Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/906 E. 2023/15 K. 02.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/906
KARAR NO: 2023/15
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2020
NUMARASI: 2017/279 Esas – 2020/212 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) Birleşen Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/875 Esas, 2018/534 Karar Sayılı Dosyası;
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne ilişkin verilen kararın her iki taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında uzun yıllara dayalı ticari ilişki mevcut olduğunu, yaklaşık 10 yıl süren bu ilişki çerçevesinde hem resmi hem de kayıt dışı alışverişleri olduğunu, dolayısı ile resmi olarak tutulan kayıtların dışında gayri resmi fakat gerçeği gösteren cari hesapların mevcut olduğunu, tarafların mutabakatı sağlamak ve ispat sorununu önlemek için belirli dönemlerde birbirlerine gerçek hesap hareketlerini mail aracılığı ile gönderip teyitleştiklerini, fakat FETÖ terör örgütü soruşturması kapsamında Şanlıurfa 2.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2016/5731 D.İş Esas numarası ile 29/07/2016 tarihinde müvekkili şirkete kayyım atanması ile ticaretin seyrinin değiştiğini, 12/07/2016 tarihinde gönderilen mailde bulunan cari extre geçmişe dönük ticaret ve alacak borç ilişkisini net bir şekilde ortaya koymakta olduğunu, 12/07/2016 tarihinden sonraki kayıtların ise kayyım denetiminde olduğunu, müvekkili şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun kayyım olarak atanmasından sonra oluşturulan yönetim kurulunun bu mailler sayesinde açıktan yapılan alışverişten haberdar olduğunu, şirket muhasebesinde yapılan incelemeler sonucunda ekte sunulan sevk irsaliyeleri ve … programının raporlarından davalı şirketin müvekkili şirkete 1.059.495,00-TL cari hesaptan kaynaklanan borcunun bulunduğu tespit edilmesi üzerine davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL DAVAYA CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirketle davacı şirket arasında cari ticari ilişki mevcut olduğunu,davacının iddiası gibi kayıt dışı bir ticari ilişkinin mevcut olmadığını, davacı tarafından delil olarak sunulan belgelerin büyük bir kısmının bilgisayar ortamında oluşturulan tablolar olup gerçeklikle uzaktan yakından ilgisi bulunmadığından kabul etmelerinin mümkün olmadığını,davacının iddialarını yazılı belge ile ispatla yükümlü olduğunu, müvekkilinin davacı şirkete borcunun bulunmadığını, aksine cari hesaptan kaynaklı 530.233,65- TL alacağının bulunduğunu, müvekkili şirketin cari hesaba dayalı olarak davacıya gönderdiği bir kısım bedellerin karşılığı olan malların teslim edilmediğini, bu hususun ticari defter ve banka kayıtları ile sabit olduğunu, alacağın ödenmesi için davacı şirkete 07/06/2016 tarihinde ihtarname keşide edilerek davacının temerrüde düşürüldüğünü, borcun ödenmemesi üzerine de davacı şirket aleyhine icra takibi başlattıklarını, davacının müvekkili şirkete olan borcundan kurtulmak amacıyla bir takım tablo ve belgeler düzenleyerek müvekkili şirketi borçlu göstermeye çalıştığını, davacı şirketin müvekkilinden bir alacağı olmamasına rağmen bilerek ve kötü niyetli olarak icra takibine giriştiğini belirterek davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, % 20′ den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 07/09/2016 tarihine kadar uzun süredir devam etmiş olan cari bir alım satım ilişkisi mevcut olduğunu, davalı şirkete FETÖ terör örgütü soruşturması kapsamında kayyum atandığını, kayyumların müvekkili şirkete gelerek müvekkil şirket yetkilileri ile görüşme talep etmelerinden sonra müvekkili şirketin davalı şirkete FETÖ soruşturması nedeniyle kayyum atandığını bu vesile ile öğrendiğini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak Şanlıurfa …İcra Dairesinin …esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalı tarafından yapılan itirazın alacağın ticari defter ve kayıtlarla sabit olması müvekkil şirketin alacaklı olduğunun davalı tarafından bilinmesi ve alacağın likit olması nedeniyle haksız ve kötü niyetli yapıldığı sabit olduğundan davalı aleyhine takip miktarının %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Davalı vekili, davacı şirketin müvekkili şirkete 1.059.495-TL cari hesaptan kaynaklı borcu mevcut olduğunu, bu borcun tahsili için davacı şirkete Bakırköy … İcra Dairesinde … esas sayılı dosyası ile 24/01/2017 tarihinde cari hesaba dayalı takip başlatıldığını, kayyum denetim ve incelemeleri sırasında gerek arşivde gerekse muhasebe kayıtlarında davalı şirket çalışanı … imzalı teslim-tesellüm evraklarına ulaşıldığını, yapılan