Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/90 E. 2020/103 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/90
KARAR NO : 2020/103
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/10/2019
NUMARASI : 2019/491 D. İş- 2019/492 Karar
TALEP : (ihtiyati Haciz Mahiyetinde) İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/01/2020
İhtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara kararın ihtiyati tedbir isteyen vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir isteyen vekili, taraflar arasında akdedilen 30.11.2017 tarihli Ön Ödemeli Satış Vaadi Sözleşmesi uyarınca karşı tarafın bir bağımsız bölümü müvekkiline devir ve temlik etme borcu altına girdiğini, müvekkilinin de sözleşmede yer alan KDV dahil 948.153,60-USD satış bedelini ödeme borcu altına girdiğini, müvekkilinin ilk taksit ödemesi 30.11.2017 vadeli 240.153,60-USD bedelli olduğunu ve bu bedelin müvekkili adına dava dışı … A.Ş. tarafından yatırıldığını, ancak sözleşmede taşınmazın 15.12.2017 tarihinde fiilen teslim edileceği hükme bağlanmış olmasına rağmen henüz teslim edilmediğini, karşı tarafın gönderdiği 10.08.2018 tarihli ihtarname ile herhangi bir ödeme yapılmadığının, satış bedelinin ödenmemesi halinde sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiğini, müvekkilinin ise ödemezlik defini ileri sürdüğünü, akabinde karşı tarafın gönderdiği 21.09.2018 tarihli ihtarname ile sözleşmeden döndüğünü bildirdiğini, buna karşılık müvekkilince gönderilen 04.10.2018 tarihli cevabi ihtarnamede sözleşmeden dönmenin haksız olduğunun, zararlarına ilişkin hakları saklı kalmak üzere yapılan ödemenin iadesinin talep edildiğinin bildirildiğini, ancak iade edilen bir tutar olmadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin ise karşı tarafın haksız itirazı ile durduğunu, bu arada karşı tarafın piyasaya yüklü miktarda borcu olduğunun, mallarını kaçırma girişimi içinde olduğunun öğrenildiğini ileri sürerek arabuluculuk süreci ve ileride açacak oldukları itirazın iptali davasından önce takibe konu alacağın zayi olmasını engellemek amacıyla teminat karşılığında davalı adına kayıtlı tüm menkul ve gayrimenkuller üzerine 3.kişilere devir ve temliklerinin önlenmesi amacıyla alacakları tutarında ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbire konu alacağın ödenip ödenmediği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunduğu, davacı tarafından davalı aleyhine yapılan ilamsız icra takibine davalı borçlu tarafın itiraz ettiği, belirtilen hususlar kapsamında davacı tarafın alacağının varlığı veya yokluğu yargılamayı gerektirir olması nedeniyle ve ayrıca HMK 389/1 maddesinde öngörülen tedbire ilişkin koşulların varlığı hususunda dosyaya herhangi bir somut delil sunulmadığından talebin haklı görülmediği gerekçesiyle ihtiyati haciz niteliğindeki ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: (İhtiyati haciz mahiyetinde )ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; satış vaadi sözleşmesinde 203.520-USD+KDV’nin karşı tarafa ödendiğinin açıkça belirtildiğini, bu ödemenin nakit mi senet olarak mı yapıldığının açıklanmadığını, dolayısıyla sanki senet verilmiş gibi değerlendirme yapılamayacağını, sözleşmenin resmi senet niteliğinde olduğunu, kaldı ki karşı tarafın gönderdiği 06.04.2018 tarihli ihtarnamede peşinat bedelinden hiç söz edilmediğini ve 29.500-USD bedelli senedin ödenmesinin istenildiğini, karşı tarafın sözleşmeden döndüğünü bildirmesi üzerine karşı tarafa sözleşmeden haksız bir şekilde dönüldüğünü kabul ettiklerinin bildirildiğini, dolayısıyla ödenen peşinat bedelinin taraflarına iadesi gerektiğini, ancak iade edilmediğini, ayrıca karşı tarafın piyasaya yüklü miktarda borçlu olduğunun dikkate alınması gerektiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, satış vaadi sözleşmesinden haksız olarak dönüldüğü ancak ödenen peşinat tutarının iade edilmediği iddiasıyla, iadesi gereken alacak tutarınca karşı tarafın menkul ve gayrimenkul malları üzerine 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi, yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz birbirine yakın olmakla birlikte, amaç, sonuç, konu ve koruduğu hukuki yarar bakımından birbirinden tamamen farklıdır. Uygulamada sıkça yapıldığı üzere ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz, ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi hatalıdır. İhtiyati haciz ancak para alacakları için ve uyuşmazlık konusu olmayan borçlu/davalıya ait mal, hak ve alacaklar hakkında uygulanabilecekken, ihtiyati tedbir konusu para olsun olmasın çekişmeli bulunan uyuşmazlık konusu herşey hakkında uygulanabilir. Somut olayda alacaklı olduğunu ileri süren taraf, karşı tarafın malvarlığı üzerine 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiğinden, talebinin esasında ihtiyati tedbir niteliğinde olduğunun kabulü gerekmiştir. Oysa tedbir isteyen tarafın ileride açacağını belirttiği itirazın iptali davası, bir miktar para alacağının tahsili istemine ilişkin olacak olup, karşı tarafa ait malvarlığı söz konusu davanın konusunu teşkil etmeyecektir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, açıklanan nedenlerle ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından, peşin ödenen 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 10-TL harcın ihtiyati tedbir isteyenden alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 30/01/2020