Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/950 E. 2021/1123 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/950
KARAR NO: 2021/1123
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2020
NUMARASI: 2020/14 Esas 2020/162 Karar
DAVA: Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/07/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin 25.11.2019 tarihli ve 630 sayılı yönetim kurulu kararı ile şirketin 4 no.lu iç yönergesini kabul ettiğini, bu yönergede TTK’nın 367. maddesine göre YK’nın görev devri yaptığı pozisyonların görevlerinin düzenlendiğini, bu karardan sonra 25.11.2019 tarihli ve 631 sayılı YK kararı alınarak; bu iç yönergede imza yetkilileri ile imza yetkisi olmayıp iç yönergede görev tanımları yapılan şube müdürü vs. pozisyondaki kişilerin, yani ticari vekillerin atandığını, ancak davalının, imza yetkisi olmayan ticari vekillere ilişkin 6. maddenin tescil ve ilan talebini reddettiğini, sicilin gerekçesine göre TTK m. 371/7 hükmünde düzenlenen tescile tabi ticari vekillerden kastedilenin, sınırlı imza yetkisine sahip olan kişilerin atanması olup, imza yetkisi olmayan kişilerin ticari vekil olmadığı,tescil ve ilana tabi olmadığını, gerekçede hukuki düzenlemenin yanlış yorumlandığını, davacı şirketin daha önce de imza yetkisi vermeden yönetim devri yaptığına dair kararlar aldığını ve bu kararların tescil ve ilan edildiğini,YK kararı ile hem imza yetkilisi hem de imza yetkisi verilmeyen vekillerin atandığını, her iki atamanın da tescil ve ilana tabi olduğunu,, TTK’nın 371/7. maddesi uyarınca tescile tabi olduğunu, TTK’nın 371/1 maddesinde sınırsız temsil yetkisinin, 3. fıkrada temsil yetkisinin sınırlandırılmasının ve ticari vekilin düzenlendiğini, 7. fıkrada ise “yukarıda belirtilen temsilciler dışında, temsile yetkili olmayan” kişilerin ticari vekil veya diğer tacir yardımcısı olarak atanabileceğinin belirtildiğini, 7. fıkrada açıkça yukarıdaki fıkralarda düzenlenen sınırsız temsilci ve sınırlı temsilci dışında atanabileceğinin düzenlendiğini, fıkrada açıkça “temsile yetkili olmayan kişilerin ticari vekil olarak” atanabileceği söylendiği halde, sicilin halen daha sınırlı da olsa temsil yetkisi olan kişilerin ticari vekil olduğu yorumuna dayanak bulmasının güç olduğunu, hem TBK’nın 551. maddesinde hem de TTK’nın 371/7. maddesinde ticari vekilin, imza yetkisine sahip olmayan kişi olduğunun açıkça belirtildiğini, imza yetkisi olan kişinin zaten ticari vekil değil, ticari temsilci olduğunu, sicilin kararının hukuka aykırılığının açıkça belli olduğunu belirterek, Ticaret Sicil Müdürlüğünün 31.12.2019 tarihlikararının iptali ile kararın tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; TTK’nın 371/7. maddesinde, yönetim kurulunun yukarıda belirtilen temsilciler dışında temsile yetkili olmayan yönetim kurulu üyelerinin veya şirkete hizmet akdi ile bağlı olanları sınırlı yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları olarak atayabileceğinin düzenlendiği, bu şekilde atanacak olanların görev ve yetkilerinin hazırlanacak iç yönergede açıkça belirleneceği, bu fıkra uyarınca yetkilendirilen ticari vekil veya diğer tacir yardımcılarının ticaret siciline tescil ve ilan edileceğinin düzenlendiği, TBK’nın 551. maddesinde ticari vekilin bir ticari işletmenin sahibi tarafından işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişi olarak belirtildiği, yasal düzenlemelerde, atanan ticari vekillere temsil yetkisi veya açık imza yetkisi verilmesi gerektiğine dair bir şartın bulunmadığı, buna göre İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün, tescil talebinin reddine dair ret gerekçesinin, TTK’nın 371/7. ve TBK’nın 551. madde hükümlerine göre yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili; müvekkilinin TTK’nın 32. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, TTK’nın 370 ve 371 maddeleri çerçevesinde, anonim şirketlerde temsil yetkisi kural olarak yönetim kuruluna ait olup, temsil yetkisinin de şirket adına “imza yetkisini” kapsaması, hem anılan hükmün lafzı hem de temsilin doğası gereği olduğunu, anonim şirketlerde tescile tabi yetkililerin, temsil yetkisini sınırlı ya da sınırsız biçimde haiz bulunan yetkililer olduğunu, bununla birlikte, zorunlu olmamakla birlikte anonim şirketlerde sınırlı yetkili atanabileceği ve yine temsil yetkisinin sınırlandırılmasının 3. kişiler bakımından ancak tescil ve ilanla sonuç doğuracağının hükme bağlanmış olduğunu, TTK uyarınca sınırlı temsille donatılmış yetkililer dışındakilerin tescil edilemeyeceğini, bu bağlamda; TBK uyarınca yetkilendirilmiş ve TTK’ya göre şirketi temsil yetkisi bulunmayan kişilerin tescilinin mümkün olmadığını, nitekim dava konusu olayda tescili istenen yetkililerin, salt TBK kapsamında ticari vekil olup; şirketi sınırlı da olsa temsil yetkisini haiz olmadığı için mevzuata uygun biçimde tescil edilmediğini, temsil yetkisini taşımayan, şirketin iç işleyişinde görevli kişilerin tescili hususu da mevzuatta düzenlenmediğinden dava konusu olayda tescil başvurusunun