Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/141 E. 2023/958 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/141
KARAR NO: 2023/958
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2020
NUMARASI: 2015/824 Esas – 2020/663 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalılar … ve … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalılar …, … ve … arasında 14.05.2013 tarihinde … Ltd. Şti’ne ait payların tamamının müvekkiline devrine dair pay devri ön sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre, 24.05.2013 tarihi öncesine ait olup mutabakat belgesinde yer almayan şirket borçlarından satıcıların sorumlu olacağını, 23.05.2013 tarihi itibariyle şirkete ait tespit edilecek net borç tutarının müvekkil … tarafından ödeneceğini, ödenen miktarın 2.000.000-TL’lik kısmının pay devri akdi için devralan konumunda bulunan müvekkilinin devralma borcunu oluşturacağı, ödenen miktarın 2.000.000-TL’yi aşması durumunda ise aşılan kısmın, devreden eski pay sahiplerince müvekkiline ödeneceğini, 24.05.2013 tarihinde pay devrinin gerçekleştirildiğini,taraflar arasında 22.06.2013 tarihli borç mutabakatı imzalandığını, buna göre 23.05.2013 tarihi itibari ile şirketin net borcunun 3.334.537,60-TL olduğu hususunda mutabık kalındığını, davalıların mutabakat hükümleri uyarınca aşan kısmın 691.000-TLsini ödemekle yükümlü oldukları halde ödeme yapmadıklarını ,davalılar aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalıların icra takibine itiraz ettiklerini, davalı … ve kefili davalı …’un icra takibine süresinde itiraz etmedikleri halde icra dosyasında itiraz dilekçeleri bulunduğunu, ancak bu belgelerin dosyaya sonradan eklendiğini, ödenmeyen kısma uygulanacak faiz sözleşmede belirlenmişken sehven icra takibinde reeskont faiz üzerinden talepte bulunulduğunu, sözleşme hükmü doğrultusunda hesaplanan faiz alacağının 155.134,23-TL olduğunu, bu nedenle 691.000-TL tutarında anaparaya ek olarak 155.134,23-TL faizin de borçlular tarafından müvekkiline ödenmesi gerektiğini belirterek, davalıların icra takibine vaki itirazının iptali ile davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, 155.134,23-TL faiz alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar … ve … vekili; davacının öncelikle İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/31 esas sayılı dosyasında itirazın kaldırılması davası açtığını, mahkemece davanın reddine karar verildiğini ve bu kararın davacı tarafça temyiz edildiğini, bu nedenle davacının artık itirazın iptali davası açamayacağını, ayrıca davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilleri ile davacı ve diğer davalılar arasında 14.05.2013 tarihinde pay devrine ilişkin bir sözleşme imzalandığını, müvekkillerinin üstlendikleri ödemeleri davacıya yaptıklarını, müvekkillerinin devirden önce %50 pay sahibi olarak üstlendikleri 667.268-TL’yi davacıya ödediklerini, davacı tarafın, müvekkillerinin devir bedelini aşan borçtan diğer davalılarla birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu düşünerek işbu davayı açtığını, ancak müteselsil sorumluluğun taksitle ödeme halinde söz konusu olacağını, müvekkillerinin ise taksitlendirme talebinin bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davalı … ve …’un ödeme emrine itirazının süresinde olmadığından davanın usulden reddine , diğer davalılar bakımından; taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesinde devir bedeli ve ödeme şeklinin hükme bağlandığı, 23.05.2013 tarihi itibariyle oluşacak borçlardan 2.000.000-TL’nin çıkartılarak bulunacak tutarın tamamı için payları oranında davacıya borçlanacakları, 6. maddede, satıcıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, 4. maddede faiz oranına ilişkin olarak, bedelin geri ödenmesine kadar geçen sürede … şirketinin …bank’tan kullandığı kredinin faiz oranı kadar bir faiz ilave edileceği, 14/05/2013 tarihli sözleşmenin 4. maddesi, 22/06/2013 tarihli mutakabat belgesi ve bu belgenin ekindeki 01/07/2013 tarihli beyan ve taahhütnameye göre, davalıların söz konusu borçtan müteselsilen sorumlu oldukları, buna göre davacının toplamda