Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/927 E. 2022/1770 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/927
KARAR NO: 2022/1770
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2020
NUMARASI: 2018/458 Esas 2020/192 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasındaki taşıma işleri nedeniyle müvekkilinin cari hesabında davalıdan 2.500-Euro alacaklı olduğunu, davalının borcunu ödemekten imtina etmesinden dolayı alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, takip navlun alacağına dayandığından davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, alacağın müvekkilinin ticari defter kayıtları ve fatura ile sabit olduğunu belirterek, davalının takibe yönelik itirazının iptali ile davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin davacıdan kendisini borçlandıracak ve borç yükü altına sokacak hiçbir yasal talebinin ve hizmet alımının söz konusu olmadığını, davacının bekleme ücreti adı altında kesilen fıktif bir işleme dayalı fatura düzenlediğini ve davalı müvekkiline gönderdiği faturanın kabul edilmediğinin noter aracılığı ile davacıya bildirildiğini, faturanın gerçek bir mal veya hizmet ilişkisine dayanmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 01.08.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle davaya cevaplarını ıslah ederek; müvekkili tarafından İtalya’nın Cenova kentine ihraç edilen gıda maddelerinin müvekkiline ait fabrikadan teslim alınıp bu ülkedeki müşteriye teslim edilmesi işini davalının üstlendiğini, ancak emtianın Cenova limanına gitmesi gerekirken, davacının ihmal ve kusuru ile sözleşmeye aykırı olarak daha uzak bir yer olan Trieste limanına indiğini, dava konusu faturanın ise tamamen davacı şirketin kusuruyla emtiayı taşıyan aracın limanda bekleme süresine ilişkin ve davacının kusurundan kaynaklanan bir kalem olduğunu, üç dört gün boyunca alıcı tarafından aranan davacının alt taşıyıcısının Cenova limanında bulunamadığını, uzun arayışlar sonucunda aracın Trieste limanına indiğinin öğrenildiğini, gecikme davacının kusurundan kaynaklandığından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, davacının davalı gönderenden aldığı gümrükleme konusundaki emirlere uymadığı, davacının hatasından kaynaklanan sebeplerle bekleme faturası düzenlemede haksız olduğu ve davalı şirketin iade faturası düzenlemesinin yerinde olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın niteliği itibariyle davacının takip başlatmakta kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle, davanın ve davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili; müvekkili tarafından düzenlenmiş olan bekleme ücreti faturasından davalının sorumlu olduğunu, CMR Konvansiyonunun 11. maddesi gereğince, göndericinin hatasından kaynaklanan durumlarda taşıyıcının zararından göndericinin sorumlu olduğunu, müvekkiline ait aracın beklemesinin davalının eksik ve hatalı belge sunmasından ve yenisini tedarik edememesinden kaynaklandığını, Cenova ile Trieste arasında istenen evraklar bakımından hiç bir fark bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı akdi taşıyıcı tarafından davalı göndericiye hitaben düzenlenen bekleme ücreti faturasına dayalı alacağın tahsili istemiyle başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davalı tarafından İtalya’daki alıcıya gönderilen kurutulmuş domates emtiasının taşınması işinin akdi taşıyıcı olarak davacı tarafından üstlenildiği, taraflar arasındaki yazışmalardan da anlaşılacağı üzere davacının taşıma işini dava dışı bir alt taşıyıcıya verdiği, emtiayı taşıyan aracın gümrükleme için İtalya’nın Cenova limanına giriş yapması gerekirken Trieste limanına gittiği, bu suretle yaşanan gecikme nedeniyle davacı tarafından takibe dayanak 06.09.2018 tarihli 2.500-Euro tutarlı bekleme ücreti açıklamalı faturanın düzenlendiği, ancak davalı tarafça faturaya yasal süresinde itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Taşımanın güzergahı itibariyle uyuşmazlık CMR Konvansiyonu hükümlerine tabidir. Taşıyıcının, belirlenen sürede veya makul sürede taşıma işini yerine getirmesi durumunda isteyebileceği taşıma ücreti, sözleşmede belirlenen ücrettir. Ancak taşıyıcı, sözleşme hükümlerine dayanarak veya kendi risk alanından kaynaklanmayan nedenlerle makul yükleme veya boşaltma süresinde fazla beklerse, taşıma ücretine ek bekleme ücreti olarak uygun bir ücrete hak kazanır (6102 sayılı TTK’nın 863/3. maddesi). Tarafların ayrıca taşıma sözleşmesine, yükleme ve boşaltmanın makul süre içinde yapılmaması halinde taşıyıcının ek ücrete hak kazanacağına ilişkin hüküm koymaları da mümkündür. Somut olayda, davacı akdi taşıyan tarafından üstlenilen taşımada serbest sürenin aşıldığı hususunda bir uyuşmazlık yoktur. Davacı tarafça, gecikmenin davalının eksik ve hatalı belge sunmasından ve yenisini tedarik edememesinden kaynaklandığı ileri sürülmüştür. Ancak bu hususta herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Buna karşın CMR senedi ile belge niteliğinde bulunan taraflar arasındaki e-posta yazışmalarından; davalı gönderici tarafından emtianın İtalya’daki varış gümrüğünün Cenova olarak bildirildiği, nitekim 0007876460 numaralı CMR senedinde de gümrükleme adresinin … olarak gösterildiği, emtianın alıcısının da gümrükleme için Cenova limanında beklediği, ancak davacı taşıyıcının varış gümrükleme limanı konusunda göndericinin talimatlarına uymaması sonucu emtiayı taşıyan aracın Trieste limanına gittiği, gecikme nedeniyle bilgi almak isteyen alıcı ile davacı göndericiye bu süreçte davacı akdi taşıyıcı ve alt taşıyıcısının gerekli bilgileri de vermediği anlaşılmaktadır. Yine taraflar arasındaki yazışmalardan, alt taşıyıcının yüklemeyi de geç yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda gecikmenin tamamen davacı akdi taşıyıcı ile alt taşıyıcısının kusurundan kaynaklandığı, davalı göndericinin herhangi bir kusurunun bulunmadığı, bu nedenle davalının bekleme ücretinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/12/2022