Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1139 E. 2021/1384 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1139
KARAR NO: 2021/1384
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2016
NUMARASI : 2014/922 Esas-2016/961 Karar
DAVA: Haksız Rekabetin Tesbiti -Tazminat
BİRLEŞEN İSTANBUL 42. ATM 2011/285 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2021
Dairemizce verilen hükmün Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından bozularak iadesi üzerine yapılan duruşma sonunda dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA: Davacı vekili, davacı ile davalı … A.Ş. arasında 01.09.2010 tarihli bir süresiz sözleşme imzalandığını, …’nun belirlediği yazılımların, …’nun belirleyeceği müşterilerindeki yazılımlar, donanımlar, yazılım ağı ile ilgili yardım masası, çağrı merkezi, uzaktan ve yerinde destek hizmetleri için …’nun talep ettiği kadar uzman personelin görevlendirilmesi ve bu bağlamda program uygulama hizmetlerinin tatbikini davacının üstlendiğini, (üç) ay hizmet verildiğini,aynı zamanda bayilerin algı makinelerinin bakım ve onarım hizmetleri de yapıldığını,aynı hizmeti 12 (oniki) seneden beri …AŞ nin otomotiv bölümüne verdiğini, 2010 yılında davalı …’nun yeni bir program düzenlediğini beyan ile …’e müracaat ederek işi aldığını , …’nun …’ten işi aldığında personel tedariki için müvekkili şirket ile anlaştığını, bakım-onarım hizmetleri için anlaşma yapılacağı vaadi ile uygulama sözleşmesinin imzalandığını, 3 (üç) ay tamamlanırken, davalı …’ya ihtar keşide edilerek bakım onarım sözleşmesi yapılmadığı takdirde bakım -onarım hizmetinin kesileceğini ihtar ettiklerini,davalının program uygulama anlaşmasını 31.12.2010 tarihinde fesih ettiğini,aynı zamanda tahsis edilen 20 işçinin akitlerini fesih ettirerek 2. davalı … Ltd. Şti. ile bir anlaşma yaparak hizmeti 2.davalıdan almaya başladığını ,davacının işe tahsis edilen çalışanlarının … ye tranfer edildiğini ,haksız rekabet kaidelerini işçi devşirmek suretiyle ihlal ettiklerini,TTK’nun 56. Maddesi gereğince yapılan işin gayri ahlaki olduğunu, aynı kanunu’nun 57/6-7 maddeleri gereğince haksız rekabet yaptıklarını , davalı …’nun müvekkilinden transfer ettiği elemanlar ile üstün başarılı hizmet vereceğini vaad ile piyasadaki dengeyi bozmaya devam ettiğini belirterek; haksız rekabetin tespitine, uğranılan zararın tespitine,şimdilik 10.000- TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili; davalının taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi hiçbir gerekçe göstermeden feshettiğini, bu feshin sözleşmeye aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkilinin 5 yıllık zararının-aylık 70.000- TL olarak belirlendiğini, buna göre zarar hesabı yapılmasını, sözleşmenin feshinin geçerli olmadığını ve haksız olduğunun tespitini, 5 yıllık zararın tespitini ve şimdilik 8.000 -TL ‘lik zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
ASIL DAVAYA CEVAP: 1- Davalı … vekili “Bilgi Sistemleri Personel Tedarik Sözleşmesi”nin 1. maddesinde “…’nun belirlediği yazılımların ,müşterilerindeki yazılımlar, donanımlar, yazılım ağı ile ilgili yardım masası, çağrı merkezi, uzaktan ve yerinde destek hizmetleri İçin …’nun talep ettiği kadar uzman personelin görevlendirilmesi” denildiğini, davacı tarafından Beşiktaş … Noterliğinin 08.12.2010 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı çekilerek ” bakım ve onarım ile ilgili sözleşme düzenlenmesi ve ayrıca birikmiş bakım ücretlerinin ödenmesi” talebi ile müvekkili şirketten istemde bulunulduğunu, söz konusu ihtarda sözleşmenin “gizlilik” başlığını taşıyan 6. maddesinin ihlal edildiğini, ihtarda muhatap olarak …’nun gösterildiğini ve ancak “bilgi için”denilerek sözleşmede taraf olmayan … A.Ş. ile …’a (… Yetkili Satıcılar Derneği) gönderildiğini ve bu hareketle …’nun bu firma ve dernek nezdinde zor durumda bırakıldığını,müvekkilinin aldığı ihaleleri zora düşürmeyi, Mais ile geçmişte olan iş ilişkisini yeniden tesis etmeyi amaçladığını, ihtar henüz müvekkiline ulaşmadan şirket ve dernek tarafından tarafına ulaştırıldığını, böylece Beşiktaş … Noterliğinin 24.12.2010 tarihli ihtarı ile muhatabın sözleşmeye aykırı davranışı belirtilerek, bakım hizmeti alınmadığı, ayrıca belirlediği aksaklıkları da açıklayarak 31.12.2010 tarihi itibariyle feshettiğini ihtar ettiğini,bilinçli olarak müvekkilinin işlerinin sekteye uğratıldığını, müvekkili şirketin işlerinin en yoğun olduğu dönemde, davacı tarafından bir kısım elemanların merkeze çekildiğini,sözleşmenin 7. maddesinde “İsomak personel sirkülasyonunu verilen hizmetin kalitesini etkilemeyecek şekilde yöneteceğini taahhüt eder ” denildiğini, sözleşmenin 31.12.2010 tarihinde sona erdirdiğini karşı tarafa bildirmesi nedeniyle zarar vermek amacıyla gerçekleştirdiğini, derhal yeni arayışlara giriştiğini ve diğer davalı … Ltd. Şti. ile personel tedarik sözleşmesi imzaladığını, müvekkili firmanın, diğer davalı firma ile 1.1.2011 başlangıç tarihli sözleşme ile hizmet almaya başladığını, çalışanların diğer davalı ile olan ilişkilerinde de …’nun taraf ve muhatap olmadığını, haksız rekabet fiillerini bizzat davacının kendi eylemleri ile gerçekleştirdiğini belirterek; davanın reddini talep etmiştir. Birleşen dava da; sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini ,zarar tazmini istenemeyeecğinden davanın reddi talep edilmiştir. 2-Davalı Davalı … vekili; işten ayrıldıkları ileri sürülen personelin, işçilik alacağı ve eksik yatırılan SGK primleri için davacı tarafa açtığı mevcut davaları bulunduğunu, işten ayrılan personelin yukarıda belirtilen hususların düzeltilmesini aksi takdirde iş akdini haklı sebeple feshedeceklerini İsomak’a bildirdiklerini, işçiler tarafından yapılan haklı fesih ve açılan davalar nedeniyle davalıda çalışmasının haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, aynca işten ayrılan işçilerle ilgili iddialarında müvekkili şirkete karşı ileri sürülemeyeceğini, davalının işe aldığı personelini iyiniyetli olarak istihdam ettiğini, davacı şirketin, mevcut işten aynlan personelinin usulüne uygun olmayan şekilde işten ayrıldığını müvekkili firmaya bildirmediğini, iş hacminin artması üzerine mevcut personeline ek olarak yeni personeli işe aldığını, alınan her yeni personele gerekli eğitimin müvekkili tarafından verildiğini, müvekkili firma tarafında kullanılan bilgisayar programının, yeni bir program olup, bu sebeplerle her yeni elemanın yeniden eğitildiğini, aynca müvekkili firma tarafından işe alınan bu personellerin piyasada temini mümkün olmayan elemanlar olmadıklarını, davacının işten aynlan 17 personelin yerine,derhal üstün vasıflı 20 eleman tahsis ettiğini beyan ettiğini, bu durumda davacının işten ayrılan elemanların yerine derhal eleman temin edebildiğini gösterdiğini,haksız rekabet davasının iş sözleşmesinin haksız olarak işçi tarafından sona erdirilmesi halinde işçilere karşı açılabileceğini,işçilerin iş sözleşmesinin feshinden çok sonra işe alındıklarını, hizmet konusunda ve bedelinde anlaşarak …’ya hizmet vermeye başladığın belirterek; davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI VE SÜREÇ: Mahkemece, davacı şirket ile davalı … A.Ş. arasında bulunan 01.09.2010 tarihli personel tedarik sözleşmesinin gizlilik hükümlerine aykırılık nedeniyle davalı nedeniyle haklı sebeple feshedildiği; … AŞ ve … ŞTl.’nin haksız rekabette bulunduğu ancak davacının somut zararını ispat edemediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Asıl ve birleşen davada davacı vekili; asıl dava yönünden; bilirkişi kök ve ek raporunda davalıların haksız rekabet yaptıklarının tespit edildiğini, davalı …’nun, davacı tarafından … firmasına verilen aynı hizmeti, aynı işçilerle ve aynı mahiyette vermeye devam ettiğini, davalı … firmasının bir anda 11 yıldır aynı hizmeti veren, konusunda uzman 17 işçiyi işe aldığını, dava konusu sözleşmenin 9.maddesinin son bendinde davalı …’nun işbu işçileri kendi bünyesinde çalıştırması halinde işçi başına 20.000-USD tazminat ödeyeceğinin düzenlendiğini, bu düzenlemeye rağmen davalı …’nun davalı … ile müvekkili firma çalışanlarını ayartarak, davalı …’nun sözleşmeyi feshettiği aynı günde müvekkili firmaya ihtarnameler düzenlediğini ve hizmetin aynı işçilerle verilmeye devam edildiğini, bilirkişilerce haksız rekabet tespitinin yapılmasına istinaden, bu haksız rekabet nedeni ile müvekkili davacının uğramış olduğu kazanç kaybının, haksız rekabet faili davalının ise elde etmiş olduğu kazanç miktarının yine ticari defterlerden incelenmesi gerektiğini, birleşen dava yönünden ise; hiçbir inceleme yapılmadığını, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunun gerekçe yapıldığını, gizliliğin ihlal edildiği iddia edilen tarafların rakip firmalar değil,asıl hizmetin verildiği muhataplar olduğunu, nedenlerle asıl dava yönünden eksik inceleme sebebi ile, birleşen dava yönünden hukuka aykırı bilirkişi raporunun gerekçe gösterilerek reddi nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde; somut olayda davalıların davalı …’ya tahsis edilen elemanlar ile işini görürken sözleşmenin tarafları arasında anlaşmazlık çıktığı ve 24.12.2010 tarihi itibariyle sözleşmenin haklı olarak feshedildiği, ancak aynı tarihte işçilerin hep birlikte işveren davacıya ihtarname keşide ettikleri ve 