şirkete ulaştığına dair bir delil bulunmadığı gibi sicil dosyasında da böyle bir bilgi yer almamaktadır. Bunun dışında tescil istemi istifa eden davacı tarafından istenilmiştir. Oysa ki yasal düzenlemeye göre bu hususta istemde bulunma hakkı davalı şirket tüzel kişiliğini temsil ve ilzama yetkili kılınanlara ait olduğundan davacının ticaret siciline tescil ve ilan işlemlerinin yerine getirilmesi ile ilgili olarak ticaret sicil memurluğuna başvuruda bulunabilecek “ilgililer” kapsamına girmemektedir. Bu itibarla davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, hükümde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı nın istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacının istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 19-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine,dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde oy birliğiyle karar verildi.18/11/2021