Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/983 E. 2020/863 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/983
KARAR NO: 2020/863
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2020
NUMARASI: 2019/491 Esas 2020/276 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2020
Yetki itirazının kabulune ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı …’in … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş. unvanlı şirketlerde bulunan hisselerini 24.12.2015 tarihli Hisse Devir Protokolü ile müvekkil …’a devrettiğini, ilgili protokol kapsamında davacının hisse devir bedelinin 3.989.373,00-USD olarak belirlendiğini, ancak şu ana kadar söz konusu hisse devir bedelinin 3.282.334-USD’lik kısmının ödendiğini, bunun üzerine öncelikle Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun … numaralı dosyası ile arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, arabuluculuk sürecinin de neticesiz kalması üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında icra takibine girişildiğini, söz konusu icra takibine de yetki ve esas yönünden itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu belirterek; itirazın iptali ile müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu icra takibinin yetkisiz icra dairesinde açıldığını, huzurdaki davanın da yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, dava konusu uyuşmazlık ile ilgili arabuluculuğa başvurulmadan açılan huzurdaki davanın, arabuluculuk kanunu’nun 18/a-2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın dava konusu bakiye alacağa ilişkin iddiaları tamamıyla gerçek dışı olup; müvekkilinin davacı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca para alacağına dair davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün olmadığından, davacı tarafın tedbir taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine ikame edilen işbu haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı vekili dilekçesi ile, 24/12/2015 hisse devir tarihli Hisse Devir Senedinden kaynaklı itirazın iptali talep etmiş ise de; HMK ‘nın 14.maddesindeki kesin yetki kuralının uygulanması gerektiği, kesin yetkinin ise HMK ‘nın 114/1-ç maddesi uyarınca dava şartı olduğu, davalı …’ın adresinin İzmir İli olduğu ve şirketin adresinin dava tarihi itibariyle … Mah. … Sk. No:… İç Kapı No:… Gölcük/Kocaeli ili olduğu, davalının adresinin mahkemenin yargı alanı içinde bulunmadığı gerekçesiyle kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, yetkili mahkemenin Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar kesinleştiğin de yasal sürede talep halinde dosyanın yetkili bulunan mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetki itirazını incelememiş olmasının hatalı olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğuna yönelik kararın hatalı olduğunu, H.M.K. 14/2 maddesi hükmü gözetilerek ihtilafın hisse devir sözleşmesinden kaynaklı hisse devir bedeli alacağına yönelik olarak gerek sözleşmedeki yetki kuralı gerekse de HMK 14/2 maddesi kesin yetki kuralı gereğince şirket merkezinin bulunduğu yer Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığını, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Elde ki dava hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan takibe itirazın iptali davası olup; Bakırköy 13.İcra Dairesinde başlatılan takibe karşı davalı borçlu ikametgahının Gölcük/Kocaeli’de bulunduğunu ,Gölcük İcra dairesinin yetkili olduğunu bildirerek icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. Ayrıca cevap dilekçesiyle mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. İİK 67.m. uyarınca açılan İtirazın İptali davalarında yetkili icra dairesinde takibin yapılması dava şartı olup, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması şartıyla mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir. Bilindiği üzere İİK’nın 50. maddesinde icra dairelerinin yetkisinin belirlenmesinde 1086 sayılı HUMK’na atıf yapılmış olup 6100 sayılı HMK’nın 447/2. maddesi hükmü uyarınca HUMK’na yapılmış olan atıfların HMK’nın ilgili maddesine atıf yapılmış sayılacağı kabul edilmiştir. Somut olaya döndüğümüzde, ilk derece mahkemesince icra dairesinin yetkisine itiraz hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeden ;mahkemenin yetkisine itiraz karara bağlanarak davalının yetki ilk itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmiştir. Bu husus HMk 353(1)a-4 gereği diğer dava şartlarına aykırılık teşkil etmektedir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353(1)a-4 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülerek öncelikle dava şartı olan icra dairesinin yetkisine itiraz karara bağlanmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2020 Tarih 2019/491 Esas 2020/276 Karar Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/09/2020