Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/814 E. 2022/1617 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/814
KARAR NO: 2022/1617
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/02/2020
NUMARASI: 2018/429 Esas 2020/93 Karar
DAVA: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, Müvekkili ile davalı sigorta şirketi arasında 26.10.2016 tarihinde acentelik sözleşmesi imzalandığını, davalı sigorta şirketi tarafından acentelik sözleşmesinin tek taraflı olarak 02.01.2018 tarihinde 3 ay sonra geçerli olacak şekilde feshedildiğini, müvekkilinin davalı ile imzaladıkları acentelik sözleşmesi uyarınca, davalı ile bir çok müşterisi arasında sigorta sözleşmesi imzalanmasına aracılık ettiğini, müvekkilinin yaptığı sözleşmeler dolayısıyla hak kazanacağı komisyonların bir kısmını, primlerini taksitli olarak yatırılması sebebiyle tahsil edemediğini, ayrıca fesih tarihinden sonra müşteriler tarafından zeyilname ile uzatılacak bir çok sigorta sözleşmesi bulunduğunu, ancak müvekkilinin zeyilname ile uzatılacak sigorta sözleşmelerinden doğacak komisyon alacaklarına, davalı sigorta şirketinin acentelik sözleşmesini feshi sebebiyle kavuşamadığını, şimdilik 500,00 TL denkleştirme tazminatı ve 500,00 TL komisyon alacağı olmak üzere toplam 1.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, Davacının denkleştirme tazminatına hak kazanmadığını, talep edebilmesi için sözleşmenin sigorta şirketi tarafından haksız yere feshedilmesi gerektiğini ve söz konusu fesihin haksız olmadığını, müvekkilinin şirket uygulaması gereği almış olduğu karar neticesinde davacı yanın acentelik sözleşmesini 3 ay sonra etkisini doğurmak üzere feshettiğini ve belirsiz süreli sözleşmelerin ihbar süresine uyularak tek taraflı feshedilebileceğini, davacının acente ağırlıklı olarak ZMMS branşından poliçe üretimi yaptığını, ZMMS zorunlu sigorta olduğundan bu anlamda müvekkile üretim ve müşteri portföyü kazandırmadığını, bu sebeple müvekkilinin menfaat elde etmediğini, davacının müvekkili dışında başka sigorta şirketleriyle de çalıştığını, sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesi nedeni ile davacı acentenin komisyon ve portföy tazminatı alacağı talebinin bir dayanağı bulunmadığını, davacının halen tüm sigortacılık faaliyetlerine devam ettiğini, davacının 30/06/2018 tarihi itibari ile komisyon hesaplarında borç bakiyesi bulunduğunu, prim hesabında alacağı bulunmakta olup bu alacak acentenin değil iptal edilen poliçelerden kaynaklanan iade edilmesi gereken sigortalıların alacağı olduğunu ve tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafın yaklaşık 16 ay davalının acenteliğini yaptığı, Acentelik Sözleşmesi’nin 22/1 maddesine uygun şekilde sözleşmenin davalı tarafça feshedildiği, davacının başka sigorta şirketlerininde acenteliğini yaptığı, davalı sigorta şirketinin davacının getirmiş olduğu yeni müşteriler sayesinde önemli bir menfaat elde ettiğine dair tespit yapılamadığı, bundan başka davacı tarafından davalı sigorta şirketine kazandırmış olduğu müşteriler ve sonrasında kısa sürede yapılacak olan işlerle ilgili şayet sözleşme devam etmiş olsaydı bir gelir elde edeceğine dair de tespit yapılamadığından davacının denkleştirme tazminatı hak etmesi için gerekli koşulun oluşmadığı, diğer talep yönünden bilirkişi raporuna göre davacının komisyon alacağı değil borcu olduğu tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, mahkemece yeterli araştırma yapılmadan davanın reddine karar verildiğini,bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporun yeterli olmadığını, haklı gerekçelerle bilirkişi raporuna itiraz edilmişse yerel mahkemece dosya ek rapor yahut yeni bir rapor aldırılmak üzere bilirkişiye tevdii edilmediğini,TTK m. 122’de her ne kadar “menfaat elde ediyorsa” ifadesi kullanılmış olsa da sigorta şirketinin somut bir menfaat elde etmesinin şart olmadığını, geleceğe dönük tahminde bulunulması, bu amaçla bir nevi simülasyon yapılması gerektiğini, Oysa bilirkişi incelemesinde bu yönde bir çaba sarfedilmediğini, dosya içerisine trammer ve sagmer kayıtları getirilmeden gerçeğin objektif olarak bilinmesinin mümkün olmadığını,Devam eden poliçeler ile zeyilname yapılarak uzatılabilecek sigorta sözleşmeleri dikkate alındığında acentenin komisyon alacağı bulunduğu tespit edileceğini, yerel mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulune karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, Acentelik sözleşmesinin olağan feshinden kaynaklanan denkleştirme tazminatı ve komisyon alacağı istemlerine ilişkindir. TTK 122.maddede denkleştirme tazminatı düzenlenmiş olup Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanununu 23/16.maddede ise ” Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesi, sigorta şirketinden tazminat talep edