Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/955 E. 2023/106 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/955
KARAR NO: 2023/106
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/02/2020
NUMARASI: 2016/804 Esas 2020/102 Karar
DAVA: Tazminat
Davanın kabulüne ilişkin kararın davacı ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davacı müvekkili şirket nezdinde … A.Ş. tarafından … tip 2011 imal yılı olan kojenerasyon sistemine ait … seri nolu … motorunun davalı …A.Ş.’den satın alındığını ve satıma konu gaz motorunun bakım ve onarımına ilişkin yine davalı …A.Ş. ile sigortalı şirket arasında”Periyodik Bakım Sözleşmesi” akdedildiğini, 22.07.2015 tarihinde sigortalı …A.Ş. tarafından kendi tesislerindeki boyahane bölümünde bulunan gaz motorunun seri hatalar vererek devre dışı kaldığının müvekkiline ihbar edilmesi üzerine yaptırılan ekspertiz neticesinde düzenlenen 18.09.2015 tarihli ön raporda motorun çalışır durumda olmadığının tespit edildiğini, 11.04.2016 tarihli olarak hazırlanan bilirkişi raporunda da sıcak yırtılma sonucu oluştuğu belirlenen yağ ve su kanalları arasında sızıntıya sebep olan çatlağın soğutma suyu dağıtım ünitesinin dökümle imalatı sırasında imalat hatasından kaynaklandığının anlaşıldığının belirtildiğini, değişen parçalar ile yapılan onarımın faturasının dosyada sunulu olduğunu ve sigortalı …A.Ş.’ye toplam 64.589-Euro hasar bedelinin müvekkili sigorta şirketi tarafından 03.05.2016 tarihinde ödendiğini, davalılara ihtarda bulunulmasına rağmen bu bedelin kendilerine ödenmediğini belirterek 64.589-Euro alacağın ödeme tarihi olan 03.05.2016 tarihinden itibaren 3095 S.lı Kanunun 4/a maddesi gereğince bir yıl vadeli Euro mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …A.Ş. vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davacı yanın üretim hatası iddiasının kabul edilmediğini, somut olayda gaz motorunun teslim tarihinin 07.07.2012 olduğunu, gerek garanti süresinin gerekse de TBK’nunda öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin 07.07.2014 tarihinde sona erdiğini, davaya konu arızanın ise 27.07.2015 tarihinde yani zamanaşımı süresinin dolmasından 1 yıl sonra meydana geldiğini, dolayısıyla zamanaşımı süresi içerisinde müvekkili şirkete bu ayıba ilişkin herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, davacı yanın arızanın üretim hatasından kaynaklandığı iddialarının asılsız olduğunu, bu iddianın davacı tarafından kesin ve somut deliller ile ispatlanması gerektiğini, sözleşmenin 1.4 ve 1.5 maddeleri incelendiğinde; müvekkili şirket tarafından, gaz motorunun 1.4 ve 1.5 maddelerindeki yöntem ve süreye göre hesaplanmış olan zamanın % 96’sının altında kalmayacak şekilde kullanıcı için kullanılabilirliğini sağlayacağının garanti edildiğini, kullanılabilirlik garantisinin gaz motorunda hiçbir surette arıza meydana gelmeyeceği veya gelmesi halinde buna ilişkin tüm zararın … tarafından karşılanacağı anlamına gelmemekte olduğunu, davacı tarafça periyodik bakım sözleşmesindeki “kullanılabilirlik garantisi”nin hatalı yorumlandığını ve motorun genel garantisi ile karıştırıldığını bunun kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili; TTK hükümleri uyarınca açılan davada davacının üretici durumdaki …’ye husumet yöneltemeyeceğini, dava dilekçesinde, 18.07.2012 tarihli bakım sözleşmesine dayanılarak talepte bulunulduğunu,…’nin sözleşmeye taraf olmadığını, TBK gereğince öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, üretim hatasından kaynaklanan arıza iddiasının davacı tarafından kesin ve somut delillerle ispatı gerektiğini, söz konusu arıza sebebinin tespiti için 25.05.2016 tarihli ihtarname ile …A.Ş. tarafından davaya konu döküm soğutma suyu dağıtım ünitesinin iadesinin istendiğini ancak davacı tarafça ihtara cevap verilmediğini, iade de yapılmadığını, söz konusu ünite üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, ekspertiz raporunda ve Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi tarafından hazırlanan raporların ve tespitlerin yorum ve tahminlere dayalı olduğunu, sıcak yırtılmanın varlığının tespiti için makro ve mikro analizin yeterli olmadığını, sıcak yırtılmanın tespiti için döküm parçasının problemli kısmına taşlar ve manyetik parçacık veya sıvı penetrant muayenesi uygulanarak karara varılması gerektiğini, üretim hatası olduğu iddia edilen ünitenin davacı tarafından dosyaya ibrazı ile ünite üzerinde inceleme yapılmasını talep ettiklerini, davalı … TR’nin tek %100 pay sahibi … olmasının somut olaya etkisi olmadığını, 4703 sayılı Kanun uyarınca piyasaya ulusal ve uluslararası standartlara