Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1053 E. 2023/1668 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1053
KARAR NO: 2023/1668
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2021
NUMARASI: 2016/882 Esas – 2021/316 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında kambiyo senedine özgü haciz yoluyla takip yapıldığını, takibe konu senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığını, İstanbul Anadolu 13. İcra Hukuk Mahkemesi 2013/800 esasta açtıkları davada imzanın müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini, senetteki yazı ve imzaların davacıya ait olmadığını, suç duyurusunda bulunmaları üzerine İstanbul Anadolu C.Savcılığı 2013/162768 sayılı dosyada soruşturmanın sürdüğünü ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti ile senedin istirdatını, %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı vekili temlik eden banka ile yapılan 25.03.2015 tarihli temlik sözleşmesi gereği … Bankasının davalı … AŞden olann tüm alacaklarının kendilerine devir ve temlik edildiğini, dava konusu bononun … İnşaata verilen kredilere istinaden tahsil edildiğinde bedeli kredi borcundan mahsup edilmek üzere verildiğini, ciro silsilesinin düzgün olduğunu, imzanın gerçek olup olmadığını kontrol etme yükümlülüklerinin olmadığını, kambiyo senedinin temel borç ilişkisinden bağımsız olup iyi niyetli yetkili hamil konumunda olan bankanın kusurunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. 2-Davalı … İnş. AŞ’ ye tebligat yapılmış, cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, yaptırılan grafoloji bilirkişi incelemesi ile senetlerdeki imzanın davacı eli ürünü olmadığı, alacağı temlik eden dava dışı bankanın diğer davalıya kullandırdığı kredi karşılığı tahsil cirosu ile senetleri teslim aldığı, kötü niyetinin söz konusu olmadığı, ancak davalı … İnş. AŞ’nin sahte imzalı senetleri kullandığı kredinin teminatı olarak verdiği, başka bir cirantanın olmaması nedeniyle kötüniyetli olduğunun kabulü ile dava konusu alacağı devralanın … inşaat aleyhine senede bağlı haklarını kullanması açısından senedin zilyetliğinde kalması gerektiğinden senedin istirdatına karar verilemeyeceğine dayanılarak davanın kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyası ile takibe dayanak 01.09.2018 ödeme tarihli 25.000-TL ile 02.10.2012 vade tarihli 20.000-TL bedelli senetlerden dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, senetlerin istirdatı talebinin reddine, 9.000-TL kötüniyet tazminatının davalı … İnş. AŞ’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Yön.AŞ vekili; dava konusu alacağı temlik alan … AŞ’nin aktif ve pasifleri ile birlikte … Yön.AŞ’ye devrolduğunu,harçtan muaf olduklarını, daha önce görev itirazlarının kabul edildiğini ancak vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine karar verildiğini, bu nedenle davacı yararına tek vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, imza incelemesinin Adli Tıp uzmanlarından oluşan heyet tarafından yapılması gerektiğini, davacı imza örneklerinin duruşmada alınmadığını sadece bir kaç resmi makamdan alınan imza örnekleri ile inceleme yapıldığını, bankanın iyiniyetli yetkili hamil olması ve kusurunun bulunmaması nedeniyle davanın kendileri yönünden reddi gerektiğini davanın açılmasına sebebiyet verilmediği için yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, takibe konan senetlerdeki imzanın davacıya ait olmadığı ileri sürülerek icra takibine konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. İmza inkarına dayalı menfi tespit davasında imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü, takibe başlayarak imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. Mahkemece yöntemince yapılan grafolojik inceleme ile bonodaki davacıya atfedilen imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Davalı-alacaklı vekili, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu ileri sürmüş ise de mahkemece bononun keşide tarihinden evvelki tarihleri taşıyan yeterli sayıda imza aslı toplanarak konusunda uzman grafolog bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmış, bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Davalının görev itirazı üzerine mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine karar verilmiştir. HMK 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararı sonrasında süresi içinde başvuruda bulunulması halinde dosya görevli mahkemeye gönderilir ve vekalet ücreti ve yargılama giderleri bu mahkemede yapılacak yargılama ile belirlenir. Görevli mahkemeye gönderilmesi için süresinde başvuruda bulunulmaması halinde ise dava açılmamış sayılır ve görevsizlik kararı veren mahkeme yargılama gideri ve vekalet ücreti hakkında resen karar verir. Sonuç olarak görevsizlik kararı tek başına yargılamayı sona erdiren bir karar olmadığından görevsizlik kararı nedeniyle ayrı bir vekalet ücretine hükmedilmez. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 143/6. maddesi, varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemleri ve bununla ilgili olarak düzenlenen kağıtları 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan, maddede sayılan diğer vergilerden ve kesintilerden istisna tutmuştur. Bu hüküm, varlık yönetim şirketlerinin vergiden istisna olacağı halleri istisna kurumunun doğasının da gereği olarak kendilerinin yaptıkları işlemlerden ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kağıtlardan dolayı, hükümde sayılan kanunlar uyarınca vergi, harç veya kesinti borçlusu durumunda bulunacakları hallerle sınırlamıştır. (Yargıtay HGK 2017/12-342 E. 2020/1030 K. sayılı kararı) Somut olayda, davalı şirketin yaptığı bir işlem veya bununla ilgili düzenlenmiş bir kağıt söz konusu olmadığından kendisinin ya da işleminin harçtan istisna veya muafiyetinin bulunmadığı anlaşılmakla sadece istinaf başvuru harcı yatırıldığından yatırılmayan istinaf karar harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından ,alacağı temlik eden bankanın iyiniyetli hamil olduğu bu nedenle davanın müvekkili bakımından reddi gerektiğini ,müvekkili şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olması nedeniyle müvekkili aleyhine yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini ileri sürmüş ise de ;imza inkarı mutlak defi olup iyiniyetli hamil olup olmadığına bakılmaksızın senedi elinde bulunduran herkese karşı ileri sürülebilecektir. Yapılan yargılama neticesinde imzanın keşideci davacıya ait olmadığı ,davacının senet nedeniyle sorumlu tutulamayacağı belirlendiğinden davanın kabulüne karar verilmesine göre ,davacının yaptığı yargı giderinin davalıdan tahsiline ve davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi HMK 326 hükmü gereği olduğundan davalı vekilinin yargı gideri ve vekalet ücretine yönelik istinaf sebebi yerinde bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 3.073,95-TL istinaf karar harcının davalı … AŞ’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 95-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26/10/2023