Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/117 E. 2021/108 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/117
KARAR NO : 2021/108
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2020
NUMARASI : 2018/1019 Esas-2020/100 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2021
Davanın kısmen kabulüne yönelik hükmün taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirkete yapılan, 24.07.2014 tarihli, 5.000-euro bedelli, ön ödeme sebebi ile Gaziosmanpaşa … İcra Dairesinin… sayılı dosyası ile takip başlatıldığını,davalı şirketin başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının borcun ödendiğine ilişkin yazılı delil sunamadığını,tacir kişilerin, ticari işletmeleri ile ilgili işlemleri nedeniyle, gerçekleştirdikleri işlemlerde ticari temerrüt ve/veya avans faizinin uygulanacağının kanun gereği olduğunu,başlatılan icra takibinde de avans faizi istenildiğini, bu nedenle, davalının faize yönelik itirazlarının da iptalinin gerektiğini belirterek, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin devamına,davalı borçlunun, icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, icraya konu olan 5.000- euro üzerinden takip yapılması gerekirken, alacaklının temerrüde düşmemiş olan davalıdan 1.695-euro faiz talebinin, takibin haksızlığını ortaya koyduğunu, davacının firmasına davalı şirketin değişik zamanlarda mal sattığını ancak, davacının hiçbir zaman ödemelerini zamanında yapmadığı, çok cüzi rakamlı ödemeler yaptığı ve temerrüde düştüğü, davacının yaptığı ödemeleri hep ana paradan düştüğünü, faize mahsup etmediğini, asıl temerrüde düşenin davacı olduğunu, yaptığı satışlardan davalının halen faiz alacağı bulunduğunu; müvekkilinin bir borcunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine, talep edilen kötü niyet tazminatının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davalıya 15.07.2014 tarihinde ön ödeme açıklaması ile gönderilen 5.000-euro karşılığı davacıya mal veya hizmet verildiğine ilişkin bir iddia ve delil bulunmadığı, davalı tarafça davacıdan faiz alacağı bulunduğu ileri sürülmüşse de hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere faiz alacağının bulunmadığının tespit edildiği, ön ödeme açıklaması ile gönderilen 5.000- euronun davacıya iadesi gerektiği,ancak davalının temerrüde düşürülmediğinden, davacının talebinin kısmen kabulü ile, asıl alacak 5.000-euro üzerinden itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, işlemiş faiz talebinin reddine, likit alacağa haksız itiraz nedeniyle davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1)Davalı vekili;davacının aldığı malların bedelini zamanında yapmadığı gibi cüzi miktarda ödemeler yaptığı, ödemeleri hep ana paradan düştüğünü faize mahsup etmediğini,asıl temerrüde düşenin davacı olduğunu, davanın kısmen reddedilmiş olması nedeniyle inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, reddedilen kısım için davalı lehine inkar tazminatı hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2)Katılma yoluyla istinaf yoluna başvuran davacı vekili;karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davanın neredeyse tamamının kabul edildiğini, işletilen faizin de karşı tarafın ticari işletme olması nedeniyle hukuka uygun olduğunu, lehlerine verilen icra inkar tazminatının 5.000- euro üzerinden hesaplanmamış olmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek,kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım ilişkisi nedeniyle ,davacının davalıya ön ödeme açıklaması ile gönderdiği 5.000-euronun iadesi istemine ilişkindir.Yapılan bilirkişi incelemesinde ;davalının, gelen ihracat bedellerini ticari defterlerine işlemediği, yapılan ihracat bedelinin tamamının ortaklar cari hesabına virman yaparak davacının cari hesabını kapattığı, 41.324- euro bedelli ihracata karşılık banka hesabına ödemeler yapıldığı, davalının iddiasına göre, geç tahsilatlardan dolayı, azami euro mevduat faiz oranlarına göre, faiz hesabı yapıldığında, davacının davalıya yaptığı ön ödemelere ve ihracat sonrası yapılan ödemelere yıllık faiz oranları uygulanarak faiz hesabı yapıldığında 200,74-euro faiz hesaplandığı, ancak, taraflar arasında vade ve faiz oranı belirten bir sözleşme olmadığından, bu faizin de davalı tarafından talep edilemeyeceği, gönderilen bedelin sipariş avansı niteliği taşıdığını,davacı tarafından davalıya 15.07.2014 tarihinde ön ödeme açıklaması ile gönderilen 5.000-euronun iadesi gerektiği, sözleşmeye ve davalının temerrüde düşürüldüğüne dair bir belge bulunmadığı hususları belirlenmiştir. Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davalı, davacı tarafından 15.07.2014 tarihinde ön ödeme açıklaması ile gönderilen 5.000-euro karşılığında ,davacıdan faiz nedeniyle alacağı bulunduğunu ileri sürmektedir.Ancak davalının faiz alacağına hak kazandığını kabul için ,taraflar arasında borcun ödeneceği tarihin(vade) belirlenmesi ve vadeye göre ödemede gecikme olması gerekmektedir.Borcun ödeneceği vade belirlenmediğinden ve davacı bir ihtarla temerrüde düşürülmediğinden davalı faiz alacağı bulunduğu iddiasını kanıtlayamamıştır.Davacı tarafından ön ödeme açıklaması ile gönderilen 5.000-euronun davacıya iadesi gerekmektedir.Davacı vekili işlemiş faiz isteminin kabulü gerektiğini ileri sürmekte ise de ;asıl alacağın yanında işlemiş faiz talebinin kabulü için davalının temerrüde düşürülmesi gerekmektedir. Temerrüt ihtarı (ödeme isteği) bulunmadığından işlemiş faiz istemi bakımından itirazın iptali isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Davacı vekili işlemiş faiz isteminin reddi nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti takdirinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmekte ise de ; işlemiş faiz istemi haksız bulunup rededildiğine göre davalı yararına vekalet ücreti takdiri HMK 326 hükmü gereğidir. İİK 67.madde uyarınca ;davalı aleyhine icra inkar tazminatı talebinin kabulü için alacağın likit olması ve itirazın haksız olması yeterlidir.İtirazın kötüniyetli olması gerekmez. İcra inkar tazminatı talebinin kabulü gerektiğinden davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Ancak ;icra inkar tazminatına hükmedilirken icra takip tarihindeki efektif satış kurundan hesaplama yapılması gerekmektedir. Davacı vekilinin bu hususa yönelik isitinaf sebebi yerinde olup ( 4 ekim 2017 tarihindeki kur esas alınarak 5.000x 4.2063= 21.031 ,50-TL %20 ) icra inkar tazminatı tutarı 4.206,30-TL olarak hesaplamıştır. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen hata/eksiklik yeniden yargılama gerektirmediğinden, kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesine ,davalının itirazının 5.000-euro asıl alacak üzerinden iptaline takibin devamına ,fazla istemin reddine ,takip tarihi kuru üzerinden hesaplanan %20 orandaki icra inkar taminatının davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1019 Esas-2020/100 Karar sayılı ve 05/02/2020 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Gaziosmanpaşa … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında yaptığı itirazın 5.000-euro asıl alacak bakımından iptaline ,takibin 5.000-Euro asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren devlet bankalarınca aynı cins para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranının uygulanmasına,Takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 4.206,30-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine”İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Davalıdan alınması gereken 2.124,47-TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL nin mahsubu ile bakiye 2.088,57‬-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından peşin yatırılan 77-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davacı tarafından yapılan 600-TL bilirkişi ücreti, 103,40-TL posta masrafı olmak üzere toplam 703,40-TL yargı giderinin, davanın kabulü oranında hesaplanan 527-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 4.665,08-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davalı vekili için takdir olunan 3.400-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Davalıdan alınması gereken 2.124,47-TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin yatırılan 531,11-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.593,36‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan 69,50-TL istinaf yargı giderinden davanın kabulü oranında hesaplanan 53-Tl nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ,kalan giderin üzerinde bırakılmasına , Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 02/02/2021