sevkiyatlara ait nakliye firmalarının kestiği faturalar … programının raporlama bölümü … kısmından alınan sevkiyat takip raporu, sevk dağıtım raporu ulaşabildiğimiz teslim-tesellüm evrakları değerlendirildiğinde mutabakat maili ile gönderilen cari hesap ektresini doğrulamakta olduğunu, belirterek icra takibinin haksız olduğunun tespiti ile davanın ve tüm taleplerin reddine, davacı taraf aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, 16/12/2019 tarihli raporda, … isimli yazılıma yapılan her kaydın otomatik olarak şirketin resmi muhasebe hesaplarına da işlenmekte olduğu, … Raporlama uygulamasının … sisteminde varolan verileri kullanarak raporlama yaptığı ve … uygulamasında olmayan bir veriyi gösterme ya da raporlama imkanının bulunmadığı, davacı/karşı davalı tarafından dosyaya sunulan 12/07/2016 tarihli e-posta’nın davalıya ait … @…com.tr hesabından iletildiği ve bu e-posta üzerinde sonradan bir değişiklik yapılmasının mümkün olmadığı, sipariş aşamasından mal sevkiyatına kadar tüm işlemlerin … isimli yazılım tarafından takip edildiği ve bu sistemde yer alan verilerin sonradan değiştirilme imkanının olmadığı ,her kaydın otomatik olarak şirketin resmi muhasebe hesaplarına da işlenmekte olduğu, … Raporlama uygulamasının … sisteminde varolan verileri kullanarak raporlama yaptığı ve … uygulamasında olmayan bir veriyi gösterme ya da raporlama imkanının bulunmadığı, davacı/karşı davalının davalı/karşı davacıdan 11/08/2016 tarihi itibariyle 1.011.484,14 TL alacaklı olduğu incelenen bilirkişi raporundan anlaşılmış, Birleşen davada ise davalı/karşı davacı şirketin delil niteliğini haiz 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerine göre, 2016 sonu itibariyle davacı/karşı davalı ..A.Ş’nin, davalı karşı davacı …Ltd.Şti.’ne 530.288,58-TL borçlu olduğu tespit edilmiş, Asıl dosyada davalının takip tarihinde temerrüde düştüğü , birleşen dosya bakımından davalı/karşı davacının Bakırköy … Noterliği’nin 07.09.2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı ile davalının davalı/karşı davacıya 11.08.2016 tarihi itibariyle 530.233,65-TL borcunun ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödeme talep ettiği anlaşılmakla , davalı/karşı davacının takip tarihine kadar olan işlemiş faiz talebinin de kabulü gerektiği ,asıl davada 1.011.484,14 TL,birleşen davada 530.288,58-TL alacak bakımından itirazın iptaline ve davacılar yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:1-Asıl dosya Davacı -Birleşen dosya davalı vekili, gayri resmi ticaretin mahkemece tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya konulduğunu, fakat devamında birleşen davada sırf resmi kayıtlar var diye davanın kabul edildiğini, tüm maddi bulgulara aykırı olan bir kayda dayanarak birleşen davanın da kabul edilmesinin yanlış olduğunu, Müvekkil şirketin TMSF kayyumluğunda bulunduğundan dolayı harçlardan muaf olup karar ile aleyhlerine hükmedilen harçlarla ilgili kısmın kaldırılması gerektiğini belirterek birleşen dava yönünden kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Asıl dosya Davalı -Birleşen dosya davacı vekili, taraflar arasında resmi ve gayri resmi olmak üzere iki ayrı hesap bulunmadığını, Taraflar arasındaki tüm ilişkinin resmi ticari defter ve kayıtlar üzerinden yürütüldüğünü, davacı şirketin tek yanlı olarak düzenlediği delil vasfı olmayan bilgisayar kayıtlarının delil olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacıya ait bilgisayar kayıtları değiştirilmemiş bile olsa tüm veri girişlerinin davacı şirket tarafından yapıldığını, Bilgisayar kayıtları tutulurken müvekkilden onay alınmadığı gibi herhangi bir cari hesap kat’ı veya hesap mutabakatı yapılmadığını, ayrıca likit bir alacaktan söz edilemeyeceğini belirterek asıl dava yönünden kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan davalar gerek asıl gerek birleşen davada açık hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemlerine ilişkindir. Somut davada asıl dosya davacısı taraflar arasında resmi ve gayriresmi olmak üzere iki ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu hususun davacı şirkete kayyum atandıktan sonra öğrenildiğini ve gayri resmi olarak tutulan bilgisayar kayıtları, sevkiyat takip formları, sevk irsaliyeleri, cari hesap ekstreleri ve e-mial yazışmalarına göre 1.011.484,14 TL cari hesap alacağının bulunduğunu, birleşen dosya Davacı vekili ise resmi tutulan taraf ticari defter ve kayıtlarına göre 530.223,65- TL cari hesap alacağının mevcut olduğunu iddia etmektedirler. Asıl dava yönünden taraflar arasında resmi tutulan defter ve kayıtlar yanında gayriresmi yürütülen bir ticari ilişkinin var olup