Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/1020 E. 2021/1825 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1020
KARAR NO: 2021/1825
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2021
NUMARASI: 2016/923 Esas – 2021/154 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/12/2021
Davanın kabulüne-reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili bankanın kredi müşterisi olan … İnş.lehine diğer davalıların müteselsil kefaletiyle kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın 3.8.2016 tarihli ihtarname ile kat edildiğini, ancak borcun ödenmediğini, bu nedenle borçlular hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında ilamsız haciz yoluyla takibe geçildiğini, davalıların itirazının haksız olduğunu, davalı borçlulardan talep edilen faiz hukuka uygun olup, davalıların genel kredi sözleşmesini imzalamak suretiyle faiz oranını açıkça kabul ettiklerini, müvekkilinin talep ettiği akdi faiz oranı ve talep edilen %44,24 ve %30,24 temerrüt faiz oranının yasal olduğunu, davalı kefillerin takibe mesnet 04/03/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca, sözleşmede belirlenen limit ile sınırlı olarak borçtan müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, taraflar arasındaki uyuşmazlıklar bakımından müvekkili bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil teşkil ettiğini belirterek, davalı borçluların itirazının iptali ile davalı borçlular aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı ile davalı … İnşaat arasında 04.02.2013 tarihinde 5.000.000-TL tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalılar …, … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş.’nin kefalet imzalarının bulunduğu ve her birinin kefalet tutarının 5.000.000-TL olduğu, hesap kat ihtarı tebliğ tarihlerinden itibaren ihtarnamede verilen (1) günlük sürenin bitimini izleyen 08.08.2016 tarihinde davalıların temerrüde düştükleri, TBK’nun 589 ve 590. maddesine göre; kefilin her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumlu olduğu, kefillerin sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumlu oldukları, asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe, asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefilin sorumlu tutulamayacağı, ancak kefil kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından, kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabileceği, davalı kefillerin, genel kredi sözleşmesinde çek kredisi ile ilgili depo yükümlülüğüne ilişkin açık bir düzenlemenin bulunmaması nedeni ile davalı kefillerin depo sorumluluğunun bulunmadığı, dava konusu kredi alacağının kredili mevduat hesabından kaynaklanmadığı, 48 ay vadeli taksitli ticari krediden kaynaklandığı, bu nedenle temerrüt faiz oranın tespitinde T.C. Merkez Bankası’nın kredili mevduat hesaplarına uygulanacak azami akdi faiz oranının (% 24,24) esas alınmadığı, yetki itirazında bulunulmuş ise de GKS’de yetki şartının bulunduğu, yetki şartının gerçek kişi kefiller açısından da TTK 7. maddedeki teselsül karinesi gereğince geçerli olduğu,yetki itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle, 11.07.2019 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davalıların itirazının 4.174.404,50 TL asıl alacak, 60.715,28-TL işlemiş temerrüt faizi ve 3.035,76-TL BSMV olmak üzere toplam 4.238.155,55 TL üzerinden iptaline,asıl alacağa %44,24 temerrü faizi işletilmesine davalı … İnşaat şirketinin 3.530-TL depo talebine yönelik itirazının iptaline,fazla istemlerin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; mahkemece temerrüt tarihi bakımından takip tarihinin baz alınması nedeniyle talepleriyle hüküm arasında cüzi fark oluştuğunu, 03.08.2016 olan kat ihtarı ile birlikte borcun muaccel hale geldiğini, ancak temerrüt tarihinin takip tarihi olarak alınmasının hatalı olduğunu belirterek,red edilen kısımlar bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından temerrüt tarihinin hesap kat tarihi olarak kabulü gerektiği, adreslerini bankaya bildirmeyen davalılara hesap kat ihtarının tebliğinin yapılmış sayılması gerektiği, ödeme planında belirlenen vadelerin kesin vade olduğu ileri sürülmüştür. Davalı … A.Ş’nin asıl borçlu olarak davalı bankadan taksitli kredi kullandığı; hiç bir taksitin vadesinde ödenmediği, banka tarafından kat tarihine kadar akdi faiz tahakkuk ettirilerek hesaba kayıt edildiği belirlenmiştir. Davacı vekili taksit tarihlerinden itibaren temerrüt faizi işleyeceğini ileri sürmekte ise de; hesap kat ihtarında vadedeki temerrüde dayanmamış, kat ihtarıyla asıl alacağını mehil vererek davalılardan tahsilini talep etmiş davalılara yeni bir vade tanımıştır. Artık dava evvel vadede ödememe nedeniyle gerçekleşen temerrüt olgusuna dayanamayacağı yerleşik yargı uygulamasıdır.Bu itibarla ,taksit tarihi itibariyle gerçekleşen temerrüde göre hesaplama yapılması gerektiğine ilişkin istinaf nedeni yerinde değildir. Kat ihtarı asıl borçluya tebliğ edilememiş ise de ; genel kredi sözleşmesinin 55. maddesi uyarınca değişen tebligat adresinin noter aracılığıyla davacı bankaya bildirilmesi gerekmektedir.Aksi halde eski adrese çıkartılan tebligat eğer yapılamazsa , adrese yapılamayan tebligat tarihi itibariyle ve verilen süre sonu itibariyle temerrüdün gerçekleştiğinin kabulü gerekir. İİK nun 68(b)/1 maddesi uyarınca asıl borçlu bakımından sözleşmedeki tebligat koşulunu geçerli saymak mümkündür. Davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf nedeni yerindedir. Ancak, diğer davalılar müteselsil kefil sıfatını haizdir. 