Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/143 E. 2023/1023 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/143
KARAR NO: 2023/1023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2020
NUMARASI: 2017/1048 Esas 2020/342 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı … arasında … plakalı araç için 26.08.2015 tarihinde … numaralı kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalı tarafça kredi alacağı için İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine başlatılan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde rehinli aracın icra yoluyla satışı sonucunda satış bedelinin tamamının davalı şirkete ödendiğini, davalının takipteki alacağının bu sözleşmeye dayandığını, sözleşmenin toplam bedeli 15.569,71-TL ve kat ihtarına konu borç da 11.195,71-TL olmasına rağmen münhasıran bu sözleşmeye dayanan takipte toplam 100.461,56-TL alacak iddia edildiğini, alacağın hasredildiği takip dayanağı belgelere göre müvekkilinin bu tutarda borçlu olmasının mümkün olmadığını belirterek, müvekkilinin İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davalıya şimdilik 1.000-TL borçlu olmadığının tespitine, davalıya ödenen araç satış bedelinden şimdilik 1.000-TL’nin istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 16.06.2020 tarihli dilekçesiyle, dava değerini 108.518,66-TL artırarak 109.518,66-TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP: Davalı vekili; davacı ile müvekkili arasında … ve … sayılı iki adet kredi sözleşmesi akdedildiğini, davacının kullandığı kredi ile … plakalı aracı satın aldığını, aracın trafik kaydına müvekkili lehine rehin şerhi işlendiğini, kredilerin taksitlerinin süresi içinde ödenmemesi üzerine davacı borçluya Beyoğlu … Noterliğinin 06.04.2016 tarihli ve … ve … sayılı kat ihtarnamelerinin gönderildiğini, ihtarnamelere rağmen borcun ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, takibe konu aracın icra yoluyla satışının yapıldığını, satış sonrasında kalan 47.939,37-TL alacakları için rehin açığı belgesi verildiğini, rehin açığı belgesini de İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında icra takibine koyduklarını, kullandığı kredilerden haberdar olan davacının takipte yalnız bir kredi sözleşmesine dayanıldığı iddiasının inandırıcılıktan uzak ve haksız olduğunu belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı şirketin başlattığı İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında, takibin dayanağının hangi sözleşme olduğunun anlaşılamadığı, dolayısıyla bu dosyadan alınan rehin açığı belgesinin de hangi sözleşme için olduğunun belli olmadığı, bu durumda davalı şirketin her iki sözleşmenin 13. maddesindeki “VDF’den birden fazla kredi kullanılmış ise VDF, yapılan ödemeleri dilediği krediye mahsup edebilecektir.” hükmüne göre davacı şirketin yaptığı ödemeleri ve dosyada yapılan araç satışı sonucu elde edilen parayı hangi sözleşmeden kaynaklanan borca mahsup ettiğinin anlaşılamadığı, bu durumda davalı şirketin icra takibini her iki sözleşmeden kaynaklı alacak için başlattığının kabul edildiği, alınan 11.05.2020 tarihli ek raporda, 215110281 sayılı sözleşme bedelinin 119.786,78-TL ve 215110282 sayılı sözleşme bedelinin 15.569,71-TL olduğunun, davacı tarafça 215110281 sayılı sözleşme için 22.228,82-TL, 215110282 sayılı sözleşme için 2.174,26-TL ve her iki sözleşme için birlikte 220.472,07-TL olmak üzere toplam 244.875,15-TL ödeme yapıldığının, sözleşmelerin toplam bedeli olan 135.356,49-TL’nin bu rakamdan düşülmesi sonucunda davacının 109.518,66-TL fazla ödeme yaptığının tespit edildiği, bu nedenle davacının menfi tespit talebinin kabul edildiği, davacının 109.518,66-TL fazla ödemesi bakımından davalının sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının dayanak takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, %20 oranında kötü niyet tazminatının temlik alan davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 109.518,66-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; dosyada alınan üç adet bilirkişi raporu arasında çelişkiler bulunmasına rağmen bu çelişkilerin giderilmediğini, sunulan belgeler ile ödeme dökümlerinin mahkemece incelenmediğini, hangi sözleşmeye dayalı olarak ne kadar kredi kullanıldığının ve yapılan tüm ödemelerin dosyaya sunulduğunu, rehin açığı belgesinin, takipte kesinleşen tutardan araç satış bedelinin düşülmesi sonucu bulunan tutar olup, bu tutarın kredi sözleşmesindeki tutara uymamasının doğal