Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1267 E. 2023/1667 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1267
KARAR NO: 2023/1667
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2021
NUMARASI: 2018/1192 Esas – 2021/283 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalıya mal satıp teslim ettiğini, 9.030,56-TL cari hesap alacağının olduğunu, tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü … sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takipte yetkiye ve borca itiraz edildiğini, davalının ticaret sicilindeki adresinin bulunduğu yer esas alınarak takip yapıldığını ileri sürerek, itirazının iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davalı adresi itibariyle İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, davacı ile aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin ve cari ilişkinin olmadığını, TTK 89/2 maddesi uyarınca yazılı şekilde yapılamayan cari hesap sözleşmesi geçerli olmayacağından davacının bakiye cari hesap alacağına dayanarak takip yapamayacağını ve takiple bağlı olan itirazın iptali davası açamayacağını savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, TBK 89/1 maddesi uyarınca alacaklının bulunduğu yer mahkemesi yetkili olduğundan davalının yetki itirazının reddine, dava konusu alacağın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının BA formlarında bildirimde bulunduğu bu nedenle faturaya ilişkin işin yapılmış olduğunun kabulü ile ödemeye ilişkin belge sunulamadığından davanın kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasında itirazın iptali ile takibin 9.030,56-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacağa avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan %20 1.806,12-TL inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, davacının icra takibini cari hesap bakiye alacağına dayanarak yaptığını, açtığı davada takiple bağlı olduğunu, arada yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmadığını, bu durumda taraflar arasındaki ilişkinin açık hesaba dayandığı, bunun cari hesaptan farklı olduğu, cari hesapta alacak kalemlerinin cari hesap içinde erimesi ve bağımsızlıklarını kaybetmesinin söz konusu olduğunu ve hesap sonunda bir bütün olarak bakiyenin talep edildiğini, açık hesapta ise alacağın ayrı ayrı talep edilmesinin gerektiğini, yargılama sırasında takip talebinde bildirilmeyen faturalara dayanılamayacağını, bunun itirazın iptali davasının kimliğine aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, cari (açık) hesap bakiye alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekil, davacı ile aralarında TTK md. 89 uyarınca cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını bu nedenle faturalara dayanılarak takip yapılmadığından itirazın iptali davasında takiple bağlılık kuralı nedeniyle icra takibinde dayanılmayan faturaların dikkate alınarak karar verilemeyeceğini ileri sürmüştür. 6102 sayılı TTK md. 89’a göre; iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip, bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme, cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmış,cari hesap sözleşmeleri yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı düzenlenmiştir.Buna göre; taraflar arasında, yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır. Açık hesap ilişkisi ise; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanmaz. İcra takip dosyasında davacı alacaklı şirketin 13.10.2018 tarihli cari(açık)hesap bakiyesine ilişkin hesap özeti sunularak icra takibi başlatılmış, eldeki itirazın iptali davasında mal satıp teslim ettiğini ve bedelinin ödenmediğini ileri sürerek itirazın iptalini talep etmiştir. Dava dilekçesinde davacı tarafça ticari defterleri, faturalar ile davalı defterleri ve vergi kayıtlarına dayanılmıştır. HMK 222 madde uyarınca mahkemece ticari defterler üzerinde bilirkişi inceleme ara kararı verilmiş,incelenen Davacı ticari defterlerinin kanuna uygun tutulduğu, davalı adına düzenlenen tüm faturaların kaydının olduğu, takibe konu alacağın ödenmeyen 01.03.2017 tarihli 3.345,84-TL ile 02.06.2017 tarih 5.997,24-TL’lik faturalardan kaynaklandığı tespit edilmiş, davalı tarafça ticari defterler ibraz edilmemiştir.Mahkemece ; celp edilen BA-BS formlarında 196,690-TL’lik bildirimin her iki yan tarafından yapılmış olduğu, davalı için vergi dairesinden bildirim yapılan mal ve hizmet bedelinin dayanak faturaları celp edilmiş, alacağa ilişkin faturaların davalı tarafça Vergi Dairesine bildirildiği görülmüştür. BA formu ile takibe konu alacağa dayanak teşkil eden faturaların beyan edilmesi fatura içeriği malın teslim edildiğinin kabulünü gerektirmektedir. Açıklanan nedenlerle; takip dayanağı cari hesap bakiyesinin arada yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmadığından açık hesap bakiyesi olarak kabulü gerekir.Buna göre takip tarihine kadar açık hesaba giren tüm davacı faturaları dikkate alınarak alacak hesaplanacağından davalı vekilinin ayrı ayrı dayanılan faturaların gösterilmesi gerektiğine yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalı tarafça ödemeye ilişkin delil sunulmadığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 616,87-TL istinaf karar harcının davalı tarafından peşin yatırılan 154,21-TL harcın mahsubu ile kalan 462,66‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 22-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26/10/2023