Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1035 E. 2021/1003 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1035
KARAR NO: 2021/1003
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/03/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/100 Esas
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
İlk derece mahkemesince verilen 30/03/2021 tarihli ara kararın ihtiyati tedbir talap eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili, davalı şirket hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında fatura alacağına dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine süresinde itiraz ettiklerine dair şikayetlerinin icra mahkemesince (İstanbul Anadolu … İcra Mahkemesi’nin 22/01/2018 T. … E. … K.) reddi üzerine icra takibine devam edildiğini, davalının borcunu ödediğini, fakat davalının şikayetinin reddine ilişkin kararının İstanbul B.A.M. 22. H.D.’nin 05/06/2018 tarihli kararıyla kaldırılmasına, bu kararın ise Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 25/11/2019 tarihli kararıyla onanmasına karar verildiğini, böylelikle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın geçerli görüldüğünü, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali istemi ile açmış olduğu davada, davalı hakkındaki takibin aynı icra müdürlüğünün … esasını aldığını, davalı tarafından, yatırılan miktarın aynı icra dosyası ile müvekkilinden geri istendiğini belirterek davalının itirazı nedeniyle icra dosyasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının talebi yönünden takibin durdurulması şartları oluşmadığından davacı tarafın talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davalının itirazının süresinde kabul edildiği halde müvekkilinin aleyhine icra işlemlerine devam edilmesinin haksızlık oluşturduğunu, müvekkili tarafından icra dosyasında düzenlenen kapak hesabı üzerinden yeterli teminatı yatırdığını, ihtiyati tedbir yoluyla, yatırılan paranın alacaklıya iade edilmemesinin büyük önem arz ettiğini ileri sürerek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: 6100 Sayılı HMK 389. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” Aynı yasanın 390/3 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır.Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Somut olayda; davalının, takibe süresinde itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleşmesi üzerine icra dosya borcu davalı tarafından ödenmiştir.Eldeki davanın da konusunu teşkil eden icra dosya borcunu ödenmesinden sonra itirazın süresinde olduğunun anlaşılması üzerine icra dosyasına ödenen bedelin davacıdan geri alınmasına ilişkin süreç başlatmış olup, davacı icra dosyasına güncel borç miktarı kadar teminat yatırdığını ileri sürerek bu miktarın davalıya iade edilmemesi için ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. Davalının iş bu davada iptali talep edilen itirazın süresinde olduğunun kabul edilmesi üzerine, davalı vekili 19/12/2019 tarihli dilekçesi ile icra dosyasına ihtirazi kayıtla ödenen dosya borcunun iadesi için alacaklı vekiline muhtıra çıkarılmasını ve paranın icra dosyasına iadesini talep etmiştir. İcra takibine konu edilen alacak faturadan kaynaklanmakta olup borçlunun itirazı ile duran takipte alacağın varlığı ve miktarı yapılacak yargılama neticesinde belirlenecektir.Muaccel alacağın varlığı yapılacak yargılama sonucunda belirleneceğinden ,gerekmediği halde yatırılan paranın borçluya iadesi gerekmekte olup, icranın iadesi işlemlerinin ihtiyati tedbir kararı ile engellenmesi mümkün görülmediğinden,dosyanın mevcut durumu itibariyle yaklaşık ispat koşulu oluşmadığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda, hükümde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/06/2021