Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1270 E. 2021/1209 K. 01.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1270
KARAR NO: 2021/1209
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2020
NUMARASI: 2019/672 Esas 2020/830 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/09/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; Şişli Sosyal Güvenlik Merkezinde işlem gören işyeri sigortalılarından …’nın 01/07/1977 tarihinde geçirdiği meslek hastalığı sebebiyle 16/10/1999 tarihinde vefatı sonucunda hak sahiplerine 3.109,02-TLlik peşin sermaye değerli gelir bağlandığını, uğranılan kurum zararının karşılanmasını teminen İstanbul 36.İş Mahkemesinin 2019/145 esas sayılı dosyasına kayıtlı olarak … Fabrikası-… A.Ş. aleyhine dava açıldığını, şirketin son adresi için Ticaret Sicile yazı yazıldığını, ticaret sicil müdürlüğünün yazısından şirketin terkin edildiğinin bildirildiğini, İstanbul 36.İş Mahkemesince davacıya ihya davası açmak üzere süre verildiğini, bu nedenle … Fabrikası-… A.Ş. açısından açılan dava dosyası yönünden geçerli olmak üzere yeniden Ticaret Sicil memurluğunda tescil edilerek borçlu şirkete tüzel kişilik kazandırılması, borçlu şirketin ihyasına ilişkin mahkeme kararının borçlu şirketin yeniden yapılacak sicil kaydının ticaret sicil gazetesinde ilanı için işbu davanın açılması gerektiğini, davacı kurumun borçlu şirketten alacağı olup, şirketin terkin edildiğini, her ne kadar tasfiye ticaret sicilinde silinmiş ise de, alacakların gözetilmediğinden terkinin gerçek olarak tamamlanmadığını beyanla, ihyası istenen şirket yönünden terkin işleminin iptaline, şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ticaret sicili müdürlüğü tarafından , davaya cevap sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ihyası talep edilen şirket aleyhine İstanbul 36.İş Mahkemesinin 2019/145 esas sayılı dosyasında alacak davası açıldığı ve yargılamanın halen derdest olduğu, açılan davaya devam edilerek hüküm kurulabilmesi için davaya konu şirketin yeniden ihyasına karar verilmesi gerektiği, ayrıca ihyası istenen şirketin sicil kayıtlarında şirket yetkilileri ve tasfiye memurunun ayırt edici nitelikleri, doğum tarihleri, ana adı, baba adı, TC kimlik numarası, nüfusa kayıtlı olduğu yer gibi bilgilerin yer almadığından, söz konusu davada ihyasına karar verilen şirketi temsil etmek üzere Tasfiye Memuru olarak Av. …’ın atanmasına ücret takdirine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmediğini, tasfiye memuruna 6.000-TL yargılama gideri ödenmiş olup sair yargılama giderlerinin mevcut olduğunu, HMK 326.maddesi hükmü uyarınca davalının sorumlu tutularak tarafına hükmedilmesi yönünde hüküm tesis edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak tasfiye memuru ücreti dahil yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak müvekkili kuruma ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: HMK’nın 355/1 maddesi gereği istinaf incelemesi ileri sürülen istinaf sebebleri ile sınırlı olarak yapılmalıdır. Tüzel kişiliğin ihyasına ilişkin hüküm davacı vekili tarafından davacı yararına yargı gideri ve vekalet ücreti takdir edilmemesi nedeniyle istinaf edilmiştir. İhyası talep edilen şirketin tasfiyesi 1991 yılında tamamlanmış ve sicil kayıtlarından terkin edilmiştir.tasfiye memurunun kimlik bilgilerine ulaşılamamış davada da taraf gösterilememiştir. Zorunlu olarak şirketin ek tasfiye işlerinin tamamlanması için tasfiye memuru atanması ve atanan tasfiye memuruna takdir edilen maktu ücretin davacı tarafından ödenmesine hükmedilmiştir. Davalı İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü yasal hasım konumunda olup davalı aleyhine yargı gideri ve vekalet ücreti takdir edilemeyeceği yerleşik yargı uygulaması olup ,davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle HMK 326 gereği davacı lehine yargı giderine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiş davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Yargıtay HGKnun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile ” şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, ek tasfiyenin ” çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tesbit edilmesi nedeniyle, çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/09/2021