uygun güvenli ürün sunma yükümlülüğü ve yükümlülüğün ihlaline ilişkin iddiaları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, bilirkişi heyetinden alınan 28/05/2018 tarihli rapora göre dava konusu gaz motorunda meydana gelen hasar miktarının 64.589,44-Euro olduğu, gaz motoruna ait döküm soğutma suyu dağıtım ünitesinin gizli ayıplı olarak imal edildiği, 11/09/2019 tarihli ek raporda ise motorun, poliçede teminat verilen makine olduğu, bu bağlamda davacı tarafından yapılan ödemenin poliçe kapsamında olduğu, motordaki ayıp gizli ayıp niteliğinde olması nedeniyle satıcının B.K.207.maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımından yararlanmasının mümkün olmadığı, bu nedenle davalıların zamanaşımı definin yerinde olmadığını, davalılardan birisinin motorun üreticisi olması nedeniyle üretimdeki ayıptan, diğerinin de satıcı olması nedeniyle malda bulunan ayıptan sorumluluğu bulunduğu, bu nedenle husumet itirazlarının da yerinde olmadığı, davacı sigorta tarafından, dava dışı sigortalısı …A.Ş’ye 04/05/2016 tarihinde hasar bedeli olarak 64.589,44-Euro ödendiği gerekçesi ile 64.589,44-Euro’nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının euro ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : 1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece alacağa sigortalıya ödeme tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bu yönden düzeltilmesini talep etmiştir. 2-Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; Somut olayda zamanaşımı nedeniyle sigortalının müvekkillerine başvuru hakkı bulunmadığından halefiyete dayalı olarak açılan bu davanın da zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkillerinden …’nin satıcı olmadığını, sigortalı ile aralarında sözleşme bulunmadığından davacının üretici olan müvekkiline başvuru hakkı bulunmadığını, bu davalı yönünden davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, ayrıca müvekkillerinden …A.Ş.’nin ise motorun sözleşme dönemi boyunca gerekli olan planlı bakım hizmelerini, yedek parça teminini ve işçiliklerini sözleşmede belirtilen esaslar dahilinde yapılmasını üstlendiğini, dolayısıyla müvekkillinin ancak periyodik bakım kapsamında sorumluluğunun söz konusu olacağını, davacının periyodik bakıma ilişkin bir talebinin bulunmadığını, gizli ayıplı olduğu belirtilen ünite üzerinde inceleme yapılmaksızın düzenlenen bilirkişi raporları esas alınarak verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, ekspertiz ve analiz raporlarında varsayımlara dayalı tespitler yapıldığını, sıcak yırtılmanın tespiti için sadece makro ve mikro analizin yeterli olmadığını, söz konusu arızanın temel nedeninin tespit edilebilmesi için 25/05/2016 tarihli ihtarla davaya konu döküm soğutma suyu dağıtım ünitesinin müvekkili şirkete iadesinin istenmesine rağmen ihtara herhangi bir cevap verilmediğini, yargılama sırasında da ünite üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadığını, davacı yanın aktif husumetinin varlığını verilen kesin süreye rağmen ispat edemediğini, dolayısıyla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bilirkişi tarafından çatlakların röntgen veya gama ışını muayenesi ile tespit edilebileceğinin belirtilmesine rağmen dosyadaki bilirkişi raporlarında hiç bir şekilde bu yönde inceleme yapılmadığını, sonraki bilirkişi raporlarında da kök bilirkişi raporunda belirtilen röntgen veya gama ışını testi yapılmadığını ve eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporları esas alınarak hüküm verildiğini, mahkemece çelişkilerin giderilmediğini, bilirkişiler tarafından da tespit edildiği üzere motorun 2012 yılında devreye alındığını, 14.482 saat boyunca sorunsuz çalıştığını, üretimden kaynaklanan bir ayıp olması halinde 3 yıl boyunca sorunsuz bir şekilde çalıştırılmasının mümkün olmadığını, mahkemece bu hususunda da dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, tacirler arası satış sözleşmesine konu motorun ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak sigortalıya ödenen onarım bedelinin satıcı ve üretici olan davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Ayıplı ifa iddialarına dayanak olguların gerçekleştiği tarihler itibariyle somut olayda uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda 6098 sayılı TBK’nun 223/2. maddesi uygulanır. TBK’nın 223. maddesine göre; alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. TBK’nın 231. maddesi hükmüne göre ise, satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan defi hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Somut olayda; davacı şirketin sigortalısı ile davalı…A.