Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1244 E. 2021/1270 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1244
KARAR NO : 2021/1270
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/03/2021
NUMARASI : 2019/347 Esas – 2021/291 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/09/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacılar vekili, davalılara faturalara konu olan promosyon ürünlerini sattığını ve bu faturaların BA ve BS formları ile vergi dairesine bildirildiğini, yapılan satışla ilgili olarak 09.12.2016 tarih ve A-150323 seri ve sıra no.lu 29.500-TL bedelli. 23.12.2016 tarih ve A-150331 seri ve sıra no.lu 11.800-TL bedelli faturaların düzenlenerek davalı borçluya teslim edildiğini, davalı şirketin faturadan kaynaklı borcunu ödememesi üzerine başlatılan icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu belirterek, davalı borçlu şirketin icra dosyasına yaptığı itirazın asıl alacak miktarını oluşturan 41.300-TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takibe haksız ve kölü niyetli itiraz edilmesi nedeniyle davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili firmanın davacı tarafa borcu olmadığını, davaya konu faturalardan 29.500-TL bedelli faturanın müvekkili firma kayıtlarında mevcut olmadığını, 11.800-TL, bedelli fatura borcunun ise resmi olarak ödendiğini, ödemeye ilişkin dekontu dilekçe ekinde sunduklarını belirterek, davanın reddi ile davacı tarafın % 20 tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı tarafça dosyaya ibraz edilen ödeme makbuzu ve çekin davacı tarafça kabul edilmediği, davacı defterlerinde ödeme kaydına rastlanılmadığı, çekin illetten mücerret olması nedeniyle dava konusu ticari ilişki kapsamında verildiğine yönelik davalı tarafça dosyaya belge sunulmadığı, bu yönü ile davacının ödeme belgelerindeki imzaların davacının el ürünü olup olmadığının araştırılmasına gerek bulunmadığı, davalının kendi bildirimleri esas alınmakla 11.800-TL fatura karşılığı mal/hizmeti aldığı, ancak borcunu ödemediği, davacı yanın defterinde kayıtlı olup da davalı defterlerinde kayıtlı olmayan ve davalı tarafından BA bildirimi yapılmayan 29.500-TL bedelli fatura karşılığı mal/hizmetin teslim edildiğini ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından bu iddianın ispat edilemediği, davacı tarafından teklif edilen yeminin davalı tarafından eda edildiği gerekçesiyle bu tutar yönünden davanın reddine, 11.800-TL yönünden ise kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı tarafça ödendiği iddia edilen çekteki ve tahsilat makbuzundaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığı halde bu yönde bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, müvekkili şirketin 2017 yılı defterlerinin incelenmesine rağmen davalının 2017 yılı defterlerinin incelenmediğini, müvekkili şirketin ticari defterlerine göre müvekkilinin davalıdan 50.740-TL alacaklı olmasına rağmen, davalının faturaları defterlerine kötüniyetli olarak kaydetmemesinin müvekkilinin deftere işlenmeyen faturadan dolayı alacağının olmadığı anlamına gelmeyeceğini, bahse konu faturaların vergi dairesine BS formu ile bildirilmemesinin müvekkilinin alacaklı olmadığını göstermeyeceğini, müvekkilinin satışlardan kaynaklanan tüm vergilerini ödediğini, bilirkişi raporunun hatalı değerlendirmeler içerdiğini, ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkilinin kayıtlarında 9.440-TL ve 11.800-TL olmak üzere toplam 21.240-TL bedelli faturaların kayıtlı olduğunu, müvekkilinin bu borcuna karşılık davacıya makbuz karşılığında 21.240-TL bedelli çekin verildiğini ve çekin ödendiğini, buna rağmen mahkemece çekin illetten mücerret olması gerekçesiyle ödemenin kabul edilmediğini, yemin deliline dayanmalarına rağmen, yeminin delillerinin kullandırılmadığını, reddedilen miktar üzerinden tazminata hükmedilmediğini ve arabuluculuk masrafının red/kabul oranına göre paylaştırılmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 09/12/2016 tarihli 29.500-TL bedelli, 23/12/2016 tarihli 11.800-TL bedelli olmak üzere toplam 41.300-TL alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmiş, yargılama aşamasında ise kayıtlarda 9.440-TL ve 11.800-TL olmak üzere toplam 21.240-TL bedelli faturanın yer aldığını, bu borca karşılık davacıya makbuz karşılığında 21.240-TL bedelli çekin verildiğini ve çekin ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı vekilinin 29.500-TL faturayı kabul etmemekle birlikte 21.240-TL bedelli iki adet fatura bedelinin 06/04/2018 tarihli tahsilat makbuzu kapsamında verilen çekle ödendiğini iddia etmekte olup davacı ise çekte ve tahsilat makbuzundaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesiyle ödeme iddiasına karşı çıkmaktadır. Mahkemece ise, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğu ve çekin dava konusu borca karşılık verildiği ispat edilemediği gerekçesiyle çek ve tahsilat makbuzu üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadan çek ödemesi geçerli bir ödeme olarak kabul edilmemiştir. Buna karşılık davalının kabulünde olan ve defterlerinde yer alan iki adet fatura bedeli 21.240-TL karşılık gelen çek ödemesi iddiasının üzerinde ise yeterince durulmamıştır. Her ne kadar kambiyo senetlerinin illetten mücerretliği söz konusu ise de, çekin davacıya teslim edildiğinin ispat edilmesi durumunda, bahse konu çekin başka bir hukuki ilişki nedeniyle alınıp alınmadığı hususunun taraflarca gösterilen deliller ve ticari defter kayıtları da incelenmek suretiyle değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece öncelikle çekteki ciro imzasının ve tahsilat makbuzundaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığının araştırılması, bunun sonucuna göre geçerli bir ödeme olup olmadığı tespit edilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/347 Esas-2021/291 Karar sayılı ve 22/03/2021 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,
davacının istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına”
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının kendisine iadesine,
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 202,30-TL peşin istinaf karar harcının kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 08/09/2021