Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1057 E. 2021/1114 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1057
KARAR NO: 2021/1114
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2021
NUMARASI: 2019/1028 Esas 2021/237 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/07/2021
Milletler arası yetki itirazının kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilin İran vatandaşı olduğunu, 2017 yılında İran’da bir maden şirketinde hissedar bulunduğunu, davalın kendilerine ait hisseleri satın almak istediğini,hisse devri yapıldığını, davalının ilk ödemeyi gerçekleştirdiğini, ancak son ödeme zamanı olan 14.11.2017 tarihinde çek verilerek yapılması planlanan ödemeyi yapmadığını, o dönem şirket yetkilisinin vefat etmesi nedeni ile ödemenin bir süre yapılmayacağının ifade edildiğini, müvekkilinin ibraz süresini kaçırdığını, 05.03.2018 tarihinde, yeni yetkili ile davacı ödeme planına ilişkin bir protokol düzenlendiğini, ancak ödeme yapılmadığını, bu nedenle icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, beyan ederek borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına,borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, taraflar arasındaki ihtilafta İran mahkemelerinin yetkili olduğunu, hisse devir sözleşmesinin 7. Maddesinde, İran yasalarının uygulanacağının ve adli makamlarının İran Adli Makamları olduğunun düzenlendiğini,davacıya belirlenecek gerekli teminatı yatırması için kesin süre verilmesi ve teminat yatırılmaz ise dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesini,ayrıca husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava konusu hisse devir sözleşmesinin 7. Maddesinde İran Yasalarının uygulanacağı, Adli Makamlarının İran Adli Makamları olduğu ve konunun İran Ticaret Odası Hakemlerinde icra edileceğinin düzenlendiği, davacı tarafından delil olarak sunulan sözleşmenin, davalının muvafakati olmadan geri alamayacağından (HMK.196/1 md.) uyuşmazlığın, sözleşmenin 7. Maddesinde belirtilen konunun İran Ticaret Odası Hakemlerinde icra edileceği düzenlemesinin tahkim şartı olarak yorumlanması gerektiği gerekçesiyle yetki yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; İran ülkesinin eyalet sistemi ile yönetildiğini ve ülkede 31 eyalet bulunduğunu, yetki şartının geçerli olması için uygulanacak hukukun ve yetkili mahkemenin açıkça gösterilmesi gerektiğini, oysa sözleşmede yetki ve uygulanacak hukuka ilişkin maddenin açık olarak düzenlenmediğini, davalı tarafın usule uygun bir yetki itirazında bulunmadığını, yetkili mahkemenin açıkça belirtilmediğini, her ne kadar sözleşmenin Türkçe çevirisinde İran Ticaret Odası hakimleri ibaresi yer almış ise de, sözleşmenin orjinalinde yer alan İngilizce ibareye bakıldığında yalnızca İran Mahkemeleri ibaresinin yer aldığını, her iki halde de yasaya uygun olarak düzenlenmiş yetki anlaşması bulunmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. MÖHUK’nın 47. maddesinde de yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda tarafların anlaşabilecekleri düzenlenmiştir.Ancak, yetki sözleşmesi düzenlenirken, yetkili mahkemenin somut olarak belirlenmesi, en azından belirlenebilir olması gerekmektedir. Somut olayda, dosyada mübrez sözleşmenin Türkçe’ye çevrilen 7. Maddesi; “işbu sözleşmede hisse kesin devrinde İran Yasaları geçerlidir, oluşabilir uyuşmazlıklar ve sözleşme açıklamaları veya taraflarca uygulanmasına, öncelikle taraflarca uyuşmazlık konusunu arkadaşça müzakere ile gidersinler, arkadaşça uyuşmazlık giderilmediği durumda konu İran ticaret odası hakemlerince irca edilecektir.” şeklindedir. Buna karşılık davalı taraf; uyuşmazlıkta İran yasalarının uygulanacağını ve ihtilafta İran mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuştur. Sözleşmenin Farsça metninden Türkçe’ye çevrili halinde tahkim şartı bulunduğu, İran mahkemelerinin yetkisine ilişkin herhangi bir düzenleme içermediği, davalının cevap dilekçesinde ise sadece yetkiye yönelik itirazda bulunduğu, tahkim ilk itirazında bulunmadığı,yetki sözleşmesinin varlığı kabul edilse dahi belirlilik şartı taşımadığından davanın yetki yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Buna karşılık davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde ileri sürüldüğü üzere, sözleşmenin İngilizce metninde, farsça metninden farklı olarak, uyuşmazlık halinde İran mahkemelerinin yetkili kılındığı kabul edilse dahi, yetki anlaşmasıyla yetkilendirilen yabancı devlet mahkemesinin HMK 17 ve 18. maddelerindeki düzenlemeye paralel olarak “belirli” olması şartı MÖHUK’un 47. maddesi yönünden de aranmalıdır. Seçilen mahkemenin belirli olduğunun kabulü için yetkili kılınan mahkeme ismen zikredilmiş olmalıdır. Somut olayda yetki sözleşmesinin yetkili mahkemenin belirlenmesine imkan verecek bilgileri içermemiş olması nedeniyle geçerli bir yetki şartından bahsetmek de mümkün olmayacaktır. Öte yandan yetki itirazında bulunan davalının Türk uyruklu bulunduğu ,ülkesinde ikametgahı mahkemesinde kendisini daha iyi savunabileceği halde ,yabancı bir mahkemenin yetkili olduğu yolunda ki itirazı MK 2.ye de aykırı bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince yetki itirazının reddine karar verilerek davanın esası incelenmesi gerekirken kabulune karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalının tahkim ilk itirazında bulunmadığı ,yetki itirazının tahkim ilk itirazı olarak yorumlanamayacağı ,sözleşme de yabancı mahkemeyi yetkili kılan iç hukukumuza göre geçerli bir yetki sözleşmesi mevcut olmadığı,olsa dahi davalı tarafça yetki itirazının ileri sürülmesi MK 2 ye aykırı olacağından davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmüş,hukuka aykırı kararın kaldırılmasına,dava yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2021 Tarih 2019/1028 Esas 2021/237 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/07/2021