Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1288 E. 2021/1352 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1288
KARAR NO: 2021/1352
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2020
NUMARASI: 2018/423 Esas-2020/296 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket ile … şirketi arasındaki alacağın devri sözleşmesi ile …’nın, …’dan olan olan alacağını müvekkiline devrettiğini, müvekkilinin borçlu …’a 08.09.2016 tarihli ihtar ile alacağın devrini ihtar ettiğini, borcun ödenmemesi üzerine İst. Anadolu … İcra Dairesinin … dosyası ile borçlu … hakkında icra takibi başlatıldığını,yine …’nın alacaklısı … tarafından İst. … İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile …’nın … nezdindeki hak ve alacakların haczi için 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini,haciz ihbarnamesi ile alacağın devrine dair ihtar aynı gün tebliğ edildiğinden alacağın kime ait olduğunu bilmediğini iddia ederek İst.Anadolu 18. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/5 D.İş dosyası ile tevdi mahalli tayin ettirerek açılan hesaba para yatırdığını, alacağın temliki sözleşmesi ile alacağın müvekkiline geçtiğinden öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu belirterek,tevdi mahalindeki paranın İst.Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … ltd.şti vekili; temlik eden …’nın alacaklısı …’in de müvekkilinden ödeme talep ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin uyuşmazlık konusu haline gelen alacağı tevdi mahalline yatırdığını, müvekkilinin borçtan kurtulduğunu, …’nın müvekkilinden olan alacağını davacıya devrettiğini, 21.09.2016 tarihinde …’nın alacaklısı … firmasının İİK 89/1 haciz ihbarnamesinin de müvekkiline tebliğ edildiğini, davacı tarafından daha sonra 29.12.2016 tarihinde takibe geçildiğini, müvekkilinin tevdi mahalline ödeme yaparak borçtan kurtulduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; …’ya aynı gün hem haciz ihbarnamesi hem de temlik sözleşmesinin tebliğ edildiği, ancak … firmasının açtığı icra takibinde gönderilen birinci haciz ihbarnamesi 07.09.2016 tarihli ihtiyati haciz kararına dayanmakta olup, söz konusu ihtiyati haciz kararı ile tevdi mahalline bırakılan alacak üzerine haciz konulması nedeniyle devrinin mümkün olmadığı, dolayısıyla 08.09.2016 tarihinde yapılan temlik sözleşmesi ile söz konusu alacağın davacıya temlik edilmesinin mümkün olmadığı, paranın tevdi mahalline bırakılması ile davalı …’ın taraf sıfatı ortadan kalktığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; temlik sözleşmesinin geçersizliğinin ileri sürülmesinin yerinde olmadığını, ihtiyati haciz kararının mahkeme kararı gibi hüküm doğurmadığını,alacağın üzerinde tasarruf etmeye elverişli olmadığı kanaatinin hatalı olduğunu, temlik sözleşmesinin geriye dönük, yapıldığı tarihten itibaren sonuç doğuracağını, bu nedenle haciz ihbarnamesine olumsuz yanıt verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Somut olayda; davalı …’nın diğer davalı …’tan olan alacağını 08.09.2016 tarihli sözleşmeyle davacıya temlik ettiği,temlik sözleşmesinin borçlu …’a 21.09.2016 tarihinde tebliğ edildiği, …’nın alacaklısı … tarafından alınan ihtiyati haciz kararıyla …’ya yönelik İst. … İcra Dairesinin … sayılı dosyada esas takibe geçildiği, bu dosyada düzenlenen 1. haciz ihbarının 21.09.2016 tarihinde 3. kişi sıfatıyla …’a tebliğ edildiği, davalı … tarafından tevdi mahalli tayin ettirilerek 10.000-TL parayı tevdi mahalline yatırdığı anlaşılmaktadır. Temlik sözleşmesinin tebliğinden sonra …’ın artık alacağı temlik eden …’ya ödeme yaparak temlik alana karşı borçtan kurtulması mümkün değildir. Aynı tarihte …’nın alacaklısı … tarafından …’a İİK’nın 89/1 maddesine dayalı 1. haciz ihbarnamesi tebliğ edilmiş olup haciz ihbarnamesine de itiraz edilmemekle tevdi mahallindeki para borçlu …’ın elinde (yedinde) sayılmıştır. Bu durumda borçlu …, kendisine gönderilecek 2. haciz ihbarnamesi üzerine parayı icra dairesine teslim etmek zorundadır. Kesinleşen haciz işlemi doğrultusunda tevdi mahallindeki para icra dairesinin yazısı üzerine icra dosyasına gönderilmiştir.Diğer yandan haciz ihbarnamesine dayanak ihtiyati haciz kararının temlik sözleşmesinden önce 07.09.2016 tarihinde verildiği ,takibin kesinleşmesiyle kesin hacze dönüştüğü gözetildiğinde , temlik öncesinde haczedilmiş olan para hacizli olarak temlik edilmiş olmakla, ihtiyati haciz temlik alan davacıya karşı da hüküm ifade etmektedir. Bu nedenle davalı …’ın elinde haczedilerek tevdii mahalline yatırılan para yönünden artık alacaklı …’nın tasarruf imkanı ortadan kalktığından temlik sözleşmesine üstünlük tanınması gerektiğine ilişkin davacı vekilinin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.İlk derece mahkemesince davalı … yönünden davanın husumet yönünden, diğer davalılar yönünden ise esastan reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 23/09/2021