Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/948 E. 2022/1754 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/948
KARAR NO: 2022/1754
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2020
NUMARASI: 2015/254 Esas 2020/143 Karar
DAVA: İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/12/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile oğlu …’nin 05/03/2013 tarihinde davalının iş yerine ticari anlaşma yapmak için gittiklerini, satın alınacak emtia için müvekkilinin … Ferhat Paşa Şubesine ait …, …, …, … nolu 15/06/2013, 30/06/2013, 15/07/2013, 30/07/2013 tarihli 9.000’er TL bedelli 4 adet hamiline yazılı çeki düzenlediklerini, çeklerin verilmesi sırasında davalının anlaşmadan vazgeçmesi üzerine müvekkilinin düzenlediği çekleri ceketinin cebine koyduğunu, müvekkilinin ürünlere tekrardan bakmaya gittiği sırada koltukta duran ceketin cebindeki çeklerin kaybolduğunu, davalı tarafından çeklerin kendisinde olduğunun davalı tarafından mesajla müvekkiline bildirildiğini, ileri sürerek 4 adet çek ile ilgili ödeme yasağı kararı verilerek çeklerin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf süresi içerisinde davaya karşı cevap sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafından yapılan şikayet sonucu davalı hakkında açılan Bakırköy 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/398 esas sayılı kamu davasında davalının beraatine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, çekin kural olarak muaccel bir borcun tasfiyesi amacıyla verilebileceği, davacının keşidecisi olduğunu ileri sürdüğü 4 adet çekin miktar, keşide tarihi doldurulma ve imzalanmak suretiyle uhdesinde taşınırken davalı tarafından hırsızlanmak suretiyle alındığının ileri sürüldüğü, ancak çeklerin bankaya ibraz edilmediği gibi çeklerin bu şekilde hırsızlanmak suretiyle davacının elinden alındığı konusunda hiçbir kanıt bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu çeklerin taraflar arasındaki ticari ilişki için düzenlendiğini, ancak tarafların anlaşmaktan vazgeçmeleri üzerine müvekkilinin çekini alarak koltukta duran ceketinin cebine koyduğunu, fakat davalının müvekkilinden yeniden düşünmesini istemesi üzerine müvekkilinin mallara baktığını, daha sonra iş yerinde ayrıldığını, çeklerin ceketin cebinde olmadığını sonradan fark ettiğini, davalının müvekkiline “abi benim başım büyük belada senin çekleri kullanmadım şu an başımı kaldıramıyorum müşteri malı kaçırdı gönlünü ferah tut” şeklinde mesaj gönderdiğini, bu hususun davalının kötüniyetli hareket ettiğini gösterdiğini, mahkemeye sunulan deliller incelenmeksizin hüküm verilmesinin doğru olmadığını, ayrıca davalının vekili olmadığı halde davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı …’nin hükümden evvel 16/08/2019 tarihinde vefat ettiği, mahkemece gerekçeli kararın davacı vekili Av. …’a tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır. ( 6100 sayılı HMK m.114,1/d ) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 50. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 8. ve 28. maddelerine göre, her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir ve taraf ehliyeti, çocuğun sağ olarak bütünüyle doğduğu anda başlar, ölümle sona erer. Bu nedenle, ölmüş kişinin taraf ehliyeti yoktur.Taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir ( 6100 sayılı HMK m. 55). Öte yandan yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, ölen tarafın vekili varsa ölüm ile vekalet ilişkisi de kural olarak sona erer (TBK’nın 43/1 ve 513/1.maddeleri). Vekilin davaya devam etmesi mümkün olmayıp, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından davaya devam edilebilir.Somut olayda; davacıya ait nüfus kaydından, yargılama sırasında 16/08/2019 tarihinde öldüğü, mirasçılarının yargılama aşamasında davaya dahil edilmeksizin, ölmeden evvel verilen vekaletnameye istinaden davacı vekili ile davaya devam edilip, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen göz önünde bulundurulmalıdır.Hal böyle olunca, öncelikle, ölüm ile vekalet ilişkisi son bulan vekile, davacının mirasçılarına ait vekaletnameleri sunmak üzere süre tanınması, sunulmadığı taktirde mirasçılara tebligat yapılmak suretiyle davaya devam etmeleri halinde işin esasına girilerek karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece taraf teşkili sağlanmaksızın, ölü kişi hakkında yazılı şekilde hüküm tesisi ve gerekçeli kararın vekile tebliği usul ve yasaya aykırı olmuştur.HMK’nın 114. maddesi gereğince taraf ve dava ehliyeti dava şartı niteliğinde olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmek zorundadır. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf nedenleri incelenmeksizin kararın HMK’nın 353(1)a-4. maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/02/2020 Tarih 2015/254 Esas 2020/143 Karar sayılı kararın HMK’nun 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/12/2022