Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1025 E. 2021/1545 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1025
KARAR NO: 2021/1545
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2021
NUMARASI: 2019/654 Esas 2021/197 Karar
DAVA: Tanıma Ve Tenfiz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili; taraflar arasında davalının müvekkiline ait ürünleri Türkiye pazarında, müvekkilinin mensup bulunduğu …’un Genel Satış Hüküm ve Koşulları uyarınca satışına dair sözleşme ilişkisi bulunduğunu, sözleşmede taraflar arasındaki ihtilafların tahkim yoluyla halline ilişkin hüküm yer aldığını, tahkim yargılaması sırasında davalının tek hakemin görev yetkisini kabul ettiğini ileri sürerek taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili Finlandiya Ticaret Odası Tahkim Enstitüsü’nün 09/2018 dava no’lu nihai kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; yabancı hakem kararının ancak kesinleşmiş veya taraflar için bağlayıcılık kazanmış olması durumunda bir başka ülkede tenfize konu olabileceğini, müvekkili şirket ile davacılar arasında uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözüleceğine ilişkin bir sözleşme akdedilmediğini, müvekkili şirketin hakem seçiminden usulüne uygun olarak haberdar edilmediğini, müvekkili şirketin iddia ve savunma hakkının elinden alındığını, müvekkili şirkete tek hakem önünde temsil edilme imkanı verilmediğini, müvekkili şirket tarafından tek hakemin ve davacı şirketlerin yaptığı işlemlerin kabul edilmediğini, taraflar arasında tahkim sözleşmesinin varlığı kabul edilse dahi usulüne uygun bir şekilde kesinleşen bir hakem kararı söz konusu olmadığını, Finlandiya Hukukuna göre karar henüz kesinleşmediğinden karara karşı başvurabilecekleri 60 günlük temyiz haklarının devam ettiğini, açıklanan nedenlerle Lahey Sözleşmesi gereğince usulüne uygun tebligat söz konusu olmadığından verilen hakem kararının kesinleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalının faturalarda atıf yapılan internet sitesindeki tahkim şartı metninin varlığına bir itiraz bulunmadığı, bir çok kez gönderilen faturalardaki bu kayda bir itiraz olunmaksızın ticari ilişkinin devam ettirildiği, hakem kararında da bu hususa değinilerek tahkim şartının, tüm sipariş onayları ve faturalarda atıf suretiyle konulmuş olduğu, davalı tarafın tahkim yargılamasının her aşamasında bulunduğu, tahkim şartının geçersizliğine ilişkin bir itirazda bulunmadığı, davalının hakemin tayininden veya hakemlik prosedüründen usulü dairesinde haberdar edilmemiş olduğunun ispatlanamadığı, gerekli bildirimlerin … ile davalı tarafa yapıldığı, davalıya savunma hakkı tanınmadığı iddialarının hakem kararının bu hususa ilişkin ayrıntılı içeriğinin aksine ispatlanamadığı, tahkim kararının tebliğ edilmiş olduğu, davalının tahkim kararına karşı kanun yoluna başvurmadığı, kararın tebliğ edildiği davalı adresindeki …’in davalı şirket çalışanı olmadığı beyan edilse de tahkim kararında bahsedilen 2 ayrı tebligatın yine …’e yapıldığının sabit olduğu, New York Sözleşmesi hükümlerinin nazara alınacağı, MÖHUK hükümleri gereğince de bir eksiklik olmadığı, New York Sözleşmesinin 5. maddesinde hangi durumlarda tenfiz talebinin reddedileceğinin tek tek sayıldığı, dava konusu yabancı hakem heyeti kararında tenfize engel bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasında çıkan ihtilafların tahkim yoluyla çözüleceğine ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, faturaların altında “standart satış şartları ve koşulları internet sitemizde mevcuttur” şeklinde yazılmış ise de tarafların üzerinde müzakere ettiği bir esas sözleşme ve tahkim şartının bulunmadığını, sadece internet sitesinde bulunan sözleşmenin içeriğinin ne sıklıkla değiştirildiğinin belirsiz olduğunu, faturaların sözleşmenin ifa safhası ile ilgili belge olduğunu, faturayı gönderen tarafın önce sözleşmeyi ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirket hakem seçiminden usulüne uygun olarak haberdar edilmediğini, müvekkili şirketin iddia ve savunma hakkının da elinden alındığını, müvekkili şirkete tek hakem önünde temsil edilme imkanı verilmediğini, müvekkili şirket tarafından tek hakemin ve davacı şirketlerin yaptığı işlemlerin kabul edilmediğini, taraflar arasında tahkim sözleşmesinin