Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1386 E. 2021/1278 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1386
KARAR NO: 2021/1278
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2021
NUMARASI: 2019/170 Esas-2021/343 Karar
DAVA: Sebepsiz Zenginleşmeye Dayanan İstirdat/ İade Davası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı tarafça dava dışı … Ltd. Şti. aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, Konya … İcra Müdürlüğünün … Tal. Sayılı dosyası ile takip borçlularından … için müvekkiline ait … Mah. … Sk. No:… Konya adresinde haciz yapıldığını, bu adresin müvekkiline ait olduğunu ve borçlu ile ilgisi bulunmadığını, ilgili haciz sırasında müvekkili tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu ve mahcuz malların istihkak iddia eden üçüncü kişiye yediemin sıfatıyla teslim edildiğini, istihkak iddiası ile ilgili İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takibin devamına karar verilmesi üzerine 30.03.2018 tarihinde muhafaza için gelindiği muhafaza baskısı altında davalı şirketin avukatı hesabına 33.000-TL ödeme yapıldığını öne sürerek haksız olarak ödendiğini iddia ettiği 33.000-TL’nin ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı vekilinin müvekkili şirketin hesabından taraflarına 33.000-TL ödendiğini iddia ettiğini, ancak davacı tarafın dilekçesinde eklediği dekonttan da görüleceği üzere ödemenin … isimli şahsın … Aziziye Şubesi’nde bulunan hesabından gönderildiğini, yalnızca açıklama kısmında davacı şirketin; isminin yazdığını, davacı tarafından yapılan bir ödeme olmadığından huzurdaki davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, haciz işlemi yapılan adresin davacı şirketle bir ilgisi bulunmadığını, :ekte yer alan vergi levhası, ticaret sicil gazetesi evrakı ve dava dilekçesi ekinde sunulan arabuluculuk tutanağından da anlaşıldığı üzere davacı şirketin adresinin … Mah. … Sok. No: … Karatay/Konya olduğunu, 15.01.2018 ve 30.03.2018 tarihli hacizler sırasında dosya borçlusu şirket yetkilisi …’in mahalde olduğunu ve beyanları verdiğini, haciz sırasında davacının değil, …’in istihkak iddiasında bulunduğunu, 30.03.2018 tarihli haciz zaptında da görüleceği üzere …’in yarım saat süre talep ederek dosya borcuna ödeme yapacağını, borçlu ile borcun tahsil harçları hariç 33.000-TL peşin ve bakiyesi 1 ay sonra olmak üzere 60.000-TL olarak ödenmesi konusunda sözlü mutabakata varıldığını, yarım saat içinde de 33.000-TL’nin hesaplarına yatırıldığını, adreste bulunan kira sözleşmesinde kiralayanın da borçlu şirket yetkilisi olan … olduğunu, yine adreste … baskılı ve üzerinde adresin de yazdığı kolilerin tespit edildiğini, takibin 2018/14821 esas numarasıyla başlatıldığını ve dosyadan yazılan ilk talimatta borçlu şirketin adresine hacze gidildiğini ve 06.08.2018 tarihinde mahalde …’in hazır bulunarak zaptı imzaladığını öne sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece; taraflar arasındaki ihtilafın; İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davacı tarafça ödenen 33.000-TL’nin iadesi gerekip gerekmediği,davacı şirketin usulünce ileri sürülmüş istihkak iddiası ya da haczedilen taşınırların mülkiyetini gösterir mahkeme kararı ibraz edilmemiş olmakla davacının kendisine ait malların haciz ve muhafazasını önlemek amacıyla ödeme yaptığı iddiasının yerinde olmadığı,davanın niteliğine göre 3. kişi tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı istirdat ve menfi tespit davasının icra takip borçlusu tarafından açılması gerektiği, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili; mahkemenin hukuki nitelendirmeyi hatalı yaptığını, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayanan geri iade davası olduğunu, haciz baskısında 3. kişi olarak borçlu olunmayan miktarın ödendiğini, İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/296 esas sayılı istihkak davasına dair eksik inceleme yapıldığını, aleyhlerine nispi vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; takip borçlusu olmayan davacının haciz ve muhafaza baskısı altında ödediğini iddia ettiği bedelin davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdadına ilişkindir. Davacı, dava dışı üçüncü kişi …’ ın, kendi adına davalı hesabına İstanbul … İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı dosyası için borçlu olmadığı halde adresinin … Mah. … Sokak No: … Konya’ da bulunduğundan bahisle haciz baskısı ile davalı tarafa ödenen 33.000-TL nin ödeme tarihi olan 30.