Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1312 E. 2021/1202 K. 01.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1312
KARAR NO: 2021/1202
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/03/2021 (Ek Karar)
NUMARASI: 2021/101Esas
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/09/2021
İhtiyati hacze itirazın reddine dair ek kararın ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili;davalı şirketin ortağı olup davalı şirkete banka havalesi yoluyla 250.000-TL borç para gönderdiğini, davalı şirketin yaklaşık 1 yıldır içerisinde bulunduğu işyerinde kira ödemesi yapmadığını, buna ilişkin birçok icra dosyası ve tahliye davasının mevcut olduğunu, müvekkili davacının alacağının temini bakımından;ilerde verilecek olan kararın infazının mümkün olmayacağı ihtimali göz önüne alınarak, davalının adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dava ve icra takibinin bir miktar para alacağına ilişkin olduğu, ihtiyati haciz talep edenin dilekçesine eklediği belgeler incelendiğinde, alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olduğu hususunda kanaat uyandırıcı nitelikte olduğu ve bu haliyle de İ.İ.K.’nın 257/1. maddesindeki şartların mevcut olduğu ve 258. maddesindeki yaklaşık ispat koşullarının da oluştuğu gerekçesiyle davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü ile; İİK’nın 257/1 maddesi gereğince, dava ve takip konusu 250.000-TL’lik alacak ile sınırlı ve tedbirde ölçülülük ilkesine uygun olmak üzere davalının taşınır ve taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı/ihtiyati tedbire itiraz eden vekili ; davacı tarafın yönetim kurulu üyesi olduğu şirket aleyhine hiçbir hukuki dayanak bulunmaksızın icra takip işlemi başlatmış olması ve bununla birlikte ticari operasyonlarını zaten pandemi nedeniyle büyük bir zorlukla yürütme gayreti içerisinde bulunan şirket aleyhinde ihtiyati haciz talebinde bulunmasının kötü niyetli ve TMK’nın 2. maddesi çerçevesinde de dürüstlük kuralı ile bağdaşmayan bir durum olduğunu, davaya konu edilen alacak iddiasının hukuki somut bir delile dayandıramadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
EK KARAR: Mahkemece; dava icra takibinin bir miktar para alacağına ilişkin olduğu, davalı-ihtiyati hacze itiraz eden yanca itiraz dilekçesi ekinde sunulan İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/94 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen ihtiyati haciz ret kararının emsal oluşturmayacağını, ihtiyati haciz talep edenin dilekçesine eklediği belgeler incelendiğinde alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olduğu hususunda kanaat uyandırıcı nitelikte olduğu ve bu haliyle de İİK.’nın 257/1. maddesindeki şartların mevcut olduğu ve 258. maddesindeki yaklaşık ispat koşullarının da oluştuğu ve bu haliyle de 18/02/2021 tarihli ara karar ile verilen ihtiyati haciz karanının da hukuka uygun olduğu gerekçesiyle ihtiyati hacze ilişkin itirazların reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kanunda aranan şartların hiçbirinin gerçekleşmediğini,davacının çok kısa bir zaman öncesine kadar müvekkil şirkette yönetim kurulu üyeliği yapmış olup, aktarılan bedellerin sermaye avansı olarak kaydedildiğinden haberdar olduğunu, diğer ortakların da şirkete aynı şekilde ödemeler yaptığını ,pandemi nedeniyle kapatılan işletmenin faaliyetlerine bir müddet ara veridiğini ,parayı gönderirken kötüniyetle borç açıklaması yazdırdığını ,talebin hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, kanunda sınırlı sayıda olarak sayılan hususların gerçekleştiğine ilişkin somut bir emarenin bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden,bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve vadesinin geldiğini yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, muaccel bir para alacağının bulunması ön koşuldur. Varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olan bir alacak talebi yönünden ortada muaccel veya müeccel bir bir para alacağı bulunduğu söylenemeyecektir. İhtiyati hacze itiraz ise İİK’nın 265. maddesinde düzenlenmiş olup; madde hükmüne göre “borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.” Somut olayda; davacı şirket ortağı tarafından davalı şirkete borç açıklamasıyla davaya konu paranın gönderildiği,davalı vekili tarafından da şirketin başka ortakların da para gönderdiğini davacının kötüniyetli hareket ederek borç açıklaması yaparak gönderdiğini ,gönderilen paranın ileride yapılacak sermaye artımlarının avansı olarak şirket kayıtlarına geçirildiği ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır.Esasen davacı tarafından yapılan ödemenin paranın varlığı ve miktarı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Tüm dosya kapsamının yaklaşık ispat şartının sağlandığı, kanaat uyandırıcı nitelikte olduğu ve bu haliyle de İİK’nın 257/1. maddesindeki şartların davacı yararına mevcut olduğu sonucuna varılmakla , ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ek karar da isabetsizlik görülmemiştir.İstinaf nedeni yerinde olmayan ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.01/09/2021