olduğunu, kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen tutarın istirdatı istemine ilişkindir. Yargılama sırasında davalı … Finansman tarafından dava ve takip konusu alacak 20.12.2019 tarihli sözleşme ile Armada Varlık Yönetim’e devredilmişse de, taraflar arasında hükümden sonra akdedilen 24.11.2020 tarihli devredilen alacağın iadesine ilişkin sözleşme ile dava ve takip konusu alacak, temlik alan Armada tarafından davalı … Finansman’a iade (temlik) edilmiştir. Somut olayda; davacı ile davalı arasında … plaka sayılı araç alımına ilişkin olarak 26.08.2015 tarihli 215110281 ve 215110282 sayılı kredi sözleşmelerinin akdedildiği, sözleşme ile birlikte aracın kaydına da davalı … Finansman (VDF) lehine rehin hakkı şerhedildiği, sözleşmeler kapsamında davalı tarafından davacıya taksitli kredi kullandırıldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine her iki sözleşmeden kaynaklanan kredi hesabı 06.04.2016 tarihli kat ihtarnameleri ile kat edilerek yine her iki kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle sözleşmelerin teminatı olan araç üzerindeki rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, takibin kesinleşmesiyle rehinli aracın ihale ile satışı sonucunda harç ve masrafların düşülmesi sonucunda 75.966,33-TL araç satış bedelinin davalı alacaklıya ödendiği, kalan 47.939,37-TL alacak için davalıya rehin açığı belgesi verildiği, bu belgeye dayalı olarak bu kez davalı alacaklı tarafından davacı aleyhine ilamsız takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davalının ödemeleri ile tahsil edilen rehinli araç bedelinin davacının borcundan fazla olduğu yönündeki bilirkişi raporuna dayalı olarak, davacının borcundan fazla ödeme yaptığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak mahkemece takibe dayanak sözleşmeler dışında taraflar arasında akdedilmiş diğer iki sözleşmeye dayalı olarak da davacıya kredi kullandırıldığı, dolayısıyla söz konusu diğer sözleşmeler nedeniyle de davacının davalıya borçlu bulunduğu hususu gözden kaçırılmıştır. Davalı tarafça sunulan sözleşmeler ve ödeme tablolarından anlaşılacağı üzere, davalı tarafından davacıya 31.08.2015 tarihinde … no’lu sözleşmeyle geri ödeme tutarı 121.305,72-TL olan ve aynı tarihli 215112850 no’lu sözleşmeyle de geri ödeme tutarı 16.430,95-TL olan iki ayrı kredi daha kullandırılmıştır. Taraflarca akdedilen tüm sözleşmelerin 13. maddesinde, “VDF’den birden fazla kredi kullanılmış ise VDF, yapılan ödemeleri dilediği krediye mahsup edebilecektir.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümü için, davalının kullandırmış olduğu tüm kredilerden kaynaklanan bakiye alacağının tespiti ile bu tutardan rehinli araç bedeli ile davalının ödemelerinin düşülmesi sonucunda davacının bakiye borcunun bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir. Bu kapsamda davalının rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe dayanak kredi sözleşmelerinden kaynaklanan bakiye alacağı, mahkemece alınan 25.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda işlemiş faiz ve gider vergisi ile birlikte toplam 107.005,94-TL olarak hesaplanmış olup, tahsil edilen rehinli araç bedelinin düşülmesi sonucunda düzenlenmiş olan rehin açığı belgesine göre, davalının rehinli takipten 47.939,37-TL bakiye alacağı bulunmaktadır. 31.08.2015 tarihli iki adet kredi sözleşmesinden kaynaklanan davalının geri ödeme tutarı ise toplam 168.844,13-TL’dir. Sözleşmelerin açık hükmü gereği, davalının yapılan tahsilatları dilediği krediden düşme hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle davacı tarafından yapılan ödemelerin davalının toplam alacağından düşülmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda mahkemece dosya ve tarafların ticari defter kayıtları üzerinde bankacı ve mali müşavir bilirkişiler aracılığıyla yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak; öncelikle taraflarca imzalanan dört ayrı kredi sözleşmesinden kaynaklanan davalı alacağının belirlenmesi, rehinli takipte tahsil edilen tutar ile davacı tarafça sunulan ödeme dekontları ve davalının sunduğu tahsilat dökümünün karşılaştırılması suretiyle, davacı tarafça yapılan ödeme tutarının tespiti ile bunun sonucunda davacının davalıya bakiye borcunun bulunup bulunmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2020 Tarih 2017/1048 Esas 2020/342 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Davalı tarafından yatırılan 1.924,8‬0-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/06/2023