Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1334 E. 2021/1210 K. 01.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1334
KARAR NO: 2021/1210
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/04/2021
NUMARASI: 2021/62 Esas 2021/413 Karar
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/09/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre satılacak aracın fiyatının 516.700-TL olduğunu, davacı tarafından 04.08.2020 tarihinde 20.000-TL peşinatın ödendiğini, alıcı … tarafından peşinatın yatırılması üzerine satıcı …, 27.08.2020 tarihinde anlaşma doğrultusunda satış fiyatı toplamı 516.700-TL olan proforma fatura düzenlendiğini, bunun üzerine alıcının,satış bedelinden geriye kalan 496.700-TL’yi de 28.08.2020 tarihinde ödediğini,ancak davalının zamanında fatura düzenlemediğini ve aracı da teslim etmediğini ileri sürerek , davalının haksız olarak tahsil ettiği 64.300-TL’yi fazladan ödemenin yapıldığı tarih olan 31.08.2020′ den itibaren faizi ile birlikte ödemesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; 29 ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile ÖTV zammı gerçekleştiğini, kararın 30.08.2020 pazar günü saat 23:59’da resmi gazetede yayınlandığını, bu karar ile davacının satın almak istediği aracın ÖTV oranının değiştiğini ve aracın güncel vergilerle ile birlikte fiyatı 581.000-TL olarak davacıya bildirildiğini, davacı tarafından ihtirazı kayıtkonulmadan vergi kaynaklı 64,300-TL bedelin aynı gün ödendiğini ve davacıya fatura kesilerek aracın satıldığını,aracın vergi zammına uğramasında davalıya atfedilebilecek kusur bulunmadığnı, davacının da aracın kendisine teslim anına kadar gelebilecek tüm fiyat artışlarını kabul ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece,dosyaya sunulan her iki proforma faturada, sipariş konusu aracın teslim tarihine kadar devlet tarafından vergi oranlarında bir değişiklik yapılması halinde meydana gelecek (+) veya (-) farkın fiyatlara yansıtılacağının belirtildiği, taahütnamenin 5.maddesinde de benzer düzenleme bulunduğu, davacı tarafın bu belgelerde imza ve kaşesinin bulunduğu, ilk proforma faturanın 27.08.2020 tarihli 516.700-TL bedelli olduğu, davacının 20.000-TL’yi 04.08.2020 tarihinde, geriye kalan 496.700-TL’yi 28.08.2020 tarihinde (cuma günü) ödediği, ÖTV ye ilişkin Cumurbaşkanı Kararı’nın 30.08.2020 (pazar günü) resmi gazetede yayınlandığı, davalının 31.08.2021 tarihli 581.000-TL bedelli ikinci faturayı düzenlediği, davacının bakiye miktarı da ihtirazı kayıt koymadan ödediği,proforma faturada yer alan düzenlemelerin araç satışına ilişkin olarak ticari hayatta yaygın bir şekilde kullanıldığıVUK 231/5. Maddesi uyarınca faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün içerisinde düzenleneceği, davacı tarafın e-faturayı 31.08.2021 tarihinde düzenlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; taraflar arasındaki anlaşmaya göre söz konusu aracın fiyatının 516.700-TL olduğunu, müvekkilinin araç bedelini ödediğini, ancak satıcı …’in fatura düzenlemediğini ve aracı da teslim etmediğini, 30/08/2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile ek vergiler getirildiğini, davalının 31/08/2020 tarihinde hem yeni bir proforma fatura hem de satış faturası düzenleyerek satış fiyatını toplam 581.000-TL gösterdiğini,satış faturasının ödendiği gün kesilmediği gibi aracın da teslim edilmediğini, oysaki ödemenin Cumhurbaşkanı kararından önce gerçekleştiğini, teslimdeki gecikme nedeniyle davalının temerrüde düştüğünü, satış bedelinin ödenmesiyle birlikte satıcının malı teslim etme borcunun doğduğunu, müvekkilinin kusuru olmamasına rağmen davalının sorumsuzluğu sebebiyle zarara katlanmasının hakkaniyetle bağdaşmadığını, kararın kaldırılarak talebi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Uyuşmazlık akdedilen satış sözleşmesi kapsamında ÖTV zammı nedeniyle davacı tarafından ödenen ilave satış bedelinin kısmen iadesi istemine ilişkindir. Somut olayda; davacıya satışı konusunda taraflar arasında gerçekleşen görüşme sonucunda aracın satış bedelinin 516.700-TL olduğu, davacının 04/08/2020 tarihinde 20.000-TL peşinatı EFT yapmak suretiyle ödediği, 27/08/2020 tarihinde satış fiyatı toplamı 516.700-TL proforma fatura düzenlendiği, davacının geri kalan 496.700-TL’yi 28/08/2020 tarihinde ödediği, 30/08/2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı çerçevesinde ek vergiler getirildiği, 31/08/2020 tarihinde satıcının satış faturasını vergi artışıyla birlikte 581.000-TL olarak düzenlediği, bu satış fiyatı üzerinden satışın gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından düzenlenen proforma faturalar sözleşme hazırlığı kapsamında fiyat teklifi olup, bu belge ile davacının talep ettiği aracın ithali sağlanarak teslim tarihindeki fiyat üzerinden satışı amaçlanmıştır. Her iki proforma faturada, sipariş konusu araçların teslim tarihine kadar devlet tarafından vergi oranlarında bir değişiklik yapılması halinde meydana gelecek farkın fiyatlara aynen yansıtılacağı belirtilmiş davacıda proforma faturayı imzalamıştır.Buna göre davacının ödediğini belirttiği 516.700-TL aracın kesin satış bedeli olmadığı ,aracın teslimi için kesin bir tarih belirlenmediği anlaşılmaktadır.Proforma faturada ki fiyatlar kesin satış fiyatı olmadığı gibi kesin fiyatın vergi değişiklikleri halinde değişebileceği davacıya satıcı tarafından bildirilmiştir.Teslimin bilerek geciktirildiği ve satıcının kusuru ispatlanamamıştır.Vergilerde değişiklik olması halinde yansıtılacağını bilerek aracı satın alan davacının aracın teslimi tarihine tesadüf eden Cumhurbaşkanı kararı nedeniyle ilave ödenmesi gereken ÖTV artışından kaynaklanan fiyat farkına davalıya yükletilemeyeceğinden davalı aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/09/2021