Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/12 E. 2021/56 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/12
KARAR NO: 2021/56
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2017
NUMARASI: 2016/948 Esas-2017/1143 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/01/2021
Davanın reddine yönelik hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı bankanın Gaziosmanpaşa Şubesinden 8 adet GPRS POS cihazı aldığını, bu cihazların bankaya 25.05.2016 tarihinde teslim edildiği, teslim tarihine kadar olan komisyonların bankaya ödendiğini, buna rağmen davalı bankanın bankadaki şirketin 15.000-TL sına bloke koyduğunu, söz konusu paranın ödenmesi için bankaya Beyoğlu … Noterliği’nden 31.05.2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen paranın ödenmediğini ileri sürerek söz konusu tutarın davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili banka ile davacı şirket arasında POS cihazları kullanımı hakkında 20.05.2015 tarihinde Üye İşyeri Sözleşmesi imzalandığını, davacının kendisine bağlanan POS cihazlarında yapılan harcamaların ve cironun sözleşmede kararlaştırılan miktarın altında kalmaması gerektiğini, cironun taraflarca kararlaştırılan miktarın altında kalması halinde bankanın oluşan zararının davacı şirketçe karşılanacağının kabul ve taahhüt edildiğini, Üye İşyeri Söyleşmesinin l., 6. ve 7. maddelerinde uygulanacak hükümlerin açıkça yer aldığını, bankanın uğradığı zararın 15.000-TL olduğu hesaplandığından dolayı davacının hesabına bloke konularak zararın tahsil edildiğini,davacının ileri sürdüğü gibi hesaba haksız el konulmuş olmadığını, sözleşmeye göre de bankanın müşterinin hesapları üzerinde rehin,takas ve mahsup hakkı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalının sözleşmeye göre davacı işyerine teslim ettiği GPRS li POS cihazları ile davacı şirketin gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği aylık ciroyu yerine getirmediği, davacı üye işyerinin, imza ettiği sözleşmeye göre 2016 yılı 4 ayında cari hesap ortalamasını tutturmakla beraber, 2015 yılı cari hesap ortalamasını tutturamadığı,davalı bankanın toplam olarak (19.807 TL-4,597 TL= 15.210- TL tutarında zararın fiilen tahakkuk ettiğinin tespit edildiği, imzalanan üye işyeri sözleşmesine göre davacının belirlenen aylık hedefleri tutturamadığından sözleşmeye ve bankacılık teamüllerine uygun olarak davalı banka tarafından el koyulan bedelin iadesinin istenemeyeceği, haksız el koymanın söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkilinin, banka ile yaptığı sözleşme ile aylık ciro tutarının en az 3.000-TL en çok 750.000-TL olacağını taahhüt ettiğini, taahhüt edilen en çok ciro rakamının esas alınarak zarar hesabının doğru olmadığını, mevcut aylık ciro rakamlarının, taahhüt edilen en az ciro rakamlarının üzerinde olduğundan müvekkili şirketin sözleşmeye aykırılığından bahsedilemeyeceğini,irdelenmesi gerekenin bankalarca yapılan genel uygulamalara göre değil, sözleşme koşullarına göre işlem yapılıp yapılmadığı olduğunu, davalının zararına dair hiçbir belge olmadığını, varsayımlara dayalı olarak zarar hesabı yapılamayacağını, bloke konulan bedelin, zarar mı yoksa cezai şart adı altında mı tutulduğunun belli olmadığını,davalı banka lehine uygulanmış komisyon oranlarının makul olup olmadıklarının araştırılması gerektiğini, cezai şart kabul edilse dahi bu rakamdan indirim yapılması gerektiğini, gerçek bir zarar söz konusu olmadığı gibi fahiş bir tutar olduğunu belirterek,kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı hesaplarında bulunan 15.000-TL nin davalı banka tarafından haksız el konulduğu ileri sürülerek iadesi istemine ilişkindir. 20.05.2015 tarihli üye işyeri sözleşmesinde ;davacıya teslim edilecek pos cihazlarında kredi kartı ile yapılacak kredili satışlarda aylık ciro miktarlarının tutturulması şartıyla ,satış bedellerinin ödenmesi sırasında bankaca uygulanacak kredi kartları merkezine ödenecek takas komisyonları dikkate alınarak %0,45 komisyon oranı uygulanması ,gerek kredili satışların finansmanı ve gerekse satış bedellerinin üye işyerine düşük komisyon karşılığı erken ödenebilmesi için davacının yerine getirmeyi üstlendiği aylık ciro miktarının tutturulmuş olması ,ayrıca banka hesabında 200.000-TL bulundurulması şartlarına bağlandığı,ciroların taahhüt edilen tutarın altında kalması ,hesap ortalamasının tutturulamaması halinde ise bankanın uğrayacağı zarara karşı cezai şart uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Yapılan bilirkişi incelemesinde belirlendiği üzere ;davalı banka kararlaştırılan komisyon oranı üzerinden 2015 yılında POS geliri toplamı 26.805-TL gelir elde etmiş ise de , BKM ne 40.331-TL takas komisyon tutarı ödemiştir.Davacı banka 2015 yılında -13.526 TL zarar etmiştir. 2016 yılında ise , POS geliri toplamı 17.840 TL, bankanın BKM ödediği takas komisyon toplamı 24.121 TL, davacı bankanın 2016 zararı -6.281- TL zarar etmiştir.Buna göre davalı banka davacıdan komisyon farkı zararı için davacının hesabına bloke konulması işlemi haksız sayılamayacaktır.Banka tarafından uygulanan indirimli komisyon oranı nedeniyle toplam zararın 15.210-TL olduğu hesaplanmıştır.Aynı sözleşme de,banka bu yolla zarara uğradığı takdirde davacı zararı üstlenmiş olup,davacı vekilinin davalı bankanın zarara uğramadığına yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmemiştir. Davacı vekili ,bloke sebebinin cezai şart mı,fiili zarar mı olduğunun belli olmadığını ileri sürmekte ise de zararın fiili zarar kapsamında olduğu,sözleşmenin rehin,hapis,takas ve mahsup hakkı başlıklı hükmü ile davalı bankaya bloke yetkisi verildiği gözetildiğinde da a konusu bedelin iadesinin istenemeyeceği gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu itibarla davacı vekilinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 19/01/2021