Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/821 E. 2022/1462 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/821
KARAR NO: 2022/1462
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2019
NUMARASI: 2016/924 Esas 2019/1272 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalıya mal sattığını, davalının personelinin imza karşılığı ürünleri teslim aldığını, fatura bedelini ödemediğini, Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı- borçlunun yetkiye ve borca itiraz ettiğini, davalının yetkiye itirazının yerinde olmadığını, HMK 10. maddesinde sözleşmenin ifa yeri mahkemesinin yetkili olduğunun yazıldığını, faturaya konu malların Bakırköy adresinde davalının çalışanına teslim edildiğini, HMK 10 ve TBK 89. maddesine göre de para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğini bu nedenle Bakırköy İcra dairelerinin yetkili olduğunu, borçlunun yetki ve borca itirazının yerinde olmadığını belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davalının ikametgahının Malatya olduğunu, yetkili icra dairesinin Malatya İcra Daireleri olduğunu, müvekkilinin tacir olmadığını, takibe konu işin ticari bir iş olmadığını, mahkemenin görevsiz olduğunu, ayrıca müvekkilinin davacı ile dayanak fatura kapsamında hiçbir alışverişi olmadığını böyle bir borcunun olmadığını, davacının ismen belirttiği … müvekkilinin çalışanı olmadığını, adı geçenin müvekkili adına imza ve vekalet yetkisinin olmadığı, TJK kayıtlarında mevcut bir seyislik belgesi ve imza yetkisi bulunmadığı müvekkil ve davacı arasında bir sözleşme olmadığını, davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacı dava ve takibe konu 3 adet fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu iddia ettiği, davalının icra dairesinin yetkisine, mahkemenin görevine itiraz ile, faturalarda teslim alan olarak imzası bulunan …’ın çalışanı olmadığı savunması ile davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, TBK 89. maddesi gereğince para borçlarında yetkili mahkemenin ifa yeri olan alacaklının ikametgahı mahkemesi olduğunu, davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının yerinde olmadığı,Türkiye Jokey Kulübü’nün yazısı ve davalının geliri dikkate alınarak mahkemenin görevli olduğu , 13/02/2013 tarihli … nolu 3.602,88-TL tutarlı, 28/02/2013 tarihli … nolu 3.659,04-TL tutarlı, 02/03/2013 tarihli … nolu 3.124,60-TL tutarlı irsaliyeli faturalarda teslim alan olarak imzası bulunan …’nın duruşmada alınan beyanında imzaların kendisine ait olduğunu davalıya ait Veli Efendi Hipodromunda bulunan atın bakımını yaptığını beyan ettiği, SGK kayıtlarında …’ın 22/02/2012 – 23/03/2013 tarihleri arasında davalının ortak ve yöneticisi olduğu … Ltd. Şti.’nde çalıştığının bildirilmesi karşısında, davalı vekilinin …’ın davalı çalışanı olmadığı yönündeki iddiasının somut gerçeğe uygun düşmediği, tanığın davalı çalışanı olduğu, davacı tarafından faturaya konu malların davalıya teslim edildiğinin ispatlanması nedeniyle davanın kısmen kabulü ile, davalının asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin devamına, davalının mütemerrit olmadığı gerekçesiyle işlemiş faize yönelik talebin reddine, likit alacak nedeniyle hükmedilen miktarın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1- Davacı vekili; 6102 sayılı TTK’nun 1530/4-a fıkrası uyarınca sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre 5. fıkraya aykırı ise faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsiz ise mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden 30 günlük sürenin sonunda temerrüde düşeceğini, dayanak irsaliyeli faturaların mal ile borçluya teslim edildiğini,fatura tarihlerini izleyen 30. günden itibaren faiz istenebileceğini, mahkemece takipten önceki faiz isteğinin reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğundan kararın bu kısım bakımından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili; müvekkilin ikametgahının Malatya olduğunu, taraflar arasında herhangi bir sözleşme olmadığında ifa ya da yetki kaydı bulunmadığını, davacının mal teslim alan şahsa ilişkin beyanlarını kabul etmediklerini, ilgili şahsın müvekkilin çalışanı olmadığı gibi müvekkil adına işlem yapmaya da yetkilendirilmediğini,şirketin ayrı bir kişiliğinin olduğunu,tanık dinletilmesine muvafakatları bulunmadığını, müvekkili adına işlem yapma, mal teslim alma yetkisi olmayan bir kişiden kaynaklı alışverişten müvekkilinin sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, davacıdan mal teslim aldığını iddia eden …’ın dava dışı şirketin çalışanı olduğunu,tanık olarak beyanına itibar edilemeyeceğini, müvekkilin sahip olduğu koşan tek atı …’nın koşu ve