varlığı kabul edilse dahi usulüne uygun bir şekilde kesinleşen bir hakem kararı söz konusu olmadığını, emredici nitelikteki 805 sayılı kanun uyarınca taraflardan birinin Türk olduğu ve sözleşmenin Türkiye’de yapıldığı durumlarda sözleşme dili olarak Türkçe kullanılmasının zorunlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Taraf şirketler bakımından Türkiye ve Finlandiya ülkeleri New York Sözleşmesine taraf olduğundan, hakem kararının tenfizi bakımından New York Sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Tenfizi engelleyen haller New York Sözleşmesinin V. maddesinde düzenlenmiştir. Şartlardan bir kısmını tenfiz mahkemesi kendiliğinden dikkate almak zorundadır. Diğer şartları ise tarafların iddia ve ispat etmesi gerekir. Mahkeme tarafından re’sen dikkate alınacak şartlar şunlardır: 1- Hakem kararının konusunu teşkil eden uyuşmazlığın tanıma veya tenfiz istenilen ülkenin hukukuna göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olmaması, 2- Hakem kararının kamu düzenine aykırı olmasıdır. Taraflarca iddia ve ispat edilecek tenfiz engelleri ise 1- Tahkim anlaşmasının taraflarının ehliyetsiz olması veya tahkim anlaşmasının geçersiz olması, 2- Hakkında hakem kararının tenfizi istenen tarafın hakem seçiminden veya tahkim yargılamasından usulen haberdar edilmemiş olması veya delillerini sunma imkânından mahrum edilmesi, 3- Hakem kararının, tahkim anlaşmasında yer almayan bir hususa ilişkin olması veya tahkim anlaşmasının sınırlarını aşması, 4- Hakemlerin seçimi veya hakemlerin uyguladıkları usulün, tarafların anlaşmasına, böyle bir anlaşma yok ise hakem hükmünün verildiği yer hukukuna aykırı olması, 5-Hakem kararının tabi olduğu veya verildiği yer hukuku hükümlerine göre kesinleşmemiş veya icra kabiliyeti kazanmamış veya verildiği yer mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasıdır (Nuray Ekşi, Yargıtay Kararları Işığında ICC Hakem Kararlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi, 25.11.2008 tarihinde İstanbul Sanayi Ticaret Odası’nda yapılan ICC Tahkimine İlişkin Milletlerarası Seminer’de sunulan tebliğ, Ankara Barosu Dergisi, Yıl:67, sayı:1,Kış 2009, sh.58,59) Öncelikle, yabancı hakem kararlarının tenfizine karar verilebilmesi için gerekli olan ön koşul, taraflar arasında tahkim sözleşmesi yapılması veya esas sözleşmede çıkabilecek uyuşmazlığın hakem aracılığıyla çözümleneceğinin öngörülmüş olması gerekir. Türkiye’nin de imzalayarak iç mevzuatına dahil etmiş olduğu New York Sözleşmesi’nin II/2 maddesinde tahkim sözleşmesinin yazılı şekilde düzenlenmesinin gerektiği, yazılı teriminden ise karşılıklı olarak teati edilmiş mektup veya telgraflarda mündemiç bulunan veya taraflarca imzalanmış bir mukaveleye dercedilmiş olan bir hakem şartının veya bir hakem mukavelesinin anlaşılacağı belirtilmiştir. Taraflar arasında ise karşılıklı olarak imzalanan bir sözleşme bulunmamaktadır. Davacı tarafından düzenlenen ve davalının da kabulünde olan faturalarda atıf yapılan ve davacının internet sitesinde yer aldığı belirtilen Standart Satış Şartları ve Koşulların 13. Maddesinde taraflar arasındaki ihtilafların Finlandiya Merkezi Ticaret Odası’nın Tahkim Kurullarınca çözüleceği kararlaştırılmıştır. Fakat bahse konu sözleşme şartlarına internet sitesinde davacı tarafından tek taraflı olarak yer verilmiştir. Diğer taraftan faturalarda tahkim kaydı doğrudan yer almamakta olup sadece davacının internet sitesinde yer verilen Koşullara atıf yapılmaktadır. Bu nedenle taraflar arasında New York Sözleşmesi’nin II. Maddesinde belirtildiği şekilde kesin nitelikte bir tahkim sözleşmesinin varlığından bahsedilmesi mümkün değildir. Taraflar arasında tahkim sözleşmesi bulunmadığından; davalının hakem seçimi sürecine katılması ve hakemin yetkisine ve sözleşmenin geçersizliğine dair herhangi bir itirazda bulunmaması tahkim yargılamasını geçerli kılmayacaktır. Bu itibarla, açıklanan bu hususlar dikkate alınarak, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus yeninden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2021 Tarih 2019/654 Esas 2021/197 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın REDDİNE” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı vekili için takdir olunan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 21/10/2021