Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/115 E. 2023/648 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/115
KARAR NO: 2023/648
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2018
NUMARASI: 2017/910 Esas 2018/877 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari satım ilişkisi sebebiyle davalının müvekkiline 126.133-TL borcu bulunduğunu, daha önce davalı tarafından düzenlenen 71.377,20-TL’lik faturaların müvekkilinin kayıtlarına işlenmesine rağmen fiilen malların müvekkiline teslim edilmemesi nedeniyle faturaların 13/09/2017 tarihinde Bakırköy … Noterliği marifetiyle iade edildiğini, davalının iade etmediği fire malı nedeniyle düzenlediği faturanın müvekkilince kayıtları alındıktan sonra iadesinin yerinde olduğunu, bu nedenle davalının fire konusu emtiayı teslim ettiğini kanıtlaması gerektiğini, bu durumda 71.377,20-TL’lik faturanın dikkate alınmayacağını, 126.133-TL alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılmış olan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ilamsız takip dosyasında davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin yurt dışında kurulu şirketlere giyim ürünü imal ettiğini, davacı şirketten kumaş emtiası satın alındığını, bu emtianın bir kısmının ayıplı olması nedeni ile durumun davacıya e-posta yolu ile bildirildiğini, davacının da ayıpları gidermek için kumaşları teslim alarak bir süre sonra yeniden getirdiğini ancak getirilen ürünlerin bir kısmının da ayıplı olduğundan davacı şirket yetkilerinin ürünlerin iade edilmeyerek çıkacak fireden kendilerinin sorumlu olduğunu belirtmeleri üzerine, fire farkı faturaların düzenlenerek davacıya gönderildiğini, ayıplı kumaşların alınıp iade sürecindeki gecikmeler sebebiyle müvekkilinin 56.330,21-TL alacaklı olduğunu belirterek, davanın reddine ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; satım sözleşmesinde satılanın sözleşmeye uygun şekilde alıcıya teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğünün davacıya ait olduğu, dosyaya sunulan sevk irsaliyeleri ile satım konusu emtianın alıcıya teslim edildiğinin sabit olduğu; uyuşmazlığın sözleşme konusu emtiada ayıp bulunup/bulunmadığı, ayıp var ise süresinde ihbar edilip edilmediği ve bu kapsamda davacı alacağının miktarına ilişkin olduğu; davacının sattığı ve teslim ettiği bir kısım emtianın ayıplı olması nedeniyle davalı tarafından düzenlenen 29/04/2017 ve 15/05/2017 tarihli toplam 71.377,20-TL fire farkına ilişkin faturaların davalı tarafından davacıya teslim edildiği, dosyada mevcut yazışmalardan da ayıp ihbarının yapıldığının anlaşıldığı; davacı tarafça, faturaların ticari defterlere kaydedildikten 4 ay sonra fire farkı olduğu belirtilen emtianın teslim edilmemesi sebebiyle 12/09/2017 tarihli ve 71.377,20-TL bedelli fatura düzenlenerek tebliğ edilmiş ise de, davalının faturayı kabul etmeyerek iade ettiği; teknik bilirkişi tarafından yerinde yapılan incelemede satılıp teslim edilen ayıplı ürünlerin tespit edildiği, ayıptan dolayı tarafların karşılıklı irade uyuşması sonucu davalının yansıtma faturasında düzenlenen 71.377,20-TL indirim yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, bu bakımdan faturayı teslim alan ve kayıtlarına işleyen davacının uzunca bir süre geçtikten sonra fireye konu emtianın teslim edilmediğine ilişkin iddiasına itibar edilemeyeceği, fire farkına ilişkin fatura dikkate alınmaksızın davacının bakiye alacağının 54.755,79-TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının icra takibine vaki itirazının 54.755,79-TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,75 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazla istemin reddine,alacağın likit olmaması nedeni ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının ürünleri aldıktan uzun bir süre sonra kumaşların bir kısmının ayıplı olduğu gerekçesiyle toplam 71.377,20-TL olan iki adet fatura düzenlediğini, müvekkilinin fireli kesimi firelerin kendisine iadesi koşuluyla kabul ettiğini ancak davalının fireli kesim sonucu kalan malları müvekkiline iade etmediğini, faturaların irsaliyeli olmayıp sistem üzerinden gönderildiğini, bu durumun yazışmalardan da anlaşıldığını, yani faturaya konu malların müvekkiline teslim edilmediğini; söz konusu fireler iade edilmediğinden müvekkilinin kayıtlarına işlenen faturaların kayıtlardan çıkartılmak zorunda kalındığını, tek başına kayıtlara faturaların işlenmesinin faturaya konu hizmet veya malın verildiği anlamına gelmediğini, davalının faturaya konu malları teslim ettiğini de ispat edemediğini, mahkemenin kayıtlara yapılan işlemeyi ayıp ihbarı olarak kabul ettiğini, ihbarın süresinde olduğu kabul edilse dahi ayıba konu malların müvekkiline verilmediğini; davalının söz konusu malları imal ederek ayrıca bunları bir daha hesaptan düşmek talebiyle rapora itiraz ettiğini ve daha sonra da ayrı bir alacak davası açtığını, davalının bu davranışının hem fireli kesim göstererek hem de ayıplı mal imal ederek müvekkilini zarara sokmak ve kötüniyetli kazanç elde etme gayreti olduğunu; fireli malların iade edilmediği dolayısıyla faturaya konu işin de yapılmadığının sabit olduğunu, bunun sonucu olarak da kayıtlara işlenen faturaların kayıtlardan çıkartılmasının doğru olması sebebiyle icra takibine konu alacağın tamamının kabul edilmesi gerekirken bir kısmının kabul edilmesinin ve icra inkar tazminatına karar verilmemesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili hükmün aleyhine olan kısmı istinaf etmiş ise de ,muhtıraya rağmen istinaf