Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/834 E. 2020/791 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/834
KARAR NO: 2020/791
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2015/533 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/09/2020
İhtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararın ihtiyati tedbire itiraz eden/davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili; müvekkilinin … ile birlikte … AŞ ye ortak olduğunu, şirketin müşterek imza ile temsil edildiğini, … Bank Gaziantep Şubesinden 5.000.000-usd limitli kredi kullanıldığını, davacının ayrıca sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla da imzalayarak aile konutu olarak kullandığı ev üzerine 9.000.000-TL bedelli ipotek tesis ettiğini,ayrıca 08.04.2014 vade tarihli 4.000.000-usd bedelli bonoyu da avalist olarak imzaladığını, Nisan 2013 itibariyle kullanılan kredilerin ödendiğini, müşterek imzalı olarak kredi talep edilmemesine rağmen kredi kullanıldığının ve ödenmediğinin müvekkilince öğrenildiğini, kredi talebine ilişkin belgeler incelendiğinde müvekkilinin imzalarının taklit edildiğinin anlaşıldığını,bankanın işlem tarihinde görevde olan tüm yöneticileri hakkında …Anadolu C.Başsavcılığının 2015/70095 Sor nolu dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, bankanın İst. … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi,bonoya dayalı olarak İst. … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla kambiyo senedine dayalı mükerrer takip başlattığını belirterek takiplerin teminatsız olarak durdurulmasını talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI VE SÜREÇ: Mahkemece, 02/06/2015 tarihli ara karar ile; davacı tarafından sahtelik iddiasında bulunulması,yapılan suç duyuruları ve soruşturma dosyaları, H.M.K. 209.ncu maddesi dikkate alınarak, ileride hak kaybına sebebiyet vermemek adına İst. … İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyasındaki icra takibinin durdurulmasına, diğer takip dosyası bonoya dayalı olup, davacının avalist sıfatıyla imzaladığı, imzasını inkar etmediği ve TTK 702/2 fıkrası nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğüne ait … esas sayılı icra takibinin durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir kararına itiraz üzerine mahkemece; 04/02/2016 tarihli ara karar ile; davacı taraf kredi talep formlarındaki ve avalli poliçedeki imzasını inkar etmesi nedeniyle tedbirin H.M.K. 209.maddesine göre verildiği, ipotek konusu gayrimenkulün satılarak paraya çevrilmesi halinde H.M.K. 389. maddesine göre telafisi imkansız zarar oluşacağı gözetilerek ihtiyati tedbire karşı yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
TALEP: Davalı vekili 20/04/2019 tarihli dilekçesi ile ; müflis bankanın … A.Ş.’ye hitaben 20/08/2013 tanzim tarihli 15/08/2014 vadeli 499.994-USD tutarındaki poliçeye verdiği avalinden dolayı (05/06/2018 tarihli bilirkişi kök raporunun 9.sayfasında bu poliçe bedelinin … A.Ş.’ye 18/08/2014 tarihinde banka tarafından ödendiği tespit edilmiştir) davacının sorumluluğu bulunduğundan şimdilik 499.994-usd İİK 72/3 maddesi hilafına olarak 02/06/2015 tarihinde teminatsız olarak verilmiş ve 4 yıldır devam eden kararın kaldırılmasına bu kadarlık kısım için takibe devamı yönünde karar ihdasına, ihtiyati tedbirden dolayı alacağın tahsiline yönelik icra dosyasında tasarrufta bulunulamaması nedeniyle iflas masası ve davacı borçlunun zarara uğraması nedeni ile geçici nitelikte önlem olan ihtiyati tedbir kararının artık kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: İstinafa konu ara kararı ile; 04/02/2016 tarihli ara karardaki aynı gerekçelerle ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili; davacının, kefaletinden ve bonoya verdiği avalinden dolayı borcu bulunduğunu, bono ile ilgili olarak kambiyo yoluyla haciz takibi yapıldığını,icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini,ipotek resmi senedi ve imzaların inkar edilmediğini, mahkeme gerekçesindeki H.M.K. 209.maddesinde belirtilenin aksine adi bir senetteki yazı ve imza niteliğinde olmadığını,poliçenin aslı ve ödendiğine dair dekont aslının mahkemeye sunulduğunu,poliçeden kaynaklı davacının sorumluluğunun bulunduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: H.M.K. 341/1.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinin nihai kararları ile ihtiyati tedbir talebinin reddine ve bu taleplerin kabulü halinde ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir.H.M.K. 396. maddesi “Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” şeklindedir. Somut olayda ihtiyati tedbir kararının veriliş ve itiraz tarihlerine göre istinafa konu edilen ara kararı itiraz üzerine verilmiş bir karar olmayıp ; itiraz üzerine verilen karardan sonra tekrarlanan ihtiyati tedbirin kaldırılması talebine ilişkindir. H.M.K. 395/2 ve 396/2 maddelerinde, aynı yasanın 394.maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına atıf yapmış, kanun yolunu düzenleyen beşinci fıkraya atıf yapmamıştır. Beşinci fıkraya atıf yapılmamasının sebebi de madde gerekçelerinde açıklanmış olup ;gerek teminat üzerine verilen kararlara karşı, gerekse durum ve koşulların değişmesi üzerine verilen kararlara karşı kanun yolu öngörülmediği belirtilmiştir. İstinafa konu edilen ara kararına kanun yolu açık olmayıp, ancak ilk derece mahkemesine itiraz mümkündür.Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbire itiraz eden/davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 346/1 maddesi uyarınca usulden reddine, Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K. 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/09/2020