Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/875 E. 2023/318 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/875
KARAR NO: 2023/318
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2020
NUMARASI: 2018/383 Esas 2020/239 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İDavanın kısmen kabul-kısmen reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; icra takip talebinin 1, 5 ve 6. sırasında kayıtlı krediler takip tarihi sonrasında tahsil edildiğinden harca esas değere dahil edilmediğini, müvekkili bankanın Zincirlikuyu Şubesi tarafından davalı … firmasına 09.02.2016, 26.09.2017 ve 24.03.2017 tarihli genel kredi sözleşmelerine istinaden krediler kullandırıldığını, davalı …’un da sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlunun ödeme edimini yerine getirmemesi üzerine Beyoğlu … Noterliğinin 07.03.2018 tarihli ihtarnamesi ile hesap kat edilerek alacağın muaccel hale getirildiğini, verilen sürede borcun ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlular tarafından takibe itiraz edildiğini, talep edilen faizin sözleşmelerin 2.6 ve 2.7 maddelerine dayandığını, taraflar tacir olup ticari işlerde faiz oranının TTK’nın 8 ve 9. maddelerine gereği serbestçe belirleneceğini, faizin sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, kefalete ilişkin beyan ve imzaların yasaya uygun şekilde alındığını, kefaletin şekil şartlarına uygun olduğunu, davalıların kat ihtarının tebliği ile ifada gecikerek temerrüde düştüklerini belirterek, davalıların takibe itirazının iptali ile takibin takip talebinin 2. sırasındaki taksitli ticari kredi alacağı için 1.893.448,11-TL üzerinden, takip talebinin 3. sırasındaki işlek kredi alacağı için 983.500,96-TL üzerinden, takip talebinin 4. sırasındaki işlek kredi alacağı için 1.187.297,38-TL nakdi alacak üzerinden devamına, takip talebinin B bendinde yer alan gayrı nakit alacağa ilişkin depo taleplerinin kabulüne, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … AŞ vekili; davacı bankanın keşide ettiği hesap kat ihtarına Beyoğlu … Noterliğinin 12.03.2018 tarihli ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, müvekkili şirketin borçlu olduğu esasına dayalı hesap kat ihtarı tebliğ edilmediğini, bu nedenle müvekkili şirket bakımından temerrüdün gerçekleşmediğini, temerrüt gerçekleşmeden icra takibine başlanamayacağından, takibe itirazlarının yerinde olduğunu, takipte talep edilen alacak tutarında tarafların mutabık olmadıklarını, diğer yandan işlemiş faizin neye göre belirlendiğinin anlaşılamadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili; müvekkili ile davacı banka arasında geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığını, kefalet sözleşmesinin TBK’nın 583. maddesindeki nitelikleri taşımadığını, iki ayrı kefalet sözleşmesi bulunduğundan alacağın hangi kefalet sözleşmesine dayalı olarak talep edildiğinin ortaya konulması gerektiğini, davacı bankanın kredi borçlusunun başka kefilleri de bulunmasına rağmen sadece müvekkili hakkında takip yapılmasından, söz konusu kefillerin kefaletinin müvekkilinin onayı alınmaksızın ortadan kaldırıldığını gösterdiğini, bu nedenle aynı miktarda müvekkilinin sorumluluğunun da ortadan kalkacağını, TBK’nın 587. maddesi gereği kefaletin düştüğünü, TTK’nın 396. maddesindeki anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin kendileri ile işlem yapma yasağı gereğince de kefaletin geçersiz olduğunu, davacı banka ile borçlu arasındaki kredi ilişkisinin … garantisi ile sağlandığını, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğunun … tarafından karşılanmayan miktarla sınırlı olduğunu, ayrıca davacının takipte kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; kefil …’un kefaletinin TBK’nun 583. maddesindeki şekil koşullarını karşıladığı gibi, kefalet tarihinde şirket yönetim kurulu başkanı olmakla eş rızasına da gerek olmadığı, sözleşmede sadece davalının kefaletinin bulunması nedeniyle davalı kefilin TBK’nın 587. maddesine dayalı savunmasının yerinde olmadığı, hesap kat ihtarının usulüne uygun ve geçerli olduğu, temerrüt faizi oranına ilişkin genel kredi sözleşmelerinin 2.7 maddesinde hüküm doğrultusunda, davacı vekiline temerrüt tarihinden takip tarihine kadar davacı bankaca