2. davalı …de çalışmaya başladıkları gözönüne alındığında davalıların birlikte hareket ederek davacı işçilerini haklı sebeble hizmet akdini feshetmeye yönlendirdikleri ve feshin akabinde davacının işçilerinin devşirildiği, bu eylemin de hüsnüniyet kaidelerine aykırı olduğunun açık olduğu, toplu olarak çalışanların devşirilmesi neticesinde davacının iktisadi bir zarara uğradığının açık olduğu, alınan bilirkişi raporlarında davacının somut zararını ispatlayamadığı görüşüne yer verilmiş ise de tecrübeli elemanlardan oluşan 17 kişilik ekibin kaybının davacının iktisadi olarak zarara uğramasına sebep olduğunun sabit olduğu, bu sebeple TBK 50(BK 42) kapsamında değerlendirme yapılmak suretiyle davacı tarafça talep olunan 10.000-TLmaddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesinin hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi’nce davalıların haksız rekabette bulunduğu kabul edilmişken asıl davanın tümüyle reddine karar verilmesi yerinde görülmeyerek davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf nedenleri yerinde görülerek asıl davada verilen hükmün kaldırılarak haksız rekabetin tesbiti ile maddi tazminat isteminin kabulüne, birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bu kararın davacı … Limited Şirketi, davalı … ve davalı … Limited Şirketi vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/4351 Esas-2021/3963 Karar sayılı ve 22/04/2021 tarihli ilamı ile, İlk Derece Mahkemesince birleşen davada verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, birleşen davaya ilişkin kararın onanmasına, asıl davanın ise, haksız rekabetin tespiti ve maddi tazminat istemine ilişkin olup, davacı şirketin işçisi olup, sözleşme kapsamında davalı … .. A.Ş’de çalışan işçilerin İş Mahkemelerinde açtıkları davalar sonucunda davacı … Ltd. Şti.’nin, işçilik alacaklarını eksik ödemesi nedeniyle işçilerin fesihte haklı oldukları ve bu hususun derecattan da geçerek kesinleşmiş olduğuna göre artık işçilerin davalılar tarafından ayartıldığı ileri sürülemeyeceği, davacının feshe kendisinin sebebiyet verdiği hususunda kesinleşmiş mahkeme kararının bulunduğu,davacı tarafça bu davada haksız rekabetin tespiti ile maddi tazminatın tahsili talep edilmiş olup, ilk derece mahkemesinin hüküm fıkrasında asıl davanın, haksız rekabetin tespiti istemi de dahil olmak üzere reddedildiği anlaşılmakla, gerekçede yer alan bu ibareler nedeniyle ilk derece mahkemesinin davalıların haksız rekabette bulunduklarını kabul ettiği ve bu hususun davalılar tarafından istinaf edilmemesi nedeniyle de davacı lehine usuli müktesep hak teşkil ettiğinden söz edilemeyeceği gibi davacı tarafça davalıların haksız rekabette bulunduğunun da ispat edilemediği gerekçeleriyle davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının reddi ile davalılar vekillerinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulüne karar verilmiştir. Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak, hükmüne uyulan bozma ilemındaki gerekçeyle ; “Asıl davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/12/2016 Tarih 2014/922 Esas 2016/961 Karar sayılı asıl davaya ilişkin kararın HMK 353(1)b-2 gereği kaldırılmasına; “Asıl davada davacının haksız rekabet ve tazminat istemlerinin reddine, birleşen davaya ilişkin hüküm onanarak kesinleştiğinden yeniden hüküm verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Asıl davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/12/2016 Tarih 2014/922 Esas 2016/961 Karar sayılı asıl davaya ilişkin kararın HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Asıl davada davacının haksız rekabet ve tazminat istemlerinin REDDİNE Birleşen davaya ilişkin hüküm onanarak kesinleştiğinden yeniden hüküm verilmesine yer olmadığına” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Asıl dava yönünden alınması gereken 59,30-TL harcın, mahkeme veznesine yatırılan 148,50-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 89,2‬0-TL’nin talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalılar vekili için takdir olunan 1.800-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Davalılar tarafından yapılan 14.94-TL yargı giderinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, Asıl davada davacı tarafından yatırılan 62,80-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı … A.Ş tarafından yapılan 150-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalı … … A.Ş.’e ödenmesine, Davalılar vekilleri için takdir olunan 2.040-TL istinaf duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, HMK.’nun 356. maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliğiyle karar verildi.29/09/2021