tarihlerini belirten belgede atın 05/12/2012 tarihinde İstanbul hipodromunda en son koşusunu yaptığını, 08/02/2013 tarihinde Bursa’da koştuğunu, yarış ilaç masraflarının Bursa’dan temin edildiğini, bu tarihten sonra atın yarışlardan çekilerek Malatya’daki çiftliğe gittiğini,fatura tarihlerinin 13/02-28/02-02/03/2013 olduğunu, çelişkilerin bilirkişi raporunda değerlendirilmediğini, müvekkilin tacir olmaması nedeniyle davacının ticari defterlerinin dikkate alındığını , davacının alacağın varlığını kanıtlayamadığından davanın reddi gerekirken davanın kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davanın konusu üç adet satım faturasından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında alacaklı tarafından borçlu aleyhine 3 adet faturaya istinaden toplam 12.716,61- TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmış,borçlu tarafından yetkiye, borca ve faize itiraz edilmiştir. Davacı tarafından davalı adına düzenlenen 3 adet irsaliyeli faturanın davalının çalışanına teslim edildiği ve borcun ödenmediği ileri sürülmekte, davalı taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığı irsaliyeli faturayı teslim alan kişinin kendi çalışanı olmadığı, fatura tarihi itibariyle atın İstanbul’da bulunmadığı, icra dairesinin ve mahkemenin yetkili olmadığını,mahkemenin görevli olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Davalının yarış atı sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Yarış atı yetiştiriciliği faaliyeti zirai faaliyettir. Bir tarım işletmesi TK 13/1 maddesindeki ifadeye göre, işlerinin hacim ve ehemmiyeti ticari muhasebeyi gerektirdiği ve ona ticari veya sınai bir müessese şekil ve mahiyetini verdiği takdirde ticari işletme olarak kabul edilebilecektir. Tarım işletmesinin fiilen ticari muhasebe tutup tutmamasının önemi yoktur. Önemli olan işlerin hacim ve ehemmiyetinin bir ticari muhasebeyi gerektirip gerektirmediği ve ona ticari veya sınai bir müessese şekil ve mahiyetini verip vermediği hususudur. (Tarım İşletmelerinin Hukuki Yapıları. Doç. Dr. Akel Ölçel) Davalının birden fazla yarış atı sahibi olduğu, dosyada ki delillerden de anlaşıldığı üzere at yarışlarından elde ettiği gelirin bilanço esasını aşan miktarda olduğu anlaşılmakla davalının zirai işletme sahibi olduğu belirlenmekle davalının gelir durumuna göre tacir düzeyine aştığı anlaşılmakla mahkemenin görevine yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. İİK’nın 50. maddesinde icra dairelerinin yetkisinin belirlenmesinde HMK’nın ilgili maddesine atıf yapılmış sayılacağı kabul edilmiştir. HMK’nun 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesidir. Aynı yasanın 10.maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.Sözleşmenin ifa edileceği yer ise, 6098 sayılı TBK’nun 89. Maddesine göre aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Alacaklının ikamet adresi Bakırköy olması sebebi davalının yetkiye itirazları da yerinde değildir. Türkiye Jokey Kulübüne ait yazıda İstanbul Hipodromunda 330 nolu ahırın 01/01/2013-30/03/2013 tarihlerinde …’e ait … isimli ata tahsis edildiği ilgili atın 25/03/2013 tarihinde ahırdan çıkartıldığı bildirilmiştir.Buna göre fatura tarihleri itibarı ile davalıya ait atın tahsis edilen ahırda olduğu ,İhbar olunan kişi dışında birinin belgelendirilmediği ,atın bakıcısı olduğu ve ilaçları teslim aldığının açıkça kabul edilmesi karşısında , davacı tarafından fatura konusu ürünlerin davalı tarafa teslim edildiğinin kabulü gerekir. …’ın faturalarda teslim alan olarak imzası bulunduğundan ,atfedilen imza hususunda beyanının alınmasında hukuka aykırılık yoktur.Atın bakımından sorumlu olan kişi fatura muhteviyatı ilaçları da davalı adına teslim almaya yetkilidir. TTK’nın 1530. maddesi, sadece mal ve hizmet tedariki amacıyla akdedilen sözleşmelerde uygulanır. Satış sözleşmelerinde uygulanması mümkün değildir.Temerrüt ihtarı gönderilmeden davalı mütemerrit addedilemeyeceğinden işlemiş faiz isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle ;davacı faturalar muhteviyatı ürünlerin satışı nedeniyle alacağını talep etmekte haklı olup,asıl alacak bakımından itirazın kısmen iptali ile likit alacak nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinde ve işlemiş faizi isteğinin reddine ilişkin hükümde isabetsizlik görülmemiştir. İstinaf nedenleri yerinde olmayan davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Alınması gereken 709,50-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 117,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 592,10-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Taraflarca yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/10/2022