Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1259 E. 2021/1218 K. 01.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1259
KARAR NO: 2021/1218
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2021
NUMARASI: 2019/752 Esas- 2021/189 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/09/2021
Davanın kısmen kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı ile vekil edeni şirket arasında mevcut ticari ilişki sebebi ile yapılan alışverişe dair vekil edeni şirket tarafından, davalı şirkete alışverişe konu üretilen malların sevk irsaliyeleri düzenlenerek teslim edilip fatura düzenlenerek kesinleştiğini, davalı şirketçe ödeme yapılamadığını, icra takibine dayanak yapılan 493.549,99-TL asıl alacak, 46.076,33-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 539.626,32-TL’nin tahsili amacı ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasından genel haciz yolu ile takibe girişildiğini, davalı şirket tarafından borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, borçlu şirketin, usulüne uygun düzenlenmiş ve kendisine tebliğ edilen faturalara süresinde itiraz etmemiş olması, faturalara konu malları teslim aldığı da dikkate alındığında, davalının 493.549,99-TL alacağa itirazının iptaline ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, bilirkişi raporuna göre; davalının kendi ticari kayıtlarına nazaran 28.05.2019 takip tarihi ve 29.12.2019 dava itibariyle davacı yana 406.803,64-TL borçlu olduğu, davacının kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 28.05.2019 takip tarihi ve 29.12.2019 dava itibariyle davalıdan 407.995,64-TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki cari hesap farklılığının dövizli çek tahsilatı kayıtlarındaki farklı kur uygulamasına dayalı 1.192-TL tutarındaki muhtelif kayıttan kaynaklandığı, 407.995,64-TL asıl alacak yönünden davalı borçlunun itirazının haksız olduğu,davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, 407.995,64-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle takibin devamına, fazla istemin reddine, alacak likit olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili;gerek öğretide gerekse Yargıtay kararlarında genel olarak kabul edildiği üzere, eğer alacak likid değilse, borçlu itiraz etmekte haklı olduğu ve itirazın iptali davasını kaybetse dahi inkar tazminatına mahkum edilemeyeceği, borçlunun alacaklının icra takibine talep ettiği alacağı veya alacağın bütün unsurlarını bilmekte veya bilmek durumunda ise ve alacağın miktarının belirlenmesi için tarafların ayrıca mutabakata varmasına veya mahkemenin tayin edeceği bilirkişi eliyle bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç yoksa alacağın likit olduğunu, asıl alacak tutarının yargılama neticesinde belirlenmiş olması ve davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ile itirazlarının haklılığının sabit olduğunu, müvekkili aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: İİK’nın 67. maddesi uyarınca; açılan itirazın  iptali davasında borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilir. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi gerekmektedir. Yine İİK 67 maddesi, “Davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmünü haizdir. Davalı vekili ,davacının alacağından çok fazla miktarda icra takibinde bulunduğunu ileri sürerek icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürmüş ise de,ilk derece mahkemesince itirazın iptaline karar verilen alacak tutarı davalının ve davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunan alacak tutarıdır.Davalı tacirin ticari defterlerinde kayıtlı alacağın gerçek miktarının belli olmadığının kabulü mümkün görülmediğinden alacağın likit olduğunun kabulü gerekir.Davacının bir kısım alacağına ilişkin itirazın iptali isteminin red edilmesi alacağın likit olmadığını kabule yeterli görülmemiştir. Davalının itirazında haksız olduğu ve alacağın likit olduğu dikkate alınarak asıl alacak miktarının %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen hükümde hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı vekilince ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59.30-TL istinaf karar harcının peşin istinaf karar harcından mahsubu ile 6.908,25-TL fazla yatırılan peşin istinaf karar harcının davalıya iadesine, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 01/09/2021