Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/876 E. 2020/760 K. 03.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/876
KARAR NO: 2020/760
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2020
NUMARASI: 2019/129 Esas 2020/106 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/09/2020
Dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin hükmün davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili; müvekkili …’ın diğer davacı şirket yetkilisi olduğunu, taraflar arasında protokol imzalandığını, davalılar tarafından otel ortak girişim hisselerinin iadesine karşılık olarak davacıların borçlandığını, bu protokol uyarınca müvekkillerin davalılara senetler vermesine rağmen ortak girişim hisselerinin iade edilmediğini, söz konusu protokolde İstanbul … İcra Dairesinin … esas ve İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyalarından ve davacı …’ın mal varlığına konulan hacizlerin fekki ile protokolün imzasından itibaren 3 gün içinde 89/1 haciz ihbarnameleri ile konulan hacizlerin fek edileceğinin akdolunduğunu, ancak davalılar tarafından yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, diğer taraftan İstanbul 1. ATM’nin 2017/305 Esas sayılı dosyasından da feragat edileceği taahhüdüne rağmen feragat edilmediğini, müşteri çekleri/senetlerinin halen teslim edilmediğini, davalılar tarafından edimlerin yerine getirilmemesi nedeniyle müvekkillerin davalılara borcunun bulunmadığını, davalılara 10/10/2017 vade tarihli 100.000-TL bedelli teminat senedi verildiğini, senetten borçlu olmadıklarının tespiti ile senedin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacılar tarafından Arabuluculuğa başvurulmadan huzurdaki ticari dava açıldığından ve işbu dava şartının sonradan tamamlanmasının da mümkün olmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, davacıların müvekkillerin edimlerini yerine getirmediğini iddia ederken 3. maddede yer verilen senet tutarlarının ödenmesinin müvekkile yapılıp yapılmadığından bahsetmediklerini beyan etmiş, dolayısıyla davacıların öncelikle edimlerini yerine getirmeden müvekkillerine huzurdaki davayı açmaları mesnetsiz olup davanın esastan da reddinin gerektiğini, öncelikle davanın usulden reddini, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, menfi tespit davasında dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olduğu, menfi tespit davalarında davadan önce Arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğu, davacı tarafından 6325 sayılı Kanunun 18/a maddesi uyarınca davadan önce Arabulucuya başvurulmadığı, davanın dava şartlarından olan zorunlu Arabuluculuk son tutanağının kesin süre ihtaratına rağmen sunulmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı bulunmadığından usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; ticari nitelikte menfi tespit davalarında Arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olmadığını, hem Bölge Adliye Mahkemelerinin hem de Yargıtay kararları dikkate alındığında kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, menfi tespite ilişkindir. İlk derece mahkemesince Arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Yargı uygulamasında ticari dava niteliğindeki menfi tesbit davalarında farklı hükümler verilmesi nedeniyle uyuşmazlığın giderilmesi için yapılan başvuru neticesi Yargıtay 19 H.D. ‘nin 2020/85 esas, 2020/454 karar sayılı ve 4.6.2020 tarihli ilamı ile; “H.M.K’nun 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İ.İ.K. m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa Arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir. Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda Arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını Arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır… denilerek ticari dava niteliğindeki menfi tesbit davalarında Arabulucuya başvurunun zorunlu olmadığı yolunda hüküm verilmiş olup; anılan ilam 2797 Sayılı Kanunun 45. maddesi gereği mahkemeleri bağlayıcı niteliktedir. O halde ilk derece mahkemesince davacıların menfi tesbite ilişkin taleplerinin T.T.K. 5/A maddesi gereğince Arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı dikkate alınarak işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacılar vekilinin başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2020 Tarih 2019/129 Esas 2020/106 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafça yatırılan 54,40- TL istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.03/09/2020