Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/120
KARAR NO : 2021/145
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 17/12/2019
NUMARASI: 2015/664 Esas 2019/1190 Karar
DAVA: Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/02/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davacı ve davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 26.03.2014 tarihinde emekli maaşını çekmek için PTT Pendik şubesine gittiğinde şubede kendi adına Davalı …’dan kredi çekildiğini ve bu kredi taksiti için maaşının üzerine bloke konulduğunu öğrendiğini,bloke nedeniyle maaşını çekemediğini,kendi adına kredi talebinde bulunulduğunu, açılan 22.000-TL kredinin Sancaktepe Merkez Postanesine aktarıldığını, paranın burada sahte kimlik ibraz eden kişiye ödendiğini öğrendiğini, sahte kimliği incelediğinde fotoğrafın başka bir şahsa ait olduğunu, ön bilgilerinin kendisine ait olduğunu, arka bilgilerinde düzenleyen memur ismi, imzasının farklı olduğunu ve mahalle-köy kısmında da kendi kimliğinden farklı olarak Gözpınar yazdığını gördüğünü,davalıların gerekli özen ve yükümlülükleri göstermemeleri, kusurlu davranmaları nedeniyle maddi ve manevi zarar gördüğünü,uzun süre maaşını çekemediğini, bu nedenle başka banka kredi kartı borçlarını ve diğer giderlerini ödeyemediğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL maddi, 40.000-TL manevi tazminat olmak üzere 41.000-TL tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiliyle müvekkiline ödenmesini talep etmiştir
CEVAP : 1-Davalı … A.Ş vekili; Davalı… A.Ş. ile müvekkili arasında ki anlaşmaya göre müvekkilinin sadece aracı konumunda olduğunu, bu davaya konu edilen olay nedeniyle üçüncü kişilerle sadece davalı bankanın muhatap olacağını,davacının iddia ettiği zararın sorumlusunun müvekkili olmadığını, davacının zararı ile iddia ettiği eylem arasında uygun illiyet bağı da bulunmadığını, hukuki dayanağı bulunmadan açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.2-Davalı … A.Ş vekili; müvekkilinin kredi açılış işlemleri sırasında üzerine düşen özen ve araştırma yükümlülüğünü yerine getirdiğini, kredi açılış esnasında müşteri sahte kimlik kullandığından banka personelinin olağan kontrolleri ile tespitin mümkün olmadığını, sahte başvurunun tespit edilmesi akabinde 07/05/2014 tarihinde borcun kendisinden kaldırıldığını,davacıya karşı borçlu olduğu iddiasıyla haciz işlemi ve borçlu sıfatıyla uygulanabilecek diğer işlemlerin müvekkili tarafından gerçekleştirmediğinden konusuz kalmış olduğundan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının … nezdindeki emekli maaşına sahte evrakla kullanılan kredi nedeniyle bloke konulması ile maaşını alabildiği yada hesabından alınan taksit tahsilatı tarihi arasında geçen süre için maddi bir kaybının olabileceği, bu zararın bloke edilen maaşından bu kredi için ödenen tutarın kredi taksiti tutarında olduğu ve hesaptan 827,50 TL.nın ödendiği, bu süre içinde bloke edilen maaşından bu kredi için ödenen tutarın kredi taksiti tutarında olduğu ve hesaptan 827,50 TL.nın ödendiği, ancak davalı bankanın 27.03.2014 tarihinde sahte başvuru kararı alındığı ve davacıya 31.03.2014 tarihinde 827,50- TL nin davacıya iade edildiği , buradan 827,50- TL nin bloke konulduğu 26.03.2014 tarihi ile paranın iade edildiği 31.03.2014 arasında 6 günlük istismarı kadar çok cüzi bir kaybın olacağı , ilgili dönem için avans faizi yıllık %11,75 olup 6 günlük faizi 1,62 -TL olduğu ve bu bedelden davalıların sorumulu olduğu ve eşit oranda paylaştırılması gerektiği davacı tarafça bu sürede parayı geç almaktan dolayı başkaca bir zararın doğduğu hususunun ispat edilemediği; davalıların özensiz davranışları nedeniyle, davacının haberi ve talebi olmaksızın meçhul bir şahsa kredi kullandırılmak suretiyle borçlandırılması sonucunda zararının giderilmiş olmasına karşın emekli olan davacıyı bu sürecin olumsuz yönde etkileyeceği bu nedenle bir miktar manevi tazminata hükmetmek gerektiği kanaatine varılmış,tüm bu hususlar dikkate alınarak olayın oluş şekli ve yoğunluğu, paranın satın alma gücü nazara alınarak takdiren davacı lehine 1.000-TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; davalı bankanın basiretli tacir gibi davranmadığını, raporda da davalıların beklenen özeni göstermediklerinin belirtildiğini, maddi ve manevi tazminata haksız olarak verilen kredi tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari reeskont (avans) faiziyle birlikte hükmedilmesi gerektiğini, müvekkilinin maaşına bloke konulduğundan kredi kartlarını ve faturalarını ödeyemediğini, ayrıca sahtecilik ithamına maruz