Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/957 E. 2020/1312 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/957
KARAR NO: 2020/1312
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2017
NUMARASI: 2016/157 Esas-2017/637 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde; Dairemizce verilen hükmün Yargıtay 19. Hukuk Dairesi tarafından bozularak iadesi üzerine yapılan duruşma sonunda dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı şirket tarafından, müvekkili şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … dosyası ile 11.09.2015 tarihinde takip yapıldığını, takibin dayanağının 20.3.2014 tanzim, 20.5.2014 vade tarihli 80.535- TL tutarlı bir adet kambiyo senedinin oluşturduğunu, senedin müvekkili şirket tarafından 05.05.2015 tarihinde … Bankası Perpa şubesine ödedikleri halde tamamen kötü niyete matuf olarak yapılan takip neticesi , icra baskısı altında tekrar 14.12.2015 tarihinde 113.225,93- TL’ yi ödemek zorunda kaldıklarını, davalı şirkete ikinci kez ödedikleri 113.225,93 TL’ nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun şekilde tebliğat yapılmış, cevap süresi uzatımı talebine rağmen davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI VE SÜREÇ: Mahkemece, dosya ya sunulan banka ödeme dekontunun internet çıktısının incelenmesi neticesinde, davalı şirket hesabına 80.535-TL ödemenin davacı şirketçe yapıldığı,ancak kambiyo senedinin sebepten mücerret olduğunu, Davacı tarafından yapılan havalenin, takip dayanağı olan senede ait olduğunun ispatının davacıya ait olduğunu, kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkesin iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, HMK’nın 190. maddesi gereği; ispat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğunu, Davacı delil listesinde açıkça yemine de dayanmadığından yemin delili hatırlatılmadığını, davacı davasını takibe konan senetle aynı kuvvette yazılı belge sunamadığından ve davasını ispat edemediğinden, açılan davanın reddine karar vermiştir. Bu kararı istinaf eden davacı vekili, müvekkilinin davaya konu senet bedelini ödediğini ve cari hesap ilişkisinde borç ve ödemenin yansıtıldığını, tahsil edilen alacağın yeniden icra yolu ile takip edildiğini icra baskısı ile yeniden ödemek zorunda kaldıklarını, bilirkişi raporunun haklılıklarını açıkça ortaya koyduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde; 2017/724 Esas-2018/72 Karar sayılı ve 31/01/2018 tarihli karar ile; taraflar arasında süregelen bir ticari ilişki olduğu taraflar arasında bu ilişki çerçevesinde muhtelif tarihlerde faturaların tanzim edildiği ödemelerin yapıldığı, incelenen davalı şirkete ait 2014 yılı kayıtlarına göre 2014 yılı sonunda davacı şirketin 25.433,48-TL alacağının 2015 yılına devrettiği, 21.3.2014 tarihinde davalının defterlerinde kayıtlı 80.535-TL tutarında fatura kaydının bulunduğu, fatura bedeline karşılık 5.5.2014 tarihinde havale ödeme kaydı mevcut olduğu yine 2015 yılında 2014 yılından devredilen alacakda dikkate alınarak 11.5.2015 takip tarihinde bu hesapta davacı şirketin 25.535,30-TL alacaklı bulunduğunun tespit edildiği, her ne kadar 5.5.2014 tarihinde banka havalesi ile yapılan ödeme de bir kayıt yok ise de davacı şirket 2014 ve 2015 yılı sonu itibariyle davalı şirketten alacaklı durumda olduğu, HMK 222 gereği yapılan inceleme de davalının kendi ticari defterlerinde kayıtlı bir alacağı mevcut olmadığı, her ne kadar kambiyo senetleri senetten mücerret ise de; senedin tanzimine esas olan 80.535-TL bedelli faturanın davalı kayıtlarında havale ile 80.535-TL olarak ödenmiş olduğu, davalı kayıtlarının davayı doğruladığı, ödenen senedin davalı tarafından yeniden takibe konu edildiği anlaşıldığı ,senet tutarı ile aynı olan ödemenin sebebi hakkında bir açıklama yapmayan ve başkaca bir hukuki ilişki nedeniyle ödeme yapıldığını iddia ve ispat edemeyen davalının tahsil ettiği tutarı iade etmekle yükümlü bulunduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince davanın reddine ilişkin mahkeme kararının kaldırılarak” davanın kabulü ile 113.225,93 TL’nin ödeme tarihi olan 14/12/2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiline” karar verilmiştir. Dairemiz kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 19. HD’nin 2018/1611 Esas-2020/163 Karar sayılı ve 16/06//2020 tarihli ilamı ile; davacının dayandığı ödeme dekontunun incelemesinde ödemenin uyuşmazlık konusu bono karşılığı yapıldığı ya da ödemenin hangi borca ilişkin yapıldığına dair bir açıklama yapılmadığı, davalı tarafından davacı ödemesi alacak hesabına kaydedildiği ve davacının borcundan mahsup edildiği, söz konusu ödemenin bonoya karşılık yapıldığına ilişkin defter kayıtlarında bir ibare bulunmadığı, bu durumda davacının, ödemenin bonoya karşı yapıldığını ispatlayamadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi’nce davanın reddine dair kararın yerinde olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuş,hükmüne uyulan yargıtay bozma ilamı gereği,davacının davalıya yaptığı 80.535-TL bedelli ödemenin ,80.535-TL bedelli bonoya karşılık yapıldığı ispatlanamadığından istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 23- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalı vekili için takdir olunan 2.040-TL istinaf duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 09/12/2020