Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1202 E. 2021/1267 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1202
KARAR NO: 2021/1267
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/01/2021
NUMARASI: 2020/663 Esas – 2021/34 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/09/2021
Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili, davalı bankanın 25 yıllık müşterisi olduğunu, zaman zaman borsadan hisse alım satımı konusunda işlemleri olduğunu , yazılı emir oluşturmak suretiyle bankaya bildirerek işlemi tamamladığını, bunun dışında yatırım danışmanlığı kapsamında herhangi bir sözleşme veya talepte bulunmadığını, 26.08.2002 tarihinde davalı banka ile akdedilen sermaye piyasası araçları muhafaza işlem sözleşmesi kapsamında işlemlerin gerçekleştirildiğini, 2017 kasım ayında bankaya … hisse alımı konusunda yazılı talimat verildiğini, banka çalışanı tarafından yönlendirme ve ikna yapılarak, … dışında başkaca hisse senetlerinin alım satımına başlandığını, alınan bu kağıtlar sebebi ile zarara uğradığını beyanla, şimdilik 10.000-TL’nin dava tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … Bankası A.Ş. vekili; müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini , davacının müvekkili banka ile bir sözleşme imzalamadığını, bankanın sadece aracılık ettiğini, davacı iddiasının bankacılık hizmetleri ile ilgilisinin olmadığını,davanın öncelikle hukuki yarar yokluğundan, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … A.Ş. vekili;gerçekleşen işlemlerin davacının rızası ile yapıldığını, davacının hisse alım satım emirlerinin çoğunu sözlü olarak verdiğini, bu işlemlere ilişkin onayların mevzuata uygun kayda alındığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının bankacılık işlemlerini kullanan tüketici konumunda olduğu, temel ilişkinin niteliği gereğince asliye ticaret mahkemesinin görevli olmadığı, görev hususunun kamu düzenini ilgilendirdiği, dava şartı olduğundan, resen göz önünde bulundurulması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine ve dosyanın görevli İst.Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davalı … A.Ş. Vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin bankacılık sözleşmesi niteliğinde olmadığını, davacının menkul kıymet alım satımından kar elde etmek amacıyla sözleşme ilişkisine girdiğini, tüketici tanımına uymadığını,ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … Bankası A.Ş. Vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin bankacılık sözleşmesi niteliğinde olmadığını, davacının menkul kıymet alım satımından kar elde etmek veya bu kıymetlere yatırım yapmak amacıyla sözleşme ilişkisine girdiğini,kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, sermaye piyasası araçları muhafaza işlem sözleşmesinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlığın tarafların her iki yanının ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Bunun yanında 6502 sayılı kanunun 2. maddesinde, kapsamının tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar olduğu açıklanmış, 3/k maddesinde tüketici “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” şeklinde, 3/1. maddesinde ise tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. Yasa koyucu, bu hükümle, tüketicinin taraf olduğu bankacılık sözleşmelerini tüketici işlemi olarak kabul etmiştir. Aynı kanunun 73. maddesinde, bu kanundan kaynaklanan uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinin görevine girdiği düzenlenmiş, 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Taraflar arasındaki sermaye piyasası araçları alım satımına dair çerçeve sözleşme kanunda açıkça yazılmasa da bankacılık sözleşmesi benzeri bir sözleşme niteliğinde olup Yargıtay uygulamasında da bankacılık sözleşmesi kapsamında değerlendirilmektedir.(Yargıtay 11. H.D. 2020/1856 E. 2021/1422 K.) Davacı şahsi birikimlerini değerlendirmek üzere hareket ettiğinden ve işlemin boyutu dikkate alındığında davalının hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olması nedeniyle, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi ve bu davaya bakmakla görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde olmayan davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davalı tarafça yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına,Davacı tarafından yapılan 59,50-TL istinaf yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 08/09/2021