Ş. arasında düzenlenen satış sözleşmesi kapsamında davalı tarafından dava dışı sigortalı şirkete diğer davalı …’nin üreticisi olduğu …motorunun satışının gerçekleştirildiği, makinenin 07/07/2012 tarihinde çalışır vaziyette teslim edildiği, davalı …A.Ş.’nin de kabulünde olan 23/02/2011 tarihli teklif mektubunun ekinde gönderilen sözleşmede garanti süresinin teslim tarihinden itibaren 24 ay olarak belirlendiği, 22/07/2015 tarihinde sıcak yırtılma sonucu oluşan yağ ve su kanalları arasındaki çatlamadan dolayı meydana gelen sızıntı nedeniyle motorun arızalandığı, arızanın davalı …A.Ş. firması tarafından giderildiği, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya 04/05/2016 tarihinde 64.589-Euro’nun banka havalesi ile ödendiği, dava dışı sigortalı tarafından davacı sigorta şirketi lehine 03/05/2016 tarihli ibraname ve temlikname düzenlendiği, davacının aktif dava ehliyetine sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından yapılan incelemede gaz motoruna ait döküm soğutma suyu dağıtım ünitesinin gizli ayıplı olarak imal edildiği tespit edilmiş olup, mahkemece gizli ayıp nedeniyle satıcının iki yıllık zamanaşından yararlanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle üretimden kaynaklı ayıp nedeniyle davalı satıcı …A.Ş. ve davalı üreticin …’nin sorumluluğuna karar verilmiştir. Davalı …’ye üretici sıfatıyla dava açılmış olup davalı … tarafından husumet itirazında bulunulmuştur. Satış sözleşmesinin davalılardan …A.Ş. ile dava dışı sigortalı arasında yapıldığı, davalı … tarafından sözleşme ile herhangi bir yükümlülük üstlenilmediği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan davalı … tarafından garanti taahhüdünde de bulunulmamıştır. Bu durumda davalı satıcı …A.Ş. ile dava dışı sigortalı şirket arasındaki sözleşmenin tarafı olmadığından davalı … yönünden davanın pasif husunet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Dava dışı sigortalı ile davalı …A.Ş. arasında 18/07/2012 tarihli 4 yıl süreli olarak düzenlenen Periyodik Bakım Sözleşmesinde, sigortalı … firmasına ait gaz motorunun sözleşme dönemi boyunca bedeli mukabilinde gerekli planlı bakım hizmetleri ile ilgili yedek parça temini ve ilgili işçiliklerin yerine getirilmesine dair şartlar kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 1.5 maddesinde periyodik bakım sözleşmesinin geçerli olduğu süre boyunca cihazın kullanılabilirliğinin sağlanmasına yönelik davalı tarafından dava dışı sigortalı firmaya garanti verilmiştir. Ancak periyodik bakıma ilişkin bu sözleşmede, satış sözleşmesinde öngörülen 24 aylık garanti süresinin uzatıldığına, sözleşme konusu motor için daha fazla süreli garanti verildiğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Anılan sözleşmedeki garanti, periyodik bakım, parça ve onarımlara ilişkin olup bu yönde verilecek hizmetlerle makinenin kullanılabilirliğinin sağlanmasına yöneliktir. Ayrıca arızanın zamanaşımı süresi içerisinde daha öncede meydana geldiğine ve arızanın tekrarlandığına ilişkin bir iddia ve delil bulunmamaktadır. Dava konusu edilen ayıp zamanaşımı süresi dolduktan sonra 2015 yılında ortaya çıkmış olup, davalı satıcının ağır kusurlu olduğu da davacı tarafça ispat edilememiştir. Bu durumda taraflar arasında 07/07/2012 tarihinden itibaren işleyen 24 aylık garanti süresi ile TBK m.231’de düzenlenen 2 yıllık zamanaşımı süresinin 07/07/2014 tarihinde sona erdiği anlaşılmaktadır. Davalının, satılanın ayıbından doğan sorumluluğuna dayalı talep zamanaşımına uğramış olduğundan, davalı …A.Ş. Yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın davalı …A.Ş. yönünden zamanaşımı nedeniyle, davalı … yönünden ise pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın davalı …A.Ş. yönünden zamanaşımı nedeniyle, davalı … yönünden ise pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE; 2- Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/02/2020 Tarih 2016/804 Esas – 2020/102 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, Davalı … San. ve Tic. A.Ş. yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 179,90-TL harcın, davacı tarafından yatırılan 3.799,92-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 3.440,12-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Davalı … lehine takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, Davalı … San. ve Tic. A.Ş. lehine takdir olunan 33.460,43-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davalılar tarafından yatırılan 3.770,4‬0-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalılar tarafından yapılan 38-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.19/01/2023