harçlarını yatırmadığından istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş ,ancak ek kararı istinaf etmemiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalıya sattığı malların ayıplı çıktığını ancak fire olarak çıkan kumaş ve ipliklerin kendisine iade edilmesi hususunda davalı ile mutabık kalındığını, bu kapsamda davalının düzenlediği toplam 71.377,20-TL bedelli 2 adet faturaya konu iadelerin yerine getirilmediğini, bu nedenle davalı adına düzenlenen aynı bedelli faturanın iade edildiğini belirterek, davalı ile aralarındaki cari hesap ilişkisine istinaden toplam 126.133-TL’nin tahsili için girişilen icra takibine davalının vaki itirazının iptalini talep etmiştir.Davalı, kendilerince düzenlenmiş 71.377,20-TL bedelli 2 faturaya konu malların davacıya iadesinin gerçekleştirildiğini ve faturaların da her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan davacıya bir borcu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamsız icra takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Ltd. Şti.; borçlunun davalı … Ltd. Şti.; asıl alacağın 126.133-TL olduğu, söz konusu alacağa takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar işleyecek yıllık %10,75 ticari temerrüt faiziyle tahsilinin talep edildiği, takip dayanağı olarak cari hesap fatura ve ticari defterlerin gösterildiği, ödeme emrinin borçluya 30/09/2017’de tebliğ edildiği, borçlunun süresinde takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği ve bu nedenle icra takibinin 03/10/2017’de durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Somut olayda, taraflar arasındaki e-posta yazışmaları ile fire faturalarının düzenlenerek davacıya gönderilmesi hususları gözetildiğinde, davalının ayıp ihbarında bulunduğu; davalının düzenlediği renk farkı/jut/gramaj/leke ve fırça hatalarından dolayı yansıtma bedeline konu 29/04/2017 tarihli ve 38.861,64-TL bedelli ve fireli kesime istinaden 15/05/2017 tarihli ve 32.515,56-TL bedelli toplam 71.377,20-TL 2 adet faturanın tarafların ticari defterlerine kayıt edildiği, sonrasında davacının “her iki faturada gösterilen ancak tarafımıza teslim edilmeyen mallar ile ilgili iade faturasıdır” açıklamalı 12/09/2017 tarihli ve 71.377-TL bedelli davalıya gönderdiği fakat davalının faturayı 21/09/2017’de iade ettiği görülmüştür. Davacının defterlerine göre davalıdan 126.133,99-TL alacaklı; davalının defterlerine göre de davacıya 54.755,79-TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Buna göre 126.133-TL’den taraflar arasında ihtilaflı fatura bedeli 71.377,20-TL çıkarıldığında kalan miktarın 54.755,79-TL olduğu anlaşılmaktadır ki bu miktar davalının defterlerine göre davacının alacaklı olduğu miktardır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/5803 Esas, 2015/15858 Karar sayılı ve 30/11/2015 tarihli ilamında da belirtildiği gibi faturaların gönderildiği tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olması, faturaya konu malların o tarafa teslim edildiğini göstermektedir. Buna göre, davacının defterlerine kayıt ettikten 4-4,5 ay sonra davalının düzenlediği faturalara itirazının haklı olmadığı da dikkate alındığında, davalının davacıya söz konusu fatura sebebiyle borçlu olmadığı, davacının davalıdan 54.755,79-TL alacaklı olduğu dolayısıyla mahkemece hüküm altına alınan miktarın doğru olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi kabul edilmemiştir. Diğer yandan İİK’nın 67. maddesi uyarınca, itirazın iptali davasında borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi gerekmektedir. Bu kapsamda takip ve dava konusu alacak satım faturalarına ilişkin olduğundan, alacağın likit olduğu, hüküm altına alınan miktar için davalının itirazında haksız olduğu da belirlendiğine göre, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle;davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,75 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, itirazın iptaline karar verilen tutar üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/07/2018 Tarih 2017/910 Esas 2018/877 Karar sayılı kararın HMK’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davacının davasının kısmen kabulü ile; davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 54.755,79-TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,75 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Kabul edilen alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 10.951,15-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 3.740,36-TL harçtan peşin alınan 1.523,38-TL harcın mahsubu ile 2.216,98-TL nin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından yatırılan 1.523,38-TL peşin harç ile 31,40-TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı tarafından sarf edilen 1.147,50-TL bilirkişi ücreti ve 62,50-TL posta masrafı toplamı olan 1.210-TL’den davanın kabulü oranında hesaplanan 525,27-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından sarf edilen 302,50-TL bilirkişi ücretinin kabul-red oranına göre hesaplanan 171,18-TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanan 6.373,13-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 8.201,49-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafından yatırılan 936-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 54,50-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 25-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 11-TL istinaf yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 7-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/05/2023