Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/112 E. 2021/114 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/112
KARAR NO : 2021/114
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2020
NUMARASI : 2020/57 Esas 2020/429 Karar
DAVA: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2021
Davalı tarafın milletlerarası yetki itirazının kabulüne ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Exclusive Distributorship Agreement sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin tek yetkili distribütör kılındığını, davalı … markasının ve ürünlerinin tanıtımı için gereken çabayı gösterdiğini, pazar payının oluşturulmasını ve genişletilmesini sağladığını, müvekkilinin başarılı bir şekilde çalışmalarını devam ettirirken davalı şirketin haklı ya da geçerli bir sebep olmaksızın 20/02/2019 tarihinde sözleşmeyi sonlandırdığını, bir takım şirketlerle ürün satışına ilişkin yapılan görüşmelerin ancak fesih sonrası sonuçlandığını ve satış işlemlerinin tamamlandığını, müvekkilinin bu satışlara ilişkin kâr kaybına uğradığını, müvekkilinin elindeki stokların iade alınarak, bedellerin ödenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin 40 yıldır davalı şirketin tek yetkili distribütörü olduğundan TTK 122.madde kapsamında denkleştirme tazminatı ödenmesi gerektiğini, bu nedenlerle HMK 107.maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, 1.000-TL kâr kaybı, 1.000-TL stokların iade alınarak bedelinin ödenmesi, 1.000-TL denkleştirme tazminatından ibaret alacaklarının fesih tarihinden ticari faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmede açıkça Tokyo Bölge Mahkemesinin münhasıran yetkili kılındığını,yetki itirazında bulunduklarını davanın belirsiz alacak davası şartlarını taşımadığını, uyuşmazlığın Japon hukukuna göre değerlendirilmesi gerektiğini, Japon hukukuna göre müvekkili şirketin sözleşmeyi geçerli olarak yenilememe hakkını kullandığını, denkleştirme tazminatı istenebilmesine ilişkin maddi şartların da gerçekleşmediğini, sözleşmenin haksız olarak feshedilmediğini, süresi sona erdiğinde yenilememe hakkını kullanarak sözleşmenin 11.maddesine uygun olarak geçerli bir şekilde sona erdirdiğini, davacı şirketin sözleşmeyi bir çok kere ihlal ettiğini ve müvekkilinin itibarını zedelediğini, davacının elinde kalan stoklara ilişkin hiçbir bilgi sunmadığını, taleplerini somutlaştırmadığını, bu nedenlerle davanın yetkisizlik sebebiyle usulden reddine, hukuki dayanaktan yoksun davanın esas bakımından reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan borç ilişkisi mevcut olup, bu ilişkiden uyuşmazlıkların yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda tarafların anlaşma yapmasının mümkün olduğu, olayda kamu düzenine ilişkin münhasır yetkinin söz konusu olmadığı, bu kapsamda davalının yetki itirazının kabulü ile, 5718 sayılı MÖHUK 47. Maddesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin 23. ve 25. Maddesi gereğince sözleşmeye dayalı davalarda Japonya-Tokyo Bölge Mahkemesinin münhasır yetkili olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; sözleşmenin adeta bir kelepçeleme sözleşmesi niteliğinde olduğunu, sözleşmenin dayatma maddeler içerdiğini, ticari hayatta var olabilme gayesi ile imzalandığını, sözleşmeye konu tüm hizmetin Türkiye’de ifa edildiğini, müvekkili şirketin sözleşme kapsamında aracı olduğu ihalelerin Türkiye’de olduğunu, stokların da Türkiye’de olduğunu, feshin hiçbir haklı veya geçerli bir sebebe dayanmadığını, müvekkili şirketi zarara uğratma amacı taşıdığını, müvekkili şirketin denkleştirme tazminatına hak kazandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; haksız fesih nedeniyle kâr kaybı, stokların iade ve satın alınması ve denkleştirme tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili ;cevap süresinde uluslararası yetki itirazında bulunarak mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir.Sözleşmenin 23. maddesi gereğince; sözleşmenin Japonya kanunlarına tabi olacağı ve söz konusu kanunlar uyarınca yorumlanacağı, 25.maddesinde ise, her iki tarafın sözleşmeden doğan veya sözleşme ile ilgili her türlü uyuşmazlığı görmeye münhasıran Japonya’nın Tokyo Bölge Mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. Yetki sözleşmesi MÖHUK 47/1 maddesi kapsamında değerlendirilmelidir. (1) Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmemesi, (2) taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yabancılık unsuru taşıması; (3) taraflar arasındaki uyuşmazlığın borç ilişkilerinden doğması halinde uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Anlaşma yazılı delille ispat edilmesi halinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk Mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması halinde yetkili Türk Mahkemesinde görülür.Sözleşmenin 25. maddesinde yer alan yetki sözleşmesi borç ilişkisinden doğması ,yabancılık unsuru taşıması ,uyuşmazlık Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine ilişkin olmaması nedeniyle MÖHUK 47. maddede aranan koşulları sağlamaktadır. Tarafların tacir olduğu ilişki de MÖHUK 47 madde koşullarına uygun bir yetki anlaşması TBK 27.madde kapsamında kanunun emredici hükümlerine ,ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız bir sözleşme olarak değerlendirilemez. Açıklanan nedenlerle taraflar arasındaki sözleşmede uyuşmazlıkların Tokyo Bölge Mahkemelerinde görüleceği kararlaştırıldığından, davalı vekilinin milletlerarası yetki itirazının kabulü ile davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 02/02/2021