fiilen uygulanan en yüksek faiz oranlarına ilişkin belgeleri sunması için süre verilmesine rağmen, davacı vekilince bir delil sunulmadığı, davacı bankaca sunulan TCMB’ye bildirilen azami kredi faiz oranları tabela faiz oranları olup, kredilere fiilen uygulanan akdi faiz oranlarını göstermediğinden, akdi ve temerrüt faiz oranlarının TBK’nın 88 ve 120. maddelerine göre tespit edildiği, depo talebine konu miktar dava tarihinden sonra tazmin edilmekle, ödeme emrinde tazmin halinde depo talebinin alacak talebine dönüştürülmesi talep edilmiş olmakla, bu durum dikkate alınarak hüküm kurulduğu, …’den tahsil edilen alacak bakımından … adına davacı bankanın bu bedeli davalılardan tahsil etmeye yetkili ve yükümlü olması nedeniyle, … tarafından yapılan ödemenin takip borcundan düşülmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile takibin … no’lu kredili mevduat hesabı yönünden toplam 6.993,65 TL üzerinden devamına, alacağa %44,16’yı geçmemek üzere %19,50 oranında avans faizi uygulanmasına; … no’lu taksitli kredi yönünden 1.885.318,21-TL üzerinden devamına, alacağa %28,32’yi geçmemek üzere %19,50 oranında avans faizi uygulanmasına; … no’lu işlek kredi yönünden toplam 1,048.910,88-TL üzerinden devamına, alacağa %7,50 faiz uygulanmasına; … no’lu işlek kredi yönünden toplam 1.180.591,40-TL üzerinden devamına, alacağa %7,80 oranında faiz uygulanmasına; … no’lu DBS kredisi yönünden toplam 10.731,63-TL üzerinden devamına, alacağa %48’i geçmemek üzere %19,50 oranında avans faizi uygulanmasına; … no’lu teminat mektubu tazmin bedeli yönünden toplam 88.541,20- TL üzerinden devamına, alacağa %72’yi geçmemek üzere %19,50 oranında avans faizi uygulanmasına; takipten sonra ödenen gayri nakdi kredi bedeli olan 766.600-TL’ye yönelik itirazın iptali ile 766.600-TL’ye 25.052018 tarihli bankanın ödeme tarihlerinden itibaren ticari reeskont faizi ve BSMV uygulanmasına, başlangıçta depo olarak talep edilen alacak hariç diğer alacaklarda asıl alacak miktarı toplamı olan 4.205.978,25-TL’nin %20’si olan 841.195.65-TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, koşulları oluşmadığından davalılar lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; mahkemece dava konusu olmayan alacak kalemleri için karar verildiğini, bu kapsamda takip talebinin 1, 5 ve 6. sırasında yer alan kredilerin takip tarihinden sonra tahsil edilerek kapandığını, bu nedenle bu kredilerin davaya konu edilmediği belirtilmesine rağmen hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, takip talebinin 2, 3 ve 4. sırasında yer alan krediler yününden ise kısmen kabul kararı verilerek yasa ve mevzuata aykırı hüküm oluşturulduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporları ile bu alacak kalemleri bakımından hatalı tespitler yapıldığını, bilirkişi raporlarında sözleşmede belirtilen faiz ile ilgili hükümler dikkate alınmayarak, faiz oranının hangi kıstasa göre hesaplandığının belirtilmediğini, esas alınan bilirkişi raporlarının yetersiz olup denetime elverişli olmadığını, bu nedenle bilirkişi raporlarına karşı itirazları da değerlendirilmek suretiyle, genel kredi sözleşmesinin faize ilişkin hükmü de dikkate alınarak, müvekkilinin kredi kullandırdığı dönem içerisindeki Merkez Bankası’na bildirdiği akdi ve temerrüt faizine ilişkin genelgeler dikkate alınarak, yine müvekkilinin o dönem için ticari kredilere fiilen uyguladığı akdi ve temerrüt faiz oranları da tespit ettirilerek, yapılacak hesaplama sonucu alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiğini, yetersiz bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmaması nedeniyle müvekkilinin alacağı hakkında hatalı hüküm verildiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça, genel kredi sözleşmeleri kapsamında davalı asıl borçluya kullandırılan nakit ve gayrı nakit alacağın tahsili/depo edilmesi istemiyle asıl borçlu ve müteselsil kefil hakkında başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemiyle dava açılmış olup, mahkemece bilirkişi tarafından TBK’nın 88 ve 120. maddelerine göre avans faizi oranın %50 fazlası akdi ve %100 fazlası temerrüt faizi esas alınarak yapılan hesaplamaya istinaden oluşturulan bilirkişi raporu esas alınarak, yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın