Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1099 E. 2021/998 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1099
KARAR NO: 2021/998
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/333 Esas
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
İhtiyati haciz talebinin reddine dair 10/04/2021 tarihli ara kararın ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili; davalı şirketin müvekkili şirkete aldığı faturada gösterilen malların bedeli olarak para borcu bulunduğunu ve borca ilişkin müvekkiline kendilerine zaman tanıması için başvurduklarında şirket yetkilisince imzalı borç ikrarında bulunduğunu, ancak geçen bu sürede muaccel olan söz konusu borcun müvekkiline ödenmediğini, bunun üzerine başlatılan icra takibinde borç ikrarına rağmen kötü niyetli olarak borçlu şirket tarafından yetkiye, borca ve fer’ilerine itiraz edildiğini, borçlunun mal kaçırmak için zaman kazanmaya çalıştığının aşikar olduğunu, ayrıca davalı adına kayıtlı taşınmazın kayıtlarında 2019-2020 tarihleri arasında eklenen çok sayıda ihtiyati haciz şerhi bulunduğunu ve taşınmazın Gaziantep İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında satış işlemlerine başlandığını, davalının ikrar ettiği bir borcu olmasına rağmen, alacağın tahsilini zorlaştıracak şekilde eylemlere girişen davalının taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkil şirketin davacı tarafa dava konusu icra takibine dayanak olan faturadan kaynaklanan borcunu ödemiş olup, ödemelere dair dekontları sunduğunu, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu olduğunu kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkilimin herhangi bir şekilde mal kaçırma ya da davacı tarafın iddia ettiği alacağını tahsil etmesini engelleme gibi bir amacı ve girişimi bulunmadığını belirterek ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak delillerin tam olarak toplanmadığı, İİK’nın 258/1. maddesinde getirilen yaklaşık ispat ölçütüne göre ihtiyati haciz istemine konu alacağın varlığının ispat edilmediği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden/davacı vekili; müvekkili şirketin alacaklı olduğunun dosyaya sundukları muhtelif deliller ile ortaya konduğu ve uyuşmazlık bakımından yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğini, borcun tanınmasının tek yanlı bir irade bildirimi olup borçlunun borcun devam etmekte olduğunu kabulü anlamına geldiğini, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat şartının aranmadığını, ihtiyati haciz isteyenin alacaklı olduğunun “muhtemel” olduğuna ilişkin kanaat uyandırması halinde yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğinin kabul olunduğunu, alacağın muaccel olarak bulunduğunu ve rehinle temin edilmediğini belirterek ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararın kaldırılarak haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Talep, alacağa dayalı olarak başlatılan itirazın iptali davasında, İİK’nun 257 vd.devamı uyarınca ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. Maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Davacı vekili tarafından sunulan davalı şirket yetkilisinin bir adet çekinin karşılıksız yazdırılmaması ve yapacağı ödemelere ilişkin beyanları bulunan belgenin tarihinin 2019 yılına ait olduğu ve taraflar arasında süregelen bir ilişki olduğu anlaşılmakla alacağın varlığı ve miktarı kesin olarak belirlenemediğinden borç ikrarı olduğu iddiası kabul edilmemiştir. Varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olan bir alacak talebi yönünden ortada muaccel veya müeccel bir bir para alacağı bulunduğu söylenemeyecektir. Somut olayda, davacının iddialarının doğruluğu ve haklılığı yapılacak tahkikat neticesi delillerin değerlendirilmesi neticesi anlaşılacağı, dosyanın bulunduğu aşama itibariyle davacının muaccel alacağının varlığının yargılamayı gerektirdiği, davanın esası bakımından haklılığının yaklaşık olarak ispatının sağlanamadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesi ara kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle ihtiyati haciz isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 24/06/2021