Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1359 E. 2021/1392 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1359
KARAR NO: 2021/1392
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2021
NUMARASI: 2019/1158 Esas – 2021/282 Karar
DAVA: Ücretsiz Onarım
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, … tescil Plakalı … Marka aracın kendilerine 27/10/2016 tarihli, Seri … Sıra … Sıra No.lu fatura ile 319.364-TL bedel karşılığında, davalı … A.Ş. tarafından satıldığını, işbu aracın ön ızgaralarındaki metalik kısımda aracın satın alınmasından takriben 2,5 yıl sonra sebepsiz yere bir anda soyulma meydana geldiğini, aracın ön ızgarasında meydana gelen soyulma nedeniyle oluşan ayıbın ücretsiz olarak davalılar tarafından onarımının yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … AŞ vekili ;aracın 27.10.2016 tarihinde satın alındığı, davanın ise 25.10.2019 tarihinde açıldığını,2 yıllık zamanaşımı süresinin ve garanti süresinin de geçtiğini, araçta imalattan kaynaklanan ayıp bulunmadığını,yetkili servis tarafından yapılan incelemede; şikayetin zaman içerisinde kullanıma bağlı olarak gerçekleştiğinin anlaşıldığını, soyulmanın meydana geldiği yerin aracın dış tarafında ve özellikle de ön kısmında yer alan kullanıma bağlı olarak deforme olması beklenen bir kısım olduğunu, bu nevi bir soyulmanın bir kimyasal ile yıkama nedeni ile veya kullanım sırasında sıçrayan bir taşın yarattığı deformasyon nedeni ile ortaya çıkma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. 2-Davalı … A.Ş.vekili ; aracın 27/10/2016 tarihinde dava dışı …’e (“İlk Alıcı”) eksiksiz olarak satılıp teslim edildiğini, bahsi geçen aracın ön ızgaralarındaki metalik kısımda aracın satın alınmasından takriben 2,5 yıl sonra sebepsiz yere bir anda soyulma meydana geldiği gerekçesiyle ikame edilen ücretsiz onarım talepli eldeki dava, ayıbın davacıdan saklanmak suretiyle satışın gerçekleştiği iddiasına dayandığını, davacı firma ile aralarında hukuki ilişki bulunmadığını, dava konusu aracın dava dışı …’e sıfır kilometre ve ayıpsız bir şekilde satıldığını, ismi geçen dava dışı şahsın aracı sorunsuz bir şekilde kullandığını, bu süreçte kendilerine herhangi bir ihbar/bildirim yapılmadığını, bunun akabinde aracın davacı şirkete satıldığının anlaşıldığını , öncelikle dava şartı yokluğu, hak düşürücü süre itirazları dikkate alınarak davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise husumet yokluğu, zamanaşımı def’i ile araçta hile ile gizlenmiş herhangi bir gizli ayıp mevcut olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: … plakalı aracın ızgarasında bulunan metalik kısımdaki soyulmanın üretim aşamasındaki işlemlerden ( malzeme, işçilik, test) kaynaklandığı, … plakalı aracın üretim aşamasındaki bu hatadan dolayı ayıplı bir araç olduğu, satın alma işlemi sırasında böyle bir ayıbın gözle görülemeyecek olması nedeniyle ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu değerlendirilerek davacının davasının kabulü ile TBK’nın 227/1 maddesi uyarınca satılanın ücretsiz olarak davalılar tarafından onarılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davalı … AŞ vekili; TTK m. 23 gereği hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, TBK m. 231 gereği 2 yıllık zamanaşımının dolduğundan bahisle zamanaşımı def’ ini ileri sürdüklerini, bilirkişi raporunun eksik, belirsiz ve yanlış değerlendirmelere ilişkin tespitlerinin bulunduğundan hükme esas alınmaması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … AŞ vekili;kararın gerekçesiz olduğunu, keşifte bulunmadıklarını bu nedenle bilirkişi raporunun