Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/926 E. 2022/1822 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/926
KARAR NO: 2022/1822
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/04/2019
NUMARASI: 2017/83 Esas – 2019/371 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/12/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili banka ile … Ltd. Şti. arasında bankacılık hizmetleri sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında borçlu firmanın hesabına döviz transferi yapılırken 782.900-Euro mükerrer ödeme yapıldığını, firma ile yapılan şifahi görüşmeler sonucunda bir kısmının iade edildiğini, müvekkilinin borçlu şirketten 432.792-Euro alacağı olduğunu, şirket yetkilisi davalının verdiği taahhütname ile bu tutarı müvekkiline iade etmeyi taahhüt ettiğini, Beyoğlu … Noterliğinin 23.01.2013 tarihli ihtarnamesi ile alacağın talep edildiğini,şirket yetkilisi olan ve şirket hesabına yatırılan parayı çeken davalının şirket adına hareket etmesi sebebiyle, bakiye alacak için davalı hakkında İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında davalı vekili; şirket borcu nedeniyle şirket ortak ve müdürlerinin şahsi sorumluluğunun bulunmadığını, sebepsiz zenginleşme var ise zenginleşenin şirket olduğunu, taahhütnamede müvekkilinin şahsi bir taahhüdü bulunmayıp şirket adına yapıldığını,davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; dayanak taahhütnamenin; “halen 461.000 Euro olan bakiyenin ödenmesine ilişkin müşteriden ödeme planı talep ettim. Kendisi 02/02/2013 vadeli senetli 300.000- USD tutarındaki alacağını aldığında ödeyeceğini kalan tutarı da 02/02/2013 tarihine kadar tamamlayacağını beyan etmiştir. Bu müşteriden 02/02/2013 tarihine kadar tahsil edeceğim tutarları derhal şubenize ödeyeceğimi taahhüt ederim” şeklinde olduğu, altında şirket kaşesi ile davalının ad ve soyadı ve kaşe üzerinde tek imza bulunduğu,davalının 10 yıl süre ile münferit imza ile şirketi temsile yetkili olduğu, belgenin tanzim tarihi itibari ile davalının,şirketin yetkili temsilcisi olduğu, belge altında kaşe ve kaşe üzerinde tek imza bulunup ikinci imza bulunmadığından, mevcut hali ile imzanın şirketi temsilen atıldığının kabulü gerektiği, davalının şahsi sorumluluğunu gerektirecek şekilde imzasını içermeyen belgeye dayanılarak,davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; dava dışı … şirketinin hesabına 782.900-Euro mükerrer ödeme yapıldığını, firma ile yapılan görüşmeler sonucunda paranın kısmen ödendiği bakiye 432.792-euro’nun ödenmediğini, davalının verdiği taahhütname ile borcu ödemeyi taahhüt etmesine rağmen ödemediğini,davalının taahhütnameye bir itirazının olmadığını, icra takibinde taraf olan davalının itirazı nedeniyle davalıya husumet yöneltildiğini, davalının sehven ödenen parayı çekerek sebepsiz zenginleştiğini,davalının şahsı adına taahhütte bulunduğunu, paranın da davalı tarafından çekildiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, dava dışı şirket hesabına sehven mükerrer olarak ödenen paranın taahhüdüne dayalı olarak davalıdan tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı ile dava dışı … şirketi arasında 08.08.2012 tarihli bankacılık hizmetleri sözleşmesi akdedildiği, davalının şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürü olduğu,şirketin havale talimatına istinaden davacı banka tarafından talimatta belirtilen firmaya 12.10.2012 tarihinde 782.900-Euro para transferi yapıldığı, dava dışı şirketin paranın alıcı firma hesabına geçmediği yönündeki başvurusu üzerine bu tutarın … şirketi hesabına alacak kaydedildiği, ancak paranın transfer yapılan firma tarafından çekildiğinin tespit edildiği, bu suretle … şirketi hesabına davacı bankaca bu tutarın mükerrer olarak ödendiği, … şirketi tarafından bir kısım paranın iade edildiği, şirketin kaşe ve davacının ad ve soyadıyla tek imzasını taşıyan 24.12.2012 tarihli belgede, halen 461.000-Euro olan bakiyenin müşteriden 02.02.2013 tarihine kadar tahsil edilecek tutarın derhal bankaya ödeneceğinin taahhüt edildiği, ödeme yapılmadığından alacağın 100.000-TL’lik kısmının tahsili amacıyla davacı banka tarafından davalı şirket müdürü aleyhine dayanak icra takibinin başlatıldığı anlaşılmaktadır. Davacı banka ile imzalanan bankacılık hizmetleri sözleşmesinin tarafı, davalının yetkilisi olduğu … şirketidir. Mükerrer ödeme işlemi de şirketin hesabına yapılmıştır. Bu nedenle davacı banka aleyhine sebepsiz zenginleşen, davalının yetkilisi olduğu şirkettir. 24.12.2012 tarihli, taahhütname de dava dışı … şirketi adına yetkilisi olan davalı tarafından imzalanmıştır. Taahhütnamede ,davalının adı altında şirket kaşesi ve kaşe üzerinde tek imza bulunmaktadır. Bu durumda taahhütnamenin şirket adına verildiğinin kabulü gerekir. Taaahhütnamede ;davalı şirket yetkilisinin şahsen ödeme taahhüdü verdiğine ilişkin ibare bulunmamaktadır. Davacı tarafça davalı şirket yetkilisinin haksız fiiline de dayanılmamıştır. Açıklanan nedenlerle,somut olayda davalıya husumet yöneltilmesi mümkün olmadığından bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 22/12/2022