Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1094 E. 2023/1348 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1094
KARAR NO : 2023/1348
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA: İtirazın İptali (Nakliyat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine yazılan rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketi tarafından nakliyat sigorta emtea sigorta poliçesiyle sigortalanmış dava dışı sigortalısına ait 4 adet soğutma grubu ünitesinin, deniz yoluyla ABD’den Mersin limanına, limandan da kara yoluyla varış noktası olan Mersin Üniversitesi’ne taşındığını; tırlarda tahliye öncesi yapılan kontrollerde 2 adet soğutma grubu ünitesinde fiziksel hasarın tespit edildiğini, poliçe kapsamında müvekkilinin sigortalısına 09/01/2014’te 16.051-TL ödeme yaparak sigortalısının haklarına halef olduğunu, hasardan sorumlu olan davalı taşıyıcının söz konusu hasar bedelini ödememesi nedeniyle, bedelin tahsili için davalı aleyhine İstanbul 26. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, davalının davaya konu icra takibine vaki itirazının iptali ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkilinin taşıma işleri komisyoncusu olduğunu ve konişmentonun tarafı olmadığından kendisine husumet yöneltilemeyeceğini; emtianın uğradığı zararın ne şekilde ve ne zaman oluştuğunun belirsiz olduğunu, dolayısıyla zararın müvekkilinden değil emtianın ABD’deki satıcısı veya orada ilk yüklemeyi yapan şirketten istenilmesi gerektiğini; ekspertiz raporunun davacı çalışanlarının varsayımları üzerine düzenlendiğinden delil niteliği taşımadığını, tutanaklarda tır şoförlerinin isim ve imzalarının bulunmadığını, ihbar sürelerine riayet edilmediğini ve TTK m.885’e göre alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddi ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI :Mahkemece, davaya konu hasarın 07/02/2013’te meydana geldiği, davaya konu alacağın tahsili için 26/02/2014’te icra takibi başlatıldığı,emtianın 06/02/2013’te gönderilene teslim edilerek taşımanın tamamlandığı, olayda uygulanması gereken TTK m.885/1-2’deki 1 yıllık zamanaşımı süresinin 06/02/2014’te dolmasından sonra icra takibine girişildiği ve davacının kötüniyetli takip yapmadığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı ve kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, davaya konu alacak için müvekkili sigorta şirketi açısından zamanaşımının, sigortalıya ödeme yapıldığı tarih olan 09/01/2014’te başlayacağını, çünkü TTK m.1472’ye göre müvekkilinin ödeme yaptığında sigortalısının haklarına halef olduğunu ve icra takibinin de 26/02/2014’te yani zamanaşımı süresi içinde başlatıldığını belirterek,kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın taşıma sırasında hasara uğraması nedeniyle, sigortalıya ödenen hasar bedelinin taşıyıcı olan davalıdan rücuen tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davalı süresinde zamanaşımı defiinde bulunmuş olup, dava TTK’nın 1472 nci maddesine göre rücuan alacak istemine ilişkindir. 17/01/1972 gün 1970/2 Esas 1972/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, sigorta tazminatını ödeyen sigortacının zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı davada zamanaşımı, sigorta ettirenin aynı şahıs aleyhinde açabileceği davanın zamanaşımına tabidir ve aynı tarihte başlar. TTK’nın 855/3. maddesi taşıyıcının bir diğer taşıyıcıya rücu etmesi ile ilgili olup sigorta şirketinin açtığı rücu davasına uygulanmaz. Yani TTK m.1472 gereğince yasal halefiyet hakkına sahip olan davacı, selefi bulunduğu kişi davayı hangi zamanaşımı süresi içinde açması gerekiyorsa davayı o süre içinde açması gerekir. Bu durumda, TTK’nın 855/2. maddesi gereğince eşyanın teslim tarihinden, eşya tamamen zayi olmuş ise eşyanın teslimi gereken tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi bulunduğu gözetilmelidir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/7575 Esas, 2017/5615 Karar sayılı ve 23/10/2017 tarihli ilamı).ABD’den Mersin limanına taşınan soğutma grubu emtiasının gemiden tahliyesi ve kara yoluyla taşınmasına ilişkin taşıma niteliği itibarıyla multi modal taşımada, taşımanın deniz ve kara taşımasına ilişkin kısımları ayrılmaksızın TTK 902 ve devamı maddeleleri kapsamında, TTK’nın 855 maddesi uyarınca istem hakkı teslimden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, emtianın davadışı gönderilene teslim edildiği hususu ihtilafsızdır. Davaya konu emtianın kara taşıması için 06/02/2013’te fatura düzenlendiği ve 07/02/2013’te gönderilene teslim edildiğinde hasarın fark edildiği, dolayısıyla söz konusu teslim tarihi ile icra takibinin başlatıldığı 26/02/2014 tarihine göre 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu görülmüştür. Bu durumda mahkemece davanın taşıyıcı davalı yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle,davanın zamanaşımı yönünden reddine dair kararda isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 31,50-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a gereği kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/09/2023