Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1082 E. 2021/1043 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1082
KARAR NO: 2021/1043
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/04/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/201 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/07/2021
21/04/2021 tarihli ara kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili; davacıların dava dışı … AŞ’nin toplam 2000 adet hissenin ayrı ayrı 600’er hissesine, davalının ise 800 hissesine sahip olduğunu, A ve B grubu hissedar olan davacılar ile C grubu hissedar olan davalı arasında 09.06.2016 tarihli hissedarlar sözleşmesi ve ek sözleşmeler imzalandığını, sözleşme ile A ve B grubu hissedarların belli şartlarla hisse alım satım haklarının düzenlendiğini, 9.10.2018 tarihli ek sözleşmede sermaye artırımına karar verilerek mevcut pay oranlarının bozulmaması için davacı şirketler tarafından şirket sermayesine aktarılması amacıyla davalıya toplam 10.000.000-usd borç verildiğini, 13.12.2019 tarihli ek sözleşmede de sermaye artışına karar verilerek müvekkilleri tarafından davalıya yine şirket sermayesine aktarılmak üzere toplam 16.600.000-usd borç verildiğini, …’in yönetim kurulunun da hissedarlar sözleşmesine göre teşekkül ettirildiğini, şirketin sözleşme hükümlerine uygun olarak yatırımlarını tamamlayarak fabrikanın faaliyete geçtiğini, müvekkillerinin sözleşme gereği adil piyasa değerinin hesaplanması ve alım haklarının kullanımı amacıyla şirket yönetim kurulundan talepte bulunduklarını, bu kapsamda şirketin maden rezervlerine ilişkin rapor alındığını, alınan rapor sonrasında değerleme raporu alındığını, sonrasında müvekkilleri tarafından tespit edilen değer üzerinden her bir davacı için 78.000 adet C grubu hisseyi satın almak amacıyla davalıya 18.12.2020 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, ancak talebin davalı tarafından kabul edilmediğini, davalının temerrüde düşmesi nedeniyle sözleşmenin 11.1 maddesi gereğince 78.000 adet hissenin bu kez adil piyasa değerinin %75’i üzerinden 8.265.002,85-usd bedelle satışı için ihtarname gönderildiğini, davalının sözleşme gereği hisseleri devretmek zorunda olduğunu, adil piyasa değeri hesaplamasının sözleşmelere uygun olarak yapıldığını, şirketin adil piyasa değeri 55.100.000-usd olarak belirlendiğinden her bir davacıya devri gereken 78.000 hisse karşılığının 11.020.620-usd olduğunu, davalının sözleşmede öngörülen 14 gün içinde hisseleri devretmemesi nedeniyle temerrüde düştüğünü, temerrüt nedeniyle bu kez davacıların adil piyasa değerinin %75’i olan 8.265.002,85 -usd üzerinden alım hakkı doğduğunu, davalının temerrüde düşmesi nedeniyle sözleşmenin 7 ve 13. maddeleri uyarınca her bir davacı için 5.000.000-usd cezai şart ödemesi gerektiğini belirterek, 09.06.2016 tarihli hissedarlar sözleşmesi gereğince davalının … şirketindeki 156.000 adet C grubu hissesinin müvekkillerinin davalıdan olan alacaklarından takas mahsubu ile müvekkillerine devrine, her bir davacı için 5.000.000-USD cezai şartın davalıdan tahsiline, davalının tüm hisselerinin üçüncü kişilere devir ve temlikinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, müvekkillerinin haklarının korunması adına davalı adına şirket genel kurullarına katılmak ve davalının pay sahipliğini sözleşmeye uygun olarak kullanmasını teminen …’deki davalı hisselerine temsil kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davanın konusu dava dışı şirket hisseleri olmayıp sözleşmeye aykırılık nedeniyle tazminat davası olduğunu, bu nedenle dava konusu olmayan şirket hisseleri hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, davacıların tedbir istemekte hukuki yararının bulunmadığını, zira …’in taraf olduğu kredi sözleşmesi gereğince müvekkilinin hisse senetlerinin alacaklı bankaya teslim edildiğini, davacıların haklılığının yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlanamadığını, şirket değerinin sözleşmeye aykırı olarak ve sözleşmede belirlenen zamandan önce belirlenmeye çalışıldığını, sözleşmenin 5.4 maddesinde belirlenen şartlar gerçekleşmeden davacıların hisse alım hakkını kullanmaya çalıştıklarını, aksi halde de uygun bir teminat bedeli belirlenmesini istediklerini, davacıların müvekkilinin hisselerine temsil kayyımı atanması talebinin de hukuki dayanağının bulunmadığını, uygulamada ancak organsız kalma hallerinde şirkete kayyım atandığını, şirket A, B ve C grubu hissedarları temsilen 6 kişilik yönetim kurulu ile temsil edilmekte olup, davacıların olduğu A ve B grubu YK üyelerinin olumlu oyu olmadan bir karar alınamadığından, şirketin organsız kalma ihtimali olmadığını belirterek, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; hisselerden kaynaklanan yetkinin kullanılmasının hakkın elde edilmesini imkansızlaştıracağı hususunda yaklaşık ispat şartının mevcut olmadığı, hissedarlık sözleşmesi, ek hissedarlık sözleşmeleri, adil piyasa değerine ilişkin 3. kişi şirket tarafından hazırlanan rapor dikkate alındığında, davalının … A.