reddedilmesi mevzuata uygun olup, davanın açılmasına neden olmayan müvekkili bakımından davanın reddi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 34. maddesine dayalı yönetim kurulu kararının tescili talebinin reddine ilişkin karara yönelik itiraza ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafından TTK’nın 367. maddesine dayalı olarak yönetim ve sınırlı olarak temsil yetkilerinin devredildiği pozisyonların düzenlendiği iç yönergenin kabul edildiği, bu yönerge doğrultusunda alınan 25.11.2019 tarih ve 631 sayılı YK kararı ile de bu iç yönergede görev tanımları yapılan pozisyonlardaki görevleri yerine getirecek ticari temsilci ve ticari vekillerin atandığı, kararın imza yetkisi bulunmayan ticari vekillere ilişkin 6. Maddeye ilişkin tescil talebi, söz konusu kişilerin temsil ve imza yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 547. maddesinde ticari temsilci; işletme sahibinin ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticari temsil yetkisiyle kendisini temsil etmek üzere yetki verdiği kişi; 551. maddesinde ise ticari vekil; ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişi olarak tanımlanmıştır. TTK nun nun 365.maddesi yönetim ve temsil başlıklıdır. Takip eden maddelerde ise yönetim ve temsilin nasıl devir edileceği ayrı ayrı düzenlenmiştir.TTK nun 367.maddesi ile yönetimin devrini düzenlemiş olup,yönetimin tamamen veya kısmen devri halinde (1)bentte yönetim kurulunun istem üzerine pay sahiplerini ve korunmaya değer menfaatlerini ikna edici bir şekilde ortaya koyan alacaklıları bilgilendireceği düzenlenmiş,tescilde söz edilmemiştir. TTK nun 370.maddesi ise -temsil yetkisi-nin devrine ilişkin olup devam eden maddeler bu kapsamda 371.madde de dahil olmak üzere temsil yetkisi olanlar ile temsil yetkisi tamamen veya sınırlı olarak devredilenlere ilişkin düzenlemelerdir. TTK nun 371.7.maddesi imza-temsil yetkisi olanlara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Temsil yetkisi de -imza yetkisini -gerektirmektedir. Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 70-(f) maddesinde yönetim kurulu üyeleriyle şirketi temsile yetkili kişilerin tescile tabii olduğu düzenlenmiştir.Yönetim yetkisi devredilen ticari vekilin ise tescili gerektiğine ilişkin bir hüküm yoktur. Şirketin iç yönetiminde görevli tacir yardımcılarının tescil ve ilanına gerek bulunmamaktadır. Davacı vekili tescil istemini TTK nun 371/7.maddeye dayandırmaktadır. 371/7. maddede ise yönetim kurulunun, temsile yetkili olmayan yönetim kurulu üyelerini veya şirkete hizmet akdi ile bağlı olanları sınırlı yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcısı olarak atayabileceği ve bu şekilde atanacak olanların görev ve yetkilerinin ,TTK nun 367.madde uyarınca düzenlenecek iç yönergede düzenleneceği ve ticaret siciline tescil ve ilan edileceği düzenlenmiştir.Madde de sözü edilen ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları ise ; TTK nun 370(2) maddesi uyarınca -temsil yetkisi verilmeyen-yönetim kurulu üyeleri ile şirket çalışanlarından ibarettir.Nitekim bu pozisyona uygun olan şirketin 1 ve 2.derece imza yetkililerinin sicile tescil ve ilan edildiği anlaşılmaktadır.(Örneğin 1.derece sınırlı imza yetkili genel müd.yardımcısı… )Anılan madde ile yönetim ve temsil yetkisi verilmeyen YK üyeleri ile şirket çalışanlarının yetkilendirilmesinin önü açıldığı gerekçede açıklanmaktadır. Temsile yetkili olanların tescil ve ilanının gerekçesi üçüncü şahısların hukukunu etkilemesidir.Dolayısıyla ticari vekil niteliğinde olup, imza ve şirketi temsil yetkisi bulunmayan ticari vekil atanmasına dair dava konusu YK kararının tescilinin red edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davacı şirketin şube müdürü, kesimhane işletme müdürü, sorumlu yönetici, planlama ve lojistik müdürü, damızlık çiftlik müdürü gibi hem şirketin işyerlerini yöneten hem de şirketin bazı işlerini yürüten pozisyonlara yapılan atamaların tescil ve ilanı gerekmemektedir. Bir başka anlatımla şirket yönetim kurulu temsil yetkisini devretmeyip sadece yönetimi devir edecekse bu iç yönergenin tescil ve ilanı gerekmemektedir. Davacı vekili daha evvel aynı konumdaki ticari vekillerin tescilinin yapıldığını ileri sürse de tescili ve ilanı gerekmeyen bir hususta bir kez tescil yapılması devam eden zamanda da aynı hatalı işlemin sürdürülmesine gerekçe teşkil etmeyeceğinden itirazın reddine karar verilmek gerekirken itirazın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına belirtilen hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, yeniden hüküm verilerek “Ticaret Sicil Müdürlüğü kararına yönelik itirazının reddine” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2020 Tarih 2020/14 Esas 2020/162 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Ticaret Sicil Müdürlüğü kararına itirazın REDDİNE” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 59,30-TL karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davacı tarafça yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 08/07/2021