Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1372 E. 2021/1279 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1372
KARAR NO: 2021/1279
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/03/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2018/533 Esas
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/09/2021
İhtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili, müvekkilinin beş adet taşını satın alınması için 270.000- USD karşılığında davalılardan … ile anlaştığını, ancak …’ın talebi ile parayı banka havalesiyle onun eşi …’a gönderdiğini; satıcının davalı şirketin sahibi olduğunu belirterek; bilahare pırlanta taşlarının kendisine teslim edilmediğini, gönderilen paranın 20.000-usd’sinin davalıların karına ilişkin olduğunu; 250.000- USD’nin talep edildiğini; sonuç alınamadığını belirterek 250.000- USD alacak yönünden İstanbul Anadolu … İcra Dairesinde icra takibi başlatıldığını, haksız bir itirazla takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep etmiş ve alacağının teminatı içinde davalılara ait gayrimenkul ve araçlar üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 31/03/2021 tarihli ara karar ile; İhtiyati haczin konusunun ” bir miktar para ” olabileceği, davalının üzerine kayıtlı araç ve gayrimenkullerin üçüncü şahıslara devrini engellemek için ihtiyati haciz değil ihtiyati tedbir talep edilmesi gerektiği; öte yandan davalının araç ve gayri menkullerinin üzerine ihtiyati haciz konulması olarak talebin değerlendirilmesi halinde ise; Adli Tıp incelemesine konu olan sevk irsaliyesinde bir takım numaralar yazılı olduğu, bunlar mücevherat ise bedelinin yazılı olmadığı, her ne kadar toplam karatı üzerinden bedel tespit ettirmek mümkün gibi görünse de bu kez de sevk irsaliyesi üzerindeki ” servis amaçlı gönderilmiştir ” yazısının hukuki yorumunun gerektiği ve bunun taraflarda dinlendikten sonra mahkemece yargılamanın ilerleyen safhalarında yapılacağı; şu haliyle sadece davalıların imza inkarı nedeniyle öncelikle bu sevk irsaliyesinin delil teşkil edip etmeme durumu için bilirkişi incelemesi yaptırıldığı yoksa bu bilirkişi incelemesiyle davacının 2.500.000-TL alacağının ispatlanmış sayılamayacağı nazara alınarak; ihtiyati haciz için kuvvetle muhtemel bir alacağın varlığı şartının henüz gerçekleşmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; gerekçede ihtiyati haciz için bir miktar para talep edilmesi gerektiği belirtilmiş olup, dava konusunun zaten alacak davası olduğunu, bu gerekçenin anlaşılamadığını, davalı …’ın teslim aldığı pırlantalara yönelik sevk irsaliyesindeki imzaların davalıya ait olduğunun gelen ATK imza raporu ile ispatlandığını, davalının teslim aldığı sabit olan pırlantalara yönelik pırlantaların bedelini ödediği veya teslim aldığı pırlantaları geri iade ettiğine dair delil sunmadığını, imzanın da davalıya ait çıktığını, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını, ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı tarafın, dava konusu pırlantaların davalılardan …’a teslim edildiğine dair sevk irsaliyesi ibraz ettiği, sevk irsaliyesindeki imzaya davalıların imza itirazında bulundukları, yapılan imza incelemesinde ATK’dan imzanın davalı …’a ait olduğuna dair rapor geldiği anlaşılmaktadır.Davacı, dava konusu alacağının varlığı iddiası ile alacağını temin için davalılara ait taşınmaz ve taşınır araçlar üzerinde devir ve temliki önleme amaçlı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. Davalıların, davacı ile aralarında ticari bir alışveriş olmadığını, sadece …’in iri pırlanta taş aradığını duyduklarını, bu durumu davacıya bildirdiklerini, davacının …’la görüşmek istemesi üzerine de arada komisyonculuk yaptıklarını ancak mücevherat alım satımının davacı ile Fırat arasında olduğunu kendilerinin mücevherat bedellerinden sorumlu olmayacaklarını savundukları anlaşılmaktadır. İhtiyati haciz, para alacaklarına ilişkin doğmuş (mevcut) veya doğacak (müstakbel) takibin sonucunun güvence altına alınması için mahkeme kararı ile borçlunun mal varlığına el konulmasını sağlayan geçici bir hukuksal korumadır. Davacı tarafın talebinin de İhtiyati haciz olduğu anlaşılmaktadır.Kural olarak bir davada tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların ispatı için tahkikat yapılması ve delillerin toplanması gerekir. Hakim tüm delilleri inceleyip değerlendikten ve tam bir karara ulaştıktan sonra nihai kararını verir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için muaccel bir para alacağının bulunması ön koşul olup, varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olan bir alacak talebi yönünden ortada muaccel veya müeccel bir para alacağı bulunduğu söylenemeyecektir. İlk derece mahkemesi ; davacının muaccel alacağının varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Tahkikatın gereği inkar edilen imzanın davalı …’a ait olduğu yolunda Adlı Tıp Kurumu rapor vermiş ise de; bu rapor nedeniyle tahkikatın tamamlandığı ,duraksamadan muaccel alacağın varlığının belirlendiği kabul edilemeyecektir. Talep yargılamayı gerektirdiğinden , İlk derece mahkemesinin delilleri takdirinde isabetsizlik görülmemiştir.Davacı ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati haciz talep eden/ davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/09/2021