Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/108 E. 2023/870 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/108
KARAR NO: 2023/870
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2020
NUMARASI: 2015/236 Esas – 2020/222 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı şirket temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin 8 paya sahip ortağı olduğunu, davalı gerçek kişinin ise 12 paya sahip diğer ortağı ve aynı zamanda şirketin kuruluşundan itibaren yetkili müdürü olduğunu, şirketin kuruluşundan beri kar payı ödenmediği gibi birçok kez vergi usulsüzlüğü cezaları ödenmek zorunda kalındığını, müvekkilinin kısmen çalıştığı projeden elde edilen gelirden dahi hiçbir ödeme yapılmadığını, müvekkiline şirket çalışmaları konusunda bilgi verilmediğini, şirketin gayrifaal olduğunu ileri sürerek davalı …’nin fesih ve tasfiyesine ve müvekkilinin varsa davalı şirketten olan şimdilik 2.000 TL alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar, davacının, davalı şirketin kuruluşundan itibaren kar payı alınmadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı şirket kasasından davacıya her türlü harcamaların yapıldığını, şirket kasasının davacının elinde bulunduğunu, davacı taraf iddialarının yerinde olmadığını, müvekkili şirketin fatura alacaklarından kaynaklı halen devam eden alacak davalarının olduğunu, müvekkili şirketin alacaklarını tahsil edemediği için düştüğü ödeme sıkıntılarını aşabilmek için kullanılan kredi borçlarının da ödenememesi üzerine müvekkili gerçek kişinin taşınmaz mallarının satıldığını, ayrıca şirket borçlarının da taşınır mallarının satılarak ödendiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, açılan davada, husumetin sadece şirkete karşı yöneltilmesi gerekirken, şirket ortağı diğer davalı …’a da yöneltildiği anlaşıldığından davalı ortağa yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, gerçek kişi tarafların ortağı olduğu davalı şirketin, sermayesinin tümünü kaybettiği ve gayri faal olduğu, şirketin kuruluşundan itibaren hiç bir kar payı dağıtımının yapılmadığı, şirketin kasasından davacı ortağa ödeme yapıldığı yönündeki davalı taraf iddialarının yasal delillerle ispat edilemediği; TTK 636. maddesinde sayılan haklı nedenle limited şirket feshi sebeplerinin bulunduğu anlaşıldığından, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine kararı verilmesi gerektiğini, davacı tarafça eldeki davada her ne kadar varsa şirketten alacağının tahsili istenmiş ise de; bu yöndeki istem, fesih ve tasfiyesine karar verilen davalı şirketin, tasfiye sürecinden sonra tasfiye payından istenebileceğinden ve bu yöndeki istemin eldeki davada yasal dayanığı bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran Davalı şirket temsilcisi, defter ve kayıtların bilirkişi incelemesi sonrasında eksik olarak iade edilmesi nedeniyle Bilirkişi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptıkları şikayet neticesi hakkında İstanbul 17 Asliye Ceza Mahkemesi 2020/461E sayılı dosyada ceza davası açıldığını, bilirkişinin teslim edilmeyen defter ve kayıtlardaki bilgi ve belgeleri değerlendirerek bir rapor hazırladığı konusu şüpheli konumda olduğunu,şirketin 2008 yılında başlamış olan ve halihazırda devam eden birçok alacak davası, icra takibi, ceza dava dosyaları ve hukuk dosyaları mevcut olup, bu dosyaların takibi açısından gerekçeli kararda herhangi bir hüküm kurulmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, Limited şirketin fesih ve tasfiyesi ile ortağın şirketten olun alacak istemine ilişkindir. TTK 636/3 maddesi uyarınca Limited şirketlerde haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. TTK 636/5 maddesinde atıf yapılarak sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirlenmiş ayrıca TTK 643.madde de yire aynı şekilde atıf yapılarak tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Haklı sebepler kanunda tahdidi olarak düzenlenmemiş olup yargı kararları ve doktrinde yer verilen bazı haklı sebep teşkil edebilecek fiil ve davranışlar, bir ortağın, şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması, bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirmemesi, bir ortağın kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını veya mallarını kötüye kullanması, bir ortağın, uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı, üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesi, uzun süre kar dağıtılmaması, gereksiz sermaye arttırımları ile azınlığın etkisizleştirilmeye çalışılması, ortakların bilgi alma ve denetim haklarının kullandırtılmaması, aile şirketlerindeki husumet ve ortaklar arasındaki çekişmeler emsal oluşturabilecek niteliktedir. Somut davada fesih istemine konu Davalı şirketin, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil no’sunda kayıtlı olup 23.12.1996 yılında kurulduğu, Davacı ve Davalı asillerin kurucu ortak olup şirket süresince Davalı …’ın şirket müdürü olarak seçilmiş olduğu, şirketin son tescil işleminin 27.04.2012 tarihi olduğu dosyaya celp edilen ticaret sicil kayıtları ile sabittir. Davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre 2010 ve 2018 yılları arasındaki ticari defterlerinin 2012 ve 2015 yılı hariç kapanış tasdikleri bulunmadığından usul ve yasaya uygun tutulmadıkları, kar payı dağıtımının yapılmadığı, genel kurul toplantılarının düzenlenmediği, 300.000- TL’ye çıkarılan şirket sermayesinin ortaklar tarafından ödenmediği, ortaklara verilen alacak ve borç kayıtlarının ticari defterlerde yer almadığı tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra şirket alacaklarının birçok hukuki ve cezai dava açılmış bulunmaktadır. Getirtilen sicil kayıtları, dava dosyaları ve dinlenen tanık beyanlarına göre davalı şirketin kardeş olan taraflarca kurulmuş bir aile şirketi olduğu, ortaklar arasında maddi konulardan kaynaklı husumet olup, 2009 yılından beri Davacı ortağın şirketle bağının bulunmadığı, şirketin işletme konusunu elde etmesini oldukça güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olduğu, zorunlu organların teşekkül etmeyip şirket esas sermayesinin ödenmediği, 2012 yılından beri şirketin gayri faal olduğu, ticari defterlerin özvarlık denetimi yapmaya elverişli şekilde usulünce tutulmadığı sebepleri dikkate alındığında davalı limited şirket yönünden şirketin feshi için haklı sebeplerin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre İlk Derece Mahkemesi’nce şirketin feshi yönünde davanın kabulü kararı yerinde bulunmuştur. İstanbul 17.Asliye Ceza mahkemesi’nin 2020/461 E. – 2022/564 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapan bilirkişinin ticari defterleri eksik teslim ettiği hususu ispat edilemediği ve ayrıca iddia edilen bu hususun şirketin feshi yönünde gerçekleşen haklı sebeplerin mevcudiyetini değiştirmediği, hükme etki edecek bir unsur olmadığı anlaşılmakla Davalı şirket temsilcisinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildikten sonra davada taraf olan ortaklar dışında bir tasfiye memurunun atanmış olduğu, şirkete ait alacakların korunması TTK 540 vd.maddelerinde düzenlenmiş olup tasfiye memurunun sorumluluğunda bulunmaktadır. Buna göre Mahkemece kurulan hükümde her dava yönünden vekil atanması gerekliliği ve yasal düzenlemesi bulunmayıp Davalı şirket temsilcisinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, istinaf yoluna başvuran davalı şirket temsilcisinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı şirket temsilcisinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile kalan 125,50-TL harcın davalı şirket temsilcisinden alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı şirket temsilcisi tarafından sarf edilen yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraflara tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 01/06/2023