eksik, belirsiz ve yanlış değerlendirmelere ilişkin tespitlerinin bulunduğundan hükme esas alınmaması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: … plakalı aracın trafik sicil kaydı dosya arasına istinaf aşamasında 22.09.2021 tarihinde celp olunmuştur. Trafik sicil dosyası incelendiğinde; davalı … AŞ (1. Satıcı ) tarafından aracın 28.10.2016 tarihinde dava dışı …’ e satıldığı ( 1.Alıcı) , dava dışı … (2. satıcı) tarafından aracın 19.12.2017 tarihinde davacıya ( 2. Alıcı) satıldığı, davacı tarafından (3. Satıcı) aracın yargılama devam ederken dava dışı … Ltd. Şti’ ye ( 3. Alıcı) satıldığı anlaşılmıştır. Dava açıldığı tarih olan 10.09.2019 da davacı 2. alıcı olarak araca maliktir. Ancak; davacı davasını 2. alıcı olarak; 1. satıcı olan davalı … ile 1. alıcı olan kendisine aracı satan … arasındaki 28.10.2016 tarihli satım sözleşmesine dayandırmakta ve diğer davalı …’ den üretici olması nedeniyle ücretsiz onarım talep etmektedir. Sözleşmelerin nispiliği ilkesi uyarınca kural olarak edimler ve yükümlülükler taraflar yönünden bağlayıcı olup, üçüncü kişilere bir yükümlülük getirmez. Somut olayda , davalıların davacının tarafı bulunduğu sözleşmenin tarafı olmadığı, davacının ikinci alıcı olarak, kendisine araç satan ilk alıcı olan ikinci satıcının davalılar ile arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı anlaşılmaktadır. Ancak davacı bu sözleşmenin tarafı değildir. Davacının tarafı olduğu sözleşme 19.12.2017 tarihli dava dışı … ile imzalanan sözleşmedir. Davacı 2. alıcı olarak talebini kendisinin tarafı olduğu sözleşmenin tarafı olan 2. satıcı dava dışı …’ e yönlendirebilir. Davacı haklı çıktığı taktirde haklılığına göre, … de eğer şartları mevcutsa davalılara karşı ( üretici sıfatı ile ve sözleşme tarafı olan kendisine araç satan satıcı sıfatı ile) rücu hakkını kullanabilir. Davacı ile davalı … arasında hukuki ilişki kapsamında sözleşme mevcut olmadığından bunun sonucu davacının tarafı olmadığı sözleşmeden doğan haklardan yararlanması ve davalı …’nun davacıya karşı sorumlu tutulabilmesi mümkün değildir. Yine bunun diğer bir sonucu da üretici olan diğer davalı …den de davacının bu kapsamda müteselsil sorumlu olarak hak talep etmesi mümkün değildir. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; davacı tarafı olmadığı 28.10.2016 tarihli araç satış sözleşmesine dayanarak, ilk satıcı ve üreticiden sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereğince ve garanti gereğince talepte bulunamaz, davacı tarafından davalılara husumet yönlendirilemez. Bunun sonucu davalıların pasif husumeti bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince sözleşmenin nispiliği ilkesi ile üreticinin garanti kapsamı sorumluluğu hususunun göz ardı edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.Ancak ;ilk derece mahkemesi tarafından yapılan bu hata/yanlışlık nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1158 Esas-2021/282 Karar sayılı ve 29/03/2021 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; yeniden hüküm verilmesine, “Pasif husumet yokluğundan davanın REDDİNE” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 59,30-TL harcın; peşin yatırılan 44,40- TL ile tamamlama harcı 500-TL harçtan mahsubu ile fazla olan 485,10-TL’nin davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Davalılar lehine takdir olunan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin istinaf karar harcının (Davalı …Ş. 122-TL, davalı … A.Ş. 120,91-TL) istek halinde kendilerine iadesine, Davalı … tarafından yapılan 23,50-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/09/2021