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde: “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez.” hükmüne yer verilmiştir. TTK yasa tasarısının 7. maddesinin 1. fıkrasına eklenen 2. cümle ilgili olarak kanunlaşma sürecinde verilen önerge ve kanunun gerekçesinde kefile alacağın ve borcun yerine getirilmediğinin ihbarı gerektiği, ihbar edilmeden asıl borçlunun temerrüdü yönünden kefillerden temerrüt faizi istenemeyeceği belirtilmiştir. Eklenen bu fıkra 6762 sayılı Eski TTK’nunda bulunmayan yeni bir hükümdür. 6102 sayılı TTK’nun yürürlükte olduğu dönem içerisindeki kefillere yönelik alacağın tahsili yönündeki hukuki işlemlerde bu hükmün uygulanması gerekir. Buna göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamaz.Ancak kefil kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabilir. (yargıtay 19 HD nin 2018/3501 esas ,2019/3769 karar sayılı 12.6.2019 tarihli ilamı aynı yöndedir. Dairemizce alınan bilirkişi raporuna göre;asıl borçlunun temerrüt tarihi 10.8.2016 tarihi itibariyle hesaplanan asıl alacak tutarı 4.184.933,60-TL olduğu ,bu miktarın kefalet limiti dahilinde bulunduğu,müteselsil kefil davalıların temerrüt tarihinin takip tarihi olduğu, ancak verilen hüküm gerek asıl alacak ,gerekse işlemiş faiz bakımından davalılar bakımından istinaf edilmeyerek davalılar bakımından kesinleşmiştir. İtirazın iptali davası, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, itirazın iptaline karar verilir iken takip talebi ve ödeme emri esas alınarak hüküm verilmelidir.İlk derece mahkemesince işlemiş temerrüt faizi ve bsmv kalemlerinde takipde talep olunan tutarları aşacak şekilde 60.715,28-TL işlemiş temerrüt faizi ve 3.035,76-TL BSMV ye hükmedilmiştir.Oysa ki takipde 56.125,07-TL işlemiş faiz ,2.806,25-TL bsmv talep edilmiştir. Buna göre asıl borçlunun temerrüt tarihi itibariyle belirlenen asıl alacak tutarı kefillerin kefalet limiti dahilinde kaldığı ,müteselsil kefillerinde bu miktardan sorumlu olduğu , faiz ve bsmv açısından ise hüküm istinaf edilmediğinden takip tutarı kadar sorumlu olduklarının kabulü gerekmektedir.Takip miktarını aşan tutarda hüküm verilmesi halinde hükmün infazı mümkün olmayacağından bu kısım istinaf sebebi yapılmış olmasa da re’sen incelenmiştir. Asıl borçlunun sözleşmenin tebligat şartına ilişkin 55.madde uyarınca kat ihtarının tebliğ edilmiş sayıldığı ve verilen mehil sonu itibariyle temerrüde düştüğü,müteselsil kefillerin temerrüt faizinden sorumluluklarının ancak kendi temerrütleri ile başladığı ,asıl borçlunun temerrüt faizi ile sorumlu tutulamayacakları sonucuna varılmaktadır. Davacı vekilinin asıl alacak hesabı bakımından istinaf nedeni yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle hükmün kaldırılmasına, yeniden hüküm verilmesine; takiple talep olunan tutarların aşılamayacağı gözetilerek itirazın kısmen iptaline ,asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir.İlk derece mahkemesince asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. İcra inkar tazminatının alacağın ferilerini de kapsayacak şekilde itirazın iptaline karar verilen kısım üzerinden hesaplanması gerekir.Ancak davacı alacaklı tarafından hüküm bu yönüyle istinaf edilmemiştir.Hükmün kesinleşen kısımları dikkate alınarak hükmün aynen tekrarı ile yetinilmiş ,itirazın kısmen iptali ile davacı yararına asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekillinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2021 Tarih 2016/923 Esas – 2021/154 Karar sayılı hükmün HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Nakit alacak bakımından; İstanbul …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyada itirazların kısmen iptaline; icra takibinin tüm borçlular yönünden 4.184.933,60-TL asıl alacak, 56.125,07-TL işlemiş faiz (taleple bağlı kalınarak) 2.806,25-TL (taleple bağlı kalınarak) BSMV olmak üzere takibin toplam 4.243.864,92-TL üzerinden devamına, fazla isteğin reddine, Takip tarihinden itibaren asıl alacağa %44,24 oranında temerrüd faizi, %5 oranında bsmv işletilmesine, fazla istemin reddine, Nakit asıl alacak 4.184.933,60-TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 836.986,72-TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, Gayrinakit alacak bakımından; 3.530-TL alacak için … Tic. A.ş itirazının iptaline,gayrinakit alacak talebinin diğer davalılar bakımından reddine,” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 289.898,40-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 51.535,68-TL harcın mahsubu ile bakiye 238.362,72-TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından peşin olarak yatırılan harç toplamı 51.564,88-TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 2.800-TL bilirkişi ücreti ve 615-TL posta ücreti olmak üzere toplam 3.415-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 3.395,25-TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 131.063,65-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davalılar vekili için reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.558,01-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan 1.000-TL bilirkişi ücreti, 83,80-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.083,80-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 1.078-TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına Davacı vekili için takdir olunan 2.550-TL istinaf duruşma vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/12/2021