olmadığının tespiti için yaptırılan bilgisayar programları üzerindeki teknik incelemeler sonucunda davacı tarafça kullanılan …-… yazılım programının mevcut olduğu, … uygulaması vasıtasıyla girilen kayıtların mal sevk faturalandırma aşamasında programın otomotik ve manuel 2 özelliğinin olduğu, faturalandırmanın resmi veya gayri resmi olarak işaretlenerek faturalandırılma yapıldığı, Program özelliğinde istendiğinde faturalama yapıldığını istenmediğinde muhasebe resmi kayıt sistemine dahil olmadığı, … Raporlama Uygulaması, … programı vasıtasıyla sistemin veritabanına girilen verileri raporlayan bir raporlama uygulaması olduğu, … raporlama sistemi, raporlayacağı verilerin tamamını … uygulamasından aldığı, dolayısıyla kendi üzerinde eşlenik-kopya-yedek bir veri barındırmadığı gibi, sadece … sisteminde bulanan verileri görüntüleme yeteneğinde olduğu, dolayısıyla kendi başına, …’da olmayan bir veriyi gösteremediği, raporlayamadığı, bunun neticesi olarak dosyaya sunulu sevkiyat raporlarının ve diğer verilerin davacı tarafından düzenlenmiş veya müdahale edilmiş olmasının teknik olarak imkansız olduğu ve taraflar arasında resmi ve gayriresmi iki ticari ilişkinin bulunduğu belirlenmiştir. Taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinde yukarıda da açıklandığı üzere teknik anlamda bilgisayar programının güvenilirliği ve sonradan müdahale edilmediği ve 12.07.2016 tarihli e-mailin sonradan oluşturulma imkanı bulunmadığı ortaya konulduktan sonra 10.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere resmi ve gayri resmi kayıtların bir arada değerlendirilmesi gerektiği, … programında resmi ve gayrı resmi iki ayrı müşteri hareketi oluşturulabildiği bunların ayrı ayrı veya birlikte raporlanabildiği bir müşterinin borç-alacak durumunun ancak hem MANUEL hem de OTOMATİK opsiyonlarının birlikte seçilmesiyle çıkan raporda görüntülenebildiği, açık hesap ilişkisinde bulunan her iki tarafı da birbirinden alacaklı kabul ederek asıl ve birleşen davalar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.Oysa yapılması gereken, … programında resmi ve gayri resmi kayıtların birlikte seçilerek raporlanmasından sonra alınan kayıtların, dosyaya ibraz edilen sevk irsaliyelerinin ve borç mutabakatı cari hesap ekstrelerinin tarafların ticari defter ve kayıtları ile karşılaştırmalı olarak incelenmesi, dosyaya celp edilen taraf şirketlere ait BA-BS formlarının fatura ve sevk irsaliyeleri ile uyumlu olup olmadığının tespit edilmesi, mal ve hizmetin alındığı ispat olunan faturalar gözetilerek yapılan ödeme olup olmadığının belirlenmesi ve sonuç olarak açık hesap ilişkisi içerisinde tarafların borç- alacak durumunun gerçeğe uygun olarak tespit edilip hangi tarafın alacaklı olduğu belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Alım- satım ilişkisinde her iki yanın karşılıklı birbirinden alacaklı olup olamayacağının değerlendirilmesi gerekirken ,her iki tarafın ticari defterlerinde kayden görünen kayıtlara itibar edilme gerekçesi açıklanmadan davaların kabulüne karar verilmesi eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalıdır.Her iki taraf vekilinin bu hususa yönelik istinaf sebepleri yerindedir. Her ne kadar asıl dosya davacı- birleşen dosya davalı vekili, 6758 sayılı kanun uyarınca davacının harçtan muaf olmasına rağmen harç alınmasını istinaf sebebi yapmış ise de 6758 sayılı yasanın 19/6 maddesinde Kayyımlık görevi TMSF tarafından yürütülen şirketlerin açtıkları davada harçtan muaf olduğu,birleşen davanın davalısı bulunan şirket harçtan muaf olmadığından bu konuya ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Ayrıca ,birleşen dava yönünden istinaf başvuru harcı yatırılmadığı anlaşılmakta ise de dosyanın Dairemizde ön inceleme aşamasında fark edilmeyen eksiklik nedeniyle dosyanın bekleme süresi ,yargılamanın makul süre içinde bitirilmesi gerektiği dikkate alınarak istinaf başvuru harcının hükümle birlikte tamamlanması yoluna gidilmiştir. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, asıl dosya davacı- birleşen dosya davalı vekilinin ve asıl dosya davalı- birleşen dosya davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kabulü ile hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/279 Esas 2020/212 Karar sayılı 27/02/2020 tarihli kararının, HMK.’nun353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,” Davalı-birleşen davada davacı tarafından yatırılan 17.273,62‬-TL peşin istinaf karar harcının talep halinde iadesine,Davacı -birleşen dosya davalısı ..AŞ den 148,60-TL istinaf başvuru harcının tahsili için Daire tarafından harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/01/2023