Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/998 E. 2022/1591 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/998
KARAR NO: 2022/1591
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI: 2016/266 Esas 2019/1590 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
Davanın kısmen kabulü-reddine ilişkin kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı TMSF tarafından el konulan … bank A.Ş.’nin Adapazarı Şubesinde çalışmakta iken 2000 yılı içerisinde “zimmetine para geçirdiği” iddiasıyla adli ve idari soruşturma başlatıldığını, şube yetkilileri ve banka müfettişleri tarafından müvekkiline baskı yapıldığını ayrıca hakkında adli soruşturma başlatılmayacağı vaad edilerek bir miktar altın, bir araba, döviz, nakit para ile birlikte ipotek teminatı alındığını, bununla yetinilmeyerek ayrıca bir adet 43.511.140.641-eTL ve bir adet 12.744-USD bedelli iki adet teminat bonosu alındığını, söz konusu teminat bonolarının zimmet miktarı belirli olmaması ve tahmin edilen tutardan daha fazla olabileceği varsayımıyla müvekkilden alındığını, “adli soruşturma başlatmayacaklarını” vaadetmelerine rağmen, müvekkili hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, “zimmet” suçlamasıyla Sakarya C.Başsavcılığının 2000/3459 Hazırlık sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, akabinde de Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2000/296 esas sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını, iki adet teminat bonosunun İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, bu arada … bank’ın TMSF’ye devredildiğini, müvekkilinin tutuklanarak yaklaşık iki yıl süre ile cezaevinde kaldığını, Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasında verilen kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu, ve 2013/64 esas sayı üzerinden devam ettiğini, kararın henüz kesinleşmediğini, bu dosyalara ibraz edilen muhtelif bilirkişi raporları ve gerekse mahkeme kararları ile müvekkili tarafından yapıldığı iddia edilen toplam zimmet tutarının 42.145,42- TL olduğunun tespit edildiğini, müvekkili ve anne ve babasından toplamda 12.143,51- TL para tahsil edildiğini, banka lehine babası tarafından ipotek edilen taşınmaz ile ilgili olarak … bank A.Ş. tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla “ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip” başlatılıp taşınmazın satılarak paraya çevrildiğini bu satıştan 40.447,45- TL daha tahsilat sağlandığını, bu şekilde müvekkilinin davalı kuruma yaptığı toplam ödeme tutarının 52.590,96 TL’ye ulaştığını, nitekim Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/65 E. 2014/49 K. 19.09.2014 tarihli kararında da bu hususun kabul edilerek hükümde “sanığın kovuşturma aşamasında bankanın zararını karşıladığı anlaşılmakla” denilerek hakkındaki cezada 1/3 oranında indirim yapıldığını, davaya konu zararın müvekkili tarafından fazlasıyla ödendiğini, İstanbul …İcra Müdürlüğünün takip dosyasına dayanak olan bonoların teminat bonosu olduğunu, teminata konu zimmet tutarı henüz kesinleşmemesine rağmen müvekkili tarafından fazlasıyla ödendiğini, müvekkilinin dava konusu bono nedeniyle borcu bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile; müvekkilinin İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında (eski nosu …) asıl ve ferileriyle birlikte borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, fazla ödenen 10.445,54-TL nin ödeme gününden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan geri alınmasına, bu talepler kabul edilmez ise icra takip dosyasındaki alacaktan müvekkilinin ödediği 52.590,96 -TL kısmının ödeme günleri de nazara alınarak ferileriyle birlikte iptalini, bundan sonra ödeme yapılması durumunda ödenecek tutarların ödeme günlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan geri alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı hakkında bankayı zarara uğrattığı gerekçesiyle Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2007/127 Esas sayılı dosyasında sanığın cezalandırılmasını ve meydana gelen zararın üç misli 126.435-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, davacı …’nin 22.04.1998 tarihinde 10.000-USD ve 05.11.1999 tarihinde 300-USD ve 24.03.2000 tarihinde 39.544,35-TL tutarı zimmetine geçirdiğinin tespit edildiğini, davacıdan 29.03.2000 -10.05.2000 tarihleri arasında toplam 12.143,51-TL tahsilat sağlandığını, ayrıca davacının babasına ait ipotekli taşınmazın satışından 18.09.2013 tarihinde 40.247,45-TL tahsilat yapıldığını, davacının 18.09.2013 tarihine kadar avans faizi dikkate alınarak 156.147,36 TL işlemiş faiz borcu bulunduğunu, açıklanan nedenlerle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama ve alınan kök ve ek bilirkişi heyet raporlarına göre; davacının işlediği zimmet suçu nedeniyle davalıyı maddi zarara uğrattığı, davalının davacı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 51.387,09-TL asıl alacak ve 22.935,02-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 72.975,71- TL alacağın tahsili talebi ile icra takibi başlattığı, davacıdan 12.136,24-TL tahsil edildiği, ayrıca davacının babası adına kayıtlı taşınmazın ipotekli icra takibi ile satışı sonucunda 40.447,45-TL tahsilat yapıldığı, toplamda davacıdan 52.583,69-TL tahsil edildiği, davalının takip tarihi itibariyle davacıdan 56.659,34TL alacaklı olduğu, alacaklı olduğu miktarın üzerindeki talebinin yasal olmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabul kısmen reddine; davacı dava dilekçesinde her ne kadar fazla ödenen 10.445,54TL nin ödeme gününden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan geri alınmasını talep etmiş ise de; davalının takip tarihi itibariyle 56.659,34TL. alacaklı bulunduğu, davacıdan ise toplamda 52.583,69TL tahsil edildiği, bu durumda davacıdan fazladan tahsil edilen bir miktar olmadığı anlaşıldığından davacının istirdat talebinin reddi gerektiğinden; davanın kısmen kabulü ile; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davacının davalıya takip tarihi itibariyle 56.659,34TL. borçlu bulunduğu, bakiye 16.316,37 TL. yönünden borçlu bulunmadığı, asıl alacak olan 38.500,12 TL.ye takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğinin tespitine, davacının istirdat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :1-Davacı vekili; müvekkil hakkında … bank A.Ş.’nin Adapazarı Şubesi’nde çalışmakta iken zimmetine para geçirdiği iddiası ile soruşturma başlatıldığı, şube yetkililerinin baskıları neticesinde müvekkil tarafından takibin dayanağı iki adet teminat bonosu verildiğini, müvekkilin muhtelif tarihlerde toplam 52.590,90-TL ödeme yaptığını,kararın kısmen reddedilen kısmı yönünden istinaf kanun yoluna başvurduklarını, takibe konu senetlerin teminat bonosu olarak tanzim ve teslim edildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını, 52.590,90-TL ödeme yönünden tartışma bulunmadığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın alaacğın miktarına ilişkin olduğunu, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporundan başka bankanın alacaklı olduğuna dair hiçbir delil bulunmadığını,ceza davasında bilirkişi raporunda toplam zarar miktarının 42.145,42-TL olduğunun tespit edildiğini, bu miktara bankanın itiraz etmediğini, iddia edilen alacağın vade içermediği gibi müvekkilin temerrüde de düşürülmediğini, ceza davasında bilirkişiler tarafından tespit edilen zarar miktarında daha fazla toplamda 52.590,96-TL ödendiğini, ceza mahkemesi kararında da kovuşturma aşamasında bankanın zararını karşıladığı anlaşılmakla denilerek cezadan 1/3 oranında indirim yapıldığını, temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay tarafından davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiğini, bu durumun müvekkilin ödeme yaptığının kabulüne ilişkin hüküm fıkrasını etkilemediğini, bu yönle ilgili temyizde