kaldığını, müvekkilinin maddi ve manevi zarar gördüğünü, bu nedenlerle kararın kısmen kaldırılarak maddi ve manevi tazminata haksız olarak verilen kredi tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari reeskont (avans) faiziyle birlikte hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili, davanın zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının zararını ispatlayamadığını, manevi tazminat isteğini haklı çıkarak bir zararının da bulunmadığını, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; müvekkilinin özen ve araştırma yükümlülüğünü yerine getirdiğini, müşterinin kredi açılışı esnasında sahte kimlik kullandığından banka personelinin olağan kontrolleri ile tespitinin mümkün olmadığını, haciz işlemi ve borçlu sıfatıyla uygulanabilecek diğer işlemleri müvekkili banka gerçekleştirmediğinden ve 07/05/2014 tarihinde borç sona erdirildiğinden konusuz kaldığını, bu nedenlerle kararın düzeltilerek müvekkili yönünden davanın konusuz kalması ve husumet yokluğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, davacı adına sahte kimlik kullanılarak 3.kişiler tarafından davalılar nezdinde kredi çekilmesinden dolayı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle maddi ve manevi isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. HMK’nun 341/2 ,HMK’nun Ek1. maddesine göre 01.01.2019 tarihinden itibaren miktar veya değeri 4.400-TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Somut olayda maddi tazminat talebinin değerinin 1.000-TL, ilk derece mahkemesince kabul edilen kısmın 1,62-TL, reddedilen kısmın 998,38-TL olduğu, dolayısıyla istinafa konu reddedilen kısmın kesinlik sınırı içinde bulunduğu anlaşılmakla davacının maddi tazminat istemine ilişkin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. TBK 58. maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Manevi tazminat istenebilmesi için şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunması gerekir. Somut olayda, davalıların kendisinden beklenen özen yükümlülüğüne uygun davranmadığı ve davacının manevi olarak zarar görmesine sebep olduğu açıktır. Somut olayda ;davacı adına düzenlenen sahte kimlik ibraz edilerek davacı adına kredi alınmış ,bu işlemlerde her iki davalının kusurlu eylemleri neticesinde sahtecilik fark edilmemiş, davacı borçlandırılmış ve emekli maaşından bir taksit ödeme olarak alınmıştır.Davacının hesabından bloke sonucu kredi ödenmesine ilişkin olarak alınan para 827,50- TL olup ,esasen 6 günlük süre sonunda hesaba iade sağlanmış ve davacı hakkında sahte başvuru kararı alınarak kredi işlemlerinden dolayı takibat yapılmaması sağlanmıştır.Ancak davacının kimliği kullanılarak yapılan sahtecilik işleminden dolayı davacı 6 gün kadar parasını kullanamadığı ,başkaca bir işlem yapılmadığından zararı kısa süre sonra bilahare iade edilen parası ile sınırlı kalmıştır.Manevi tazminat takdir edilirken mahkemece; tarafların ekonomik durumu ve duyulan manevi üzüntü ve elemin derecesi dikkate alınarak, özellikle takdir edilen miktarın tarafların ekonomik ve sosyal durumu, tazminat yükümlüsünün aşırı yük altına sokulmaması, zenginleşme aracı kılınmaması,hissedilen manevi zararı düzeltecek teselli ve ruhi tatmini sağlayacak kadar olması gereklidir.Bu kıstaslar dikkate alındığında hükmedilen tutar somut olaya uygun olup ,daha fazla miktar manevi tazminat talebinin reddine yönelik hükümde isabetsizlik görülmemiştir.Anlatılan nedenlerle ;davacının TBK.nın 58. maddesine dayalı olarak manevi tazminat talep hakkı bulunduğu, bu bağlamda davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gibi; zararın ağırlık derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hakkaniyet kuralları ve manevi tazminatın amacına göre hükmedilen manevi tazminat tutarı da fahiş olmadığından davalıların manevi tazminat takdiri ve tutarına yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiş olup, davacının maddi tazminat istemine yönelik istinaf başvusunun usulden reddi, manevi tazminat istemine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Maddi tazminat bakımından hüküm kesin olduğundan istinaf başvurusunun HMK.’nın 346/1 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Manevi tazminat bakımından davacı ve davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı … A.Ş.’den alınması gerekli 59,30-TL istinaf karar harcının peşin yatırılan 80,84-TL harçtan mahsubu ile fazla olan 21,54-TL’nin davalı … A.Ş.’ye iadesine, Davalı …’tan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davalı …’ AŞ den alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/02/2021