talebiyle bağlı kalınarak 691.000-TL asıl alacağının mevcut olduğu, …bank’tan bildirilen kredi faiz oranının %15,25 olması nedeniyle takip tarihine kadar hesaplanan faiz alacağının 103.645,27-TL olduğu, icra takibinde 93.621,03-TL talep edilip işbu dava ile faiz oranına göre ek olarak 61.513,20-TL talep edildiği gerekçesiyle, davalılar … ve … aleyhine açılan itirazın iptali davasının usulden reddine, diğer davalılar aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulüne, tüm davalılar aleyhine açılan alacak davasının ise kısmen kabulü ile 10.024,24-TL faiz alacağının davalılardan tahsiline,fazla istemin redddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … ve … vekili; davacı tarafça daha önce İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/31 esas sayılı dosya ile itirazın kaldırılması davası açılması sebebi ile davacının artık itirazın iptali davası açamayacağını, ancak bu hususun mahkemece tartışılmadığını, yine davanın 1 yıllık süre geçtikten sonra açıldığını ve bu nedenle de reddinin gerektiğini, sözleşmenin 4. maddesine göre müvekkillerinin davacıya karşı ancak payları oranında sorumlu olacaklarını, mahkemece atıf yapılan 01.07.2013 tarihli beyan ve taahhütname belgesinde müvekkillerinin imzasının olmadığını, bu nedenle bu belgeye dayalı olarak müteselsil sorumluluğa hükmedilemeyeceğini, müvekkillerinin sözleşmenin 4/5 maddesi hükmüne istinaden üstlendikleri borcu davacıya ödediklerini, şirketin devir bedelini aşan borcunun 1.334.537,60-TL olarak hesaplandığını, müvekkillerinin devirden önce şirketin %50’sine sahip olduklarını, sözleşme uyarınca müvekkillerinin üstlerine düşen 667.268-TL’yi davacıya ödediklerini, sözleşmenin 6. maddesinin açıkça devir tarihinden önce taraflarca mutabık kalınan şirket borçlarından başka borçlar çıkması durumunda, satıcıların bu borçlardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olacaklarından bahsettiğini, böyle bir borcun da bugüne kadar ortaya çıkmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan takibe yönelik itirazın iptali ile sözleşme kapsamında ilave faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafından davalılar aleyhine 691.000-TL asıl alacak ve 93.621,03-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 784.621,03-TL alacağın tahsili istemiyle takip başlatıldığı, davalıların takibe itirazı üzerine takip alacağı miktarı üzerinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı, ayrıca işlemiş faiz miktarının takipte talep edilenden daha fazla olmak üzere 155.134,23-TL olduğu ileri sürülerek ilave faiz alacağının talep edildiği, davaya konu fark faiz alacağı talebinin 61.513,20-TL olduğu, dolayısıyla dava değeri 846.134,23-TL olmakla birlikte, dava dilekçesinde 784.621,03-TL olarak gösterildiği, davacı tarafça 27,70-TL maktu peşin harç yatırıldığı anlaşılmaktadır.Dava itirazın iptali ve faiz alacağına ilişkin olduğundan nispi harca tabi bir dava olup, mahkemece harcın ödenip ödenmediğinin resen gözönünde bulundurulması gerekmektedir. Harçlar Kanunu’nun 30. maddesine belirtildiği üzere, yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için yargılamaya devam olunur. Takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Anılan Kanun’un 32. maddesinde de yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı hükme bağlanmıştır. Mahkemece, Harçlar Kanunu’nun anılan maddeleri gereğince eksik harç tamamlanmadan davaya devam edilemeyeceğinden, eksik harcın tamamlattırılması, bu eksikliğin tamamlanmaması halinde ise HMK’nın 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. Harç eksikliği istinaf sebebi olarak ileri sürülmese de re’sen incelenmiş, eksiklik giderilmek üzere ileri sürülen esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, kararın kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/824 Esas – 2020/663 Karar sayılı ve 15/10/2020 Tarihli kararın HMK’nın 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA; “Harç tamamlandıktan sonra yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE”Davalılar tarafından yatırılan 13.570-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/06/2023