yapılmadığını, ceza mahkemesi kararıyla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı ve yanılgılı tespitler içerdiğini, mahkemece davanın kısmen reddine karar verildiğinden istirdat taleplerininde zorunlu olarak reddedildiğini, kararın bu yönüyle de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulüne, davanın kısmen reddine ilişkin kısmının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili;5411 sayılı Bankacılık Kanunu 108 ve 132. maddeleri uyarınca dava konusu alacak amme alacağı olduğundan 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 51. maddesinin uygulanması gerektiğini ya da 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca avans faizi uygulanarak hesaplama yapılması gerektiğini, vakıa itibariyle aynı mahiyet arz eden bir başka dosyada banka çalışanınca yapılan usulsüzlük neticesinde açılan alacak davasında 6183 sayılı yasanın 51. maddesinde belirtilen gecikme faizini geçmemek üzere avans faizine hükmedildiğini, Yargıtay tetkikinden geçerek kesinleştiğini, örnek mahkeme ilamından da anlaşılacağı üzere alacak tutarına avans faizi uygulanması gerektiğini, bu nedenle hatalı bilirkişi raporu dikkate alınarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava konusu icra takibi nedeniyle İİK 72/3 maddesine göre açılan menfi tespit ve fazla ödenen paranın istirdadı davasıdır. Alacaklı … bank A.Ş. tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu aleyhine 2 adet bonoya istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatılmıştır. İcra dosyasının imhasına karar verildiğinden İstanbul 20.İcra Mahkemesi’nin 2013/323 Esas 2014/305 Karar sayılı kararı ile; icra dosyasının yenilenmesine karar verildiği, 2014/19943 Esas numarasını aldığı görülmüştür. Sakarya 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/64 Esas 2014/249 Karar sayılı kararında; toplamda zimmet miktarının 42.145.426.039-TL’ye isabet ettiği, sanığın eyleminde ihtilas unsurunun bulunmadığı, sanık tarafından keşide edilerek müdahil bankaya zarar mukabili verilen senetlerin alacaklı banka tarafından icra takibine konulduğu, icra takibine 2000/11823 esas sayılı takip dosyası ile derdest olduğu, herhangi bir ödeme yapılmadığının belirtildiği, kararda sanığın kovuşturma aşamasında bankanın zararını karşıladığı anlaşılmakla cezasının 1/3 oranında indirilmesine karar verilmiştir. Bankaya ait yazıda, 10/05/2000 tarihi itibariyle 12.143.511.838-TL tahsilat yapıldığı, banka tarafından 24/03/2000 tanzim tarihli 20/06/2000 tarihli 12.744-USD ve 43.511.140.641-TL bedelli 2 adet senet alındığı belirtilmiştir. Takibe konu 2 adet bononun davacı tarafından bankaya zimmet nedeniyle verildiği sabittir.Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporunda; davacıdan en son tahsilat tarihi 10/05/2000 tarihi itibariyle tahsil edilen miktarın 12.136,24-TL olduğu, ipotekli gayrimenkul satışında 18/09/2013 tarihinde 40.427,45-YTL’lik tahsilat sağlandığı, 18/09/2013 tarihi itibariyle sağlanan tahsilatların (12.136,24-TL + 40.427,45-YTL = 52.563,69-YTL olduğu, takip tarihi itibariyle bankanın toplam zararının 42.157,93-YTL olduğunu, zarar haksız fiilden kaynaklandığından davalı banka zararının oluştuğu tarihten itibaren davacıdan yasal faiz oranları nispetinde temerrüt faizi talep edilebileceğini, tahsil tarihleri itibariyle (BK m.84- TBK m.100) kapsamında öncelikle faiz ve ferilerine mahsup edilerek 23/01/2001 takip tarihi itibariyle, 18/09/2013 son tahsilatın yapıldığı tarih itibariyle banka alacağının 38.500,12-YTL olduğu, işlemiş faizin 18.159,22-TL olduğu toplam alacak miktarının 56.659,34-TL olduğu tespit edildiği, bankanın elinde bulunan bu senetlere istinaden 38.500,12-TL asıl alacak, 18.159,22-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 56.659,34-YTL alacak yönünden takibe geçebileceği, banka tarafından takip talebinde 72.975,71-YTL’lik alacak talebinde bulunduğunu, aşan kısmın uygun