varlığı ve davalıların sorumluluğu bakımından uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, kredilere uygulanacak akdi ve temerrüt faiz oranlarının ve buna bağlı olarak talep edilebilecek alacak miktarının tespitine ilişkindir. Takip talebinin nakdi alacaklara ilişkin 1. sırasında yer alan … no’lu kredi, 5. sırasında yer alan … no’lu DBS kredisi ve 6. sırasında yer alan … no’lu tazmin edilen gayrı nakdi kredi alacağı, takip sonrası ve dava tarihi öncesi tahsil edildiği belirtilerek, davacı tarafça dava konusu edilmemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu kredilerin tamamının tahsil edilerek kapatıldığı tespit edilmiştir. Buna rağmen mahkemece bu hususta gerekli inceleme yapılmadan, bilirkişi raporu aynen kopyalanıp yapıştırılmak suretiyle, taleple bağlılık ilkesi ihlal edilerek bu alacak kalemleri bakımından hüküm verilmesi doğru görülmemiştir. Taraflarca akdedilen genel kredi sözleşmelerinin 2.6 maddesinde, ödeme planına bağlanmış kredilerde ödeme planında belirtilen faiz oranlarının, diğer kredilerde ve ödeme planında faiz oranlarına yer verilmediği durumlarda ise kredi kullandırım tarihinde bankanın bildirdiği faiz oranının geçerli olacağı, müşteri ile ayrıca mutabakata varılmamış ise faiz oranının, kullandırım tarihinde aynı tür krediler için cari olan en yüksek oranları geçmemek üzere bankaca belirleneceği; 2.7 maddesinde ise, borcun muaccel hale gelmesi halinde bu tarihten müşteriye yapılacak ihtarda belirtilen sürenin hitamına kadar geçecek süreye kadar bankaca uygulanan cari en yüksek işlek kredi faiz oranının uygulanacağı, temerrüt tarihinden itibaren bankanın müşteriye kullandırdığı kredi türlerine kredi kullandırım tarihi ile temerrüt tarihi arasındaki süre içinde bankaca uygulanan en yüksek kredi faiz oranının iki katı tutarında, esas alınacak nakdi kredi riskinin bulunmaması halinde ise bu dönem içerisinde bankanın nakdi ticari kredilere uyguladığı en yüksek kredi faiz oranının iki katı tutarında temerrüt faizi uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Uyuşmazlık konusu alacak ticari nitelikli genel kredi sözleşmelerine dayalı olduğundan, uygulanacak faiz oranı yönünden TBK’nın 88. ve 120. maddelerindeki sınırlamaların uyuşmazlık konusu alacaklar bakımından uygulanması mümkün değildir. Yargıtay 11 ve kapatılan 19. Hukuk Daireleri ile HGK’nın yerleşik uygulamaları gereğince, temerrüt faizine esas alınacak faiz oranı, banka tarafından müşterilerine fiilen uygulanan faiz oranı olup, bankanın talep ettiği oranda temerrüt faizi işletilebilmesi için TCMB’ye bildirilen oranın değil, belgelenmesi halinde bankanın fiilen uyguladığı akdi faiz oranlarının esas alınması gerekmektedir. Bankalar tarafından TCMB’ye uygulanacağı bildirilen, ancak müşterilerine uygulamadıkları en yüksek faiz oranları, temerrüt faizinin belirlenmesine esas alınmamaktadır. Somut olayda dayanak kredi sözleşmelerinde ayrıca bir akdi veya temerrüt faiz oranı belirlenmemiş olup, davacı tarafça fiilen uygulanan faiz oranlarına ilişkin bir belge de sunulmamıştır. Bu durumda davacı bankanın uyuşmazlık konusu kredilere uyguladığı akdi faiz oranlarının tespiti gerekmektedir. Bu kapsamda davacı bankaca davalıya kullandırılan ve takip talebinin 2. sırasında yer alan taksitli ticari krediye fiilen uygulanan faiz oranlarını açıklaması ve bu krediye fiilen uygulanan faiz oranlarını gösterir belgeleri ibraz etmesi için davacı vekiline süre verilmesi ,ayrıca bilirkişi tarafından tahakkuk eden faiz oranının tesbiti mümkün olduğundan bankacı bilirkişiden ek rapor alınarak, bankaca davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz oranı ve sözleşme hükmü doğrultusunda temerrüt faizi oranı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi; ayrıca ayrıca davacı bankaca kat tarihi ile temerrüt tarihi arasında hesaplanan akdi faizin asıl alacağa ilave edilmediği ,bu durumun borçlu lehine bir durum olup, temerrüt tarihine kadar işleyen akdi faizin işlemiş temerrüt faizine ilave edilmesi gerektiğinden, anılan ilkelere göre yapılan hesaplama yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2020 Tarih 2018/383 Esas – 2020/239 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/03/2023