Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/920 E. 2020/792 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/920
KARAR NO: 2020/792
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18.06.2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2017/1181 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/09/2020
İlk derece mahkemesince verilen 18.06.2020 tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili, müvekkili şirketin adresinde gerçekleşen hırsızlık olayında takibe konu olan çek ve çek koçanı ve bazı bonoların rızası hilafına elinden çıktığını, ödeme yasağı konulması ve çekin iptali için dava açıldığını, mahkemeden verilen ara karar gereği istirdat davası açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, dava konusu çekteki imza ve kaşenin müvekkili şirketin yetkilisine ait olmadığını, müvekkili şirketin çekte cirosu olan kişilerle hiçbir ticari ilişkisi olmadığını, bu nedenlerle çekin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına ve dava neticesinde iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkeme 03/01/2018 tarihli tensip zaptında verilen ara karar ile; davacının talebinin mahiyeti itibariyle menfi tespit istemine ilişkin olup, İİK 72md.’de ihtiyati tedbirle ilgili özel düzenleme bulunmakla anılan maddede tedbir yoluyla ödeme yasağı kararı verilebileceğine dair hüküm bulunmadığından davacının ihtiyati tedbir isteminin reddine, dava konusu Keşidecisi … Ltd. Şti. Adına … no’lu IBAN hesabından düzenlenen 14/11/2017 ödeme günlü … çek numaralı 57.230,-TL bedelli çekin davalı tarafından icra takibine dayanak yapılması halinde, icra takibinin iş bu dava sonuna kadar İİK 72/2 maddesi uyarınca tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı vekili 19.07.2018 tarihli cevap dilekçesi ile ; ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk bulunmadığını, müvekkilinin meşru hamil olduğunu, diğer borçluların imzaya itiraz etmediğini, meşru hamile karşı ancak senedin geçersizliğinin senet metninden anlaşılacak def’ilerle ileri sürülebileceğini,imzaların istikbali prensibi sebebiyle kambiyo senetlerindeki her imza sahibinin kendi imzasından sorumlu olduğunu, başkalarının imzalarının sahte olmasının imzasını inkar etmeyenlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, diğer borçlular yönünden tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 16.3.2020 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin çeki muntazam ciro silsilesiyle iktisap ettiği ,meşru hamil olduğunu İİK nun 72/2.maddesi gereği verilen tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava konusu çekin keşidecisi olan … Ltd. Şti.’nin dosyada taraf olmadığı ve yine tedbirin kaldırılmasına ilişkin herhangi bir talebi bulunmadığı, tedbirin kaldırılmasına ilişkin talebin esasa ilişkin incelemeye tabi olduğu gerekçesiyle bu aşamada tedbirin kaldırılmasına ilişkin talebin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbirin kaldırılmasını talep eden/davalı vekili; ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk bulunmadığını, müvekkilinin meşru hamil olduğunu, davacı yanın iyiniyetli müvekkiline karşına ileri sürebileceği bir def’i bulunmadığını,davacının çek üzerindeki imzaya keşidecinin itiraz etmediğini,keşidecinin sorumluluğunun devam ettiğini, davacının yaklaşık ispat koşulunu sağlayamadığını, ihtiyati tedbirden beklentilerin somut davada uygulanabilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın ve tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: HMK 341/1.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinin nihai kararları ile ihtiyati tedbir talebinin reddine ve bu taleplerin kabulü halinde ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir. HMK 396. maddesi “Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” şeklindedir. İlk derece mahkemesince 03.01.2018 tarihli ihtiyati tedbir kararına davalı tarafın itirazı üzerine bir karar verilmemiş,davacı tarafça bu husus üzerinde durulmamıştır. 16.03.2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebi üzerine istinafa konu 18.06.2020 tarihli ara kararı verilmiştir. HMK 395/2 ve 396/2 maddelerinde, aynı yasanın 394.maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına atıf yapmış, kanun yolunu düzenleyen beşinci fıkraya atıf yapmamıştır. Beşinci fıkraya atıf yapılmamasının sebebi de madde gerekçelerinde açıklanmış olup ;gerek teminat üzerine verilen kararlara karşı,gerekse durum ve koşulların değişmesi üzerine verilen kararlara karşı kanun yolu öngörülmediği belirtilmiştir. Bu nedenle gerek teminat karşılığı ihtiyati tedbirin kaldırılması gerekse durum ve koşulların değişmesi nedeniyle tedbirin kaldırılması taleplerine ilişkin olarak verilen kararlara karşı kanun yolu açık değildir. Durum ve koşulların değiştiği itirazları ilk derece mahkemesince itiraz neticesi incelenebilir. Yorumla kanun yolu ihdas edilmesi de mümkün değildir. İtiraz üzerine verilen bir karar sözkonusu olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbire itiraz eden-davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 341/1, 346/1 maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/09/2020