olmadığı, asıl alacak miktarına yasal faiz istenebileceği belirtilmiştir. Davacı vekili ;bilirkişiler ve ceza mahkemes itarafından belirlenen zimmet tutarını aşan tahsilat yapıldığından ,fazla tahsilat yapıldığını ileri sürmektedir.Ancak ,haksız fiil tarihlerinden itibaren bir ihtara gerek olmaksızın bankanın alacağına faiz işlemeye başlamaktadır. Davacı vekili salt zimmet miktarlarını dikkate alarak fazla ödeme yapıldığını ileri sürmektedir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bankanın zararının tespit ederken ödenen miktarların BK m.84-( TBK m.100) kapsamında öncelikle faiz ve ferilerine mahsup edilerek kalan alacak miktarının takip tarihi itibariyle 38.500,12-YTL ,işlemiş yasal faizi ile birlikte toplam alacak miktarının 56.659,34-YTL olduğunun hesaplandığı belirlenmektedir. Takibe konu 2 adet bono bedelinden yapılan tahsilatlan öncelikle ferilerden mahsup edilerek kalan bakiye alacak ve faizi bilirkişiler tarafından yöntemine uygun olarak hesaplanmıştır.Bu nedenle davacı vekilinin alacak kalmadığına yönelik istinaf nedeni yerinde değildir. Öte yandan davalı vekili ,alacağın amme alacağı niteliğinde olduğunu ileri sürerek alacağa AATÜHK hükümleri gereği gecikme zammı oranında faiz hesabını yapılması gerektiğini ileri sürmekte ise de ,takibin kambiyo senedine dayalı olduğu alacaklı davalı tarafından icra takibinde %70 reeskont oranında işlemiş faiz hesaplanarak takipten itibarende bu oranda faiz işletilmesini talep etmiş olmakla ,takipdeki talebiyle bağlı olan davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Zimmet suçu aynı zamanda haksız fiil teşkil ettiğinden alaacğa yasal faiz uygulanması gerekir. Davalının avans faizi uygulanması gerektiğine yönelik istinaf sebebi yerinde değildir.Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karar yerinde ise de TMSF harçtan muaf olduğundan davalı TMSF den harç alınmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.İstinaf sebebi olarak gösterilmese de harç alınmasına ilişkin hükümler kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen incelenmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne kararın kaldırılmasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden yeniden hüküm verilmesine ;davanın kısmen kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacının davalıya takip tarihi itibariyle 56.659,34- TL borçlu bulunduğu, bakiye 16.316,37- TL yönünden borçlu bulunmadığı asıl alacak olan 38.500,12 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğinin tespitine,bu halde fazla tahsilat olmadığından davacının istirdat talebinin reddine, davalı TMSF harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2019 Tarih 2016/266 Esas 2019/1590 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davacının davalıya takip tarihi itibariyle 56.659,34-TL borçlu bulunduğu, bakiye 16.316,37 -TL yönünden borçlu bulunmadığı, asıl alacak olan 38.500,12 TL.ye takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğinin tesbitine, Davacının istirdat talebinin reddine,” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; “Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına ; davacı tarafından yatırılan 719,74-TLpeşin harcın talep halinde davacıya iadesine,” Davacı tarafça ödenen 2.550-TL bilirkişi ücreti ile 138,70-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.688,7‬0-TL yargı giderinin kabul-red oranına göre 618,40-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 2.725-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı vekili için takdir olunan 3.099,62-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,” Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin harcın mahsubuna ,bakiye 26.30-TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazine’ye ödenmesine , Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 34,30-TL istinaf yargı giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/11/2022