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince iadesini talep etmiştir. Takip dosyasında borçlu olmamasına rağmen haciz baskısı altında borcu ödeyen 3. şahısların durumu İİK’nın 72. maddesinde açıkça düzenlenmemiştir. Borcu ödeyen takip borçlusu değil, takiple alakası olmayan davacı firmadır. Bu durumda; davacı 3. şahsın yaptığı ödeme ile takip borçlusu borcundan kurtulmuş ve sebepsiz zenginleşmiştir fakat takip dosyasının alacaklısı da aynı şekilde alacağını takipte borçlu konumunda olmayan 3. bir şahıstan almış bulunmaktadır. Takip alacaklısının takip alacağını, borçlu olmayan bir 3. şahıstan alması da onun açısından sebepsiz zenginleşme sayılmak durumundadır. Zira 6098 sayılı TBK’nın 77/1. Maddesine göre sebepsiz zenginleşen kişi, maddenin ifadesine göre aynen ” Haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen ” olarak tanımlanmıştır. Takip alacaklısı borçların nispiliği kuralı çerçevesinde borcunu borçludan almak durumundadır. Borçlu olmayan 3. bir şahsın haciz tazyiki altında takip borcunu ödemesiyle takip alacaklısının alacağını tahsili de haklı bir sebep olmaksızın başkasının (ödemeyi yapan 3. şahsın) malvarlığından zenginleşme sayılmalıdır. (Yargıtay 19. HD’ nin 2020/2448 Esas, 2020/4038 Karar sayılı,13.10.2020 tarihli emsal ilamı, Dairemizin 2017/ 782 Esas- 2018/ 750 Karar sayılı 21.06.2018 tarihli kararı benzer mahiyettedir.) Dosya kapsamına sunulu bilgi ve belgelerden davanın ”TBK kapsamında sebepsiz zenginleşme nedeni ile iade (istirdat) davası” olarak hukuken vasıflandırılması sonucu davacının ödemede bulunduğu alacağın iadesine dair davada sübjektif hakka ilişkin aktif husumetinin varlığı kabul edilmelidir. Davanın aktif husumet yokluğundan reddine ilişkin karar doğru olmamıştır. İstirdat davalarının değerlendirilebilmesi için takip borçlusu ile borcu ödeyen 3. şahsın aralarında organik bağ bulunup bulunmadığı ve ödemenin haciz baskısı gibi tazyik altında yahut serbest irade ile yapılıp yapılmadığı hususlarının net bir biçimde aydınlatılmasının gerektiği Yargıtay 11. H.D’ nin 04/03/2010 tarih ve 2008/6613 Esas-2010/2420 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 19. H.D’ nin 22/10/2015 tarih ve 2015/943 Esas-13382 Karar sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının tarafları; alacaklı davalı … Yön. AŞ, borçlular dava dışı … Ltd Şti ile dava dışı … Ltd. Şti dir. Takip borçlusu … Ltd. Şti adresinde ilk olarak 15.1.2018 tarihinde haciz uygulanmış olup haciz adresinin … Mah. … Sokak No:.. olduğu, haciz mahallinde borçlu … şirketinin faaliyet gösterdiği, borçlu şirketin adresinin … tarafından kiralandığı borçlu şirketin ortağının da … olduğu, davacı şirketin adresinin ise aynı sokak no:… olduğu anlaşılmaktadır. Haciz, takip borçlusunun adresinde ve … huzurunda icra edilmiş, bir kısım menkuller haczedilerek …’e teslim edilmiş, … davacı şirket lehine adresde 8 yıldan bu yana faaliyette bulunduklarını ileri sürerek istihkak iddiasında bulunmuş, İcra Hukuk mahkemesince istihkak iddiasının reddi üzerine aynı adrese 30.03.2018 tarihinde yeniden hacze gidilerek muhafaza istenildiğinde, …’ in yarım saat süre talep ederek ödeme yapmak istediğini beyan ettiği, alacaklı vekili tarafından hacizden vazgeçildiği, davaya konu ödemenin de bu haciz sırasında yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı şirketin sicil kayıtlarının incelenmesinde ise, …’in 10.2.2016 tarihinden bu yana şirketin tek ortağı olduğu anlaşılmaktadır. İcra memurunun adresde …’ın faaliyet gösterdiğine dair tespiti, borçlu şirkete ait fatura örneklerinin haciz tutanağına eklenmesi, …’ in haciz esnasında hazır olup borcunu ödeme için süre istediği ancak bu ödemenin davacı şirket tarafından yapıldığı, ortakların soyadlarında ki ayniyet nedeniyle şirketler arasında organik bağ bulunduğu anlaşılmaktadır. Adrese daha sonra haciz için tekrar gidildiğinde iş yerinin boşaltıldığı anlaşılmaktadır. Anlatılanlara göre davacı şirketin borçlu şirket ile organik bağ içinde olduğu, davacının haciz baskısı nedeniyle borçlu olmadığı bir parayı alacaklıya ödediği iddiasını, davalı alacaklının sebepsiz zenginleştiğini ispatlayamadığı sonucuna varılmaktadır. Sonucu itibariyle; davanın reddine ilişkin hükümde isabetsizlik yok ise de hükmün gerekçesi nedeniyle kaldırılması gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın aktif husumet yokluğundan reddine ilişkin kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesine, yerinde olmayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2021 Tarih 2019/170 Esas-2021/343 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA; “İspatlanamayan davanın REDDİNE” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin yatırılan 563,56-TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye gelir kaydına, bakiye 504,26‬-TL’nin talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı yararına takdir olunan 4.950-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafça yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.16/09/2021