Ş’de bulunan tüm hisselerinin 3. kişilere devir ve temlik edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, temsil kayyımı atanma talebinin reddine, 22.041.240-usd karşılığı olan 172.410.987,52-TL’nin %15’i olan 25.861.648,12-TL teminat yatırılması koşuluyla davalının …’de bulunan tüm hisselerinin 3. kişilere devir ve temlikinin tedbiren önlenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili;sözleşmeler uyarınca teminatsız olarak verilmesi gereken ihtiyati tedbir kararının teminat koşuluyla verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkillerinin davalı hisseleri üzerinde alım hakkının bulunduğunu, bu kapsamda haklılıklarının kesin delillerle yaklaşık olarak ispat edildiğini, bu nedenle teminat karşılığı tedbir kararı verilmesinin menfaatler dengesini zedelediğini, ayrıca davalının ihtiyati tedbir nedeniyle muhtemel bir zararının bulunmadığını, tedbirin teminat karşılığı verilmesinin müvekkillerinin hakkına ulaşmasını zorlaştırıcı mahiyette ölçüsüz olduğunu belirterek,kararın kaldırılarak teminatsız olarak tedbirin uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili 17.05.2021 tarihli dilekçesinde;davacıların hisseler üzerinde alım hakkı bulunduğunu, buna rağmen müvekkillerinin söz konusu hisselerin sağladığı haklardan yararlanamadığını, bu nedenle şirket hisse değerinin düşme riski bulunduğunu,genel kurullarda muhalefet şerhinde bulunarak, olumsuz oy vererek müvekkillerine devri gereken hisseleri haksız şekilde kendi menfaatine kullandıklarını, dava dışı Acacia şirketi ciddi bir kredi borcu altında olup, şirketin işleyişinin kreditörler tarafından takip edildiğini, bu durumun şirketin itibarını ve güvenirliğini sarstığını, bu nedenle dava konusu hisselerin genel kurulda sözleşmelere uygun şekilde temsili gerektiğini belirterek, red kararının kaldırılarak davalının hisselerinin genel kurullarda temsili açısından temsil kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, taraflarca imzalanan 09.06.2016 tarihli hissedarlar sözleşmesi ve ek sözleşmeler konusu dava dışı şirket hisseleri üzerine ihtiyati tedbir konulması ve söz konusu hisselerin genel kurulda temsili bakımından temsil kayyımı atnması istemine ilişkindir. HMK’nın 392. maddesi uyarınca ise ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Bu nedenle ihtiyatı tedbire hükmedilirken karşı tarafın uğraması muhtemel zarara karşılık tarafların hak ve menfaat dengelerine uygun bir teminat takdir edilir. Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak, talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen 09.06.2016 tarihli hissedarlar sözleşmesi ve ek sözleşmeler ile davalının dava dışı … şirketindeki hisselerinin sözleşmede belirtilen usulde belirlenecek adil piyasa değeri üzerinden davacılara devri kararlaştırılmış olsa da, hisse değerlemesi taraflar arasında uyuşmazlık konusu olduğu gibi, sözleşmenin 5.4 maddesinde düzenlenen hisse alım koşullarının oluşup oluşmadığı da yargılama neticesi belirlenecektir. Bu durumda dava konusu hisseler bakımından ihtiyati tedbir talep eden taraf, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince hisse değerinin %15’i oranında teminata hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Davacılar vekilinin diğer talebi ; davalının hisselerine temsil kayyımı atanması isteğine yöneliktir.Bu istek henüz elde ki derdest dava sonuçlanmadan dava konusu edilen davalı şirketin sahip olduğu hisselerden doğan haklarını kullanmasının kısıtlanması anlamına gelmektedir.Henüz hüküm verilmeden hüküm sonucu elde edilebilecek sonuçları olacaktır. Genel kurullarda muhalefet şerhi verilmesi ,şirketin kredi borcu bulunması gibi sebebler malikin hissedarlıktan doğan diğer haklarının kısıtlanmasına gerekçe yapılamaz. Oy sayısı itibariyle de şirkette kilitlenme hali mevcut değildir. Taraflar arasında ki menfaat dengesi gözetildiğinde davacıların haklarının korunması için yeterli tedbir alınmış olup ,fazlaya ilişkin isteklerin reddine karar verilmesi somut olaya ,dosya kapsamı delillere uygun görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcının, davacılar tarafından peşin yatırılan 118,60-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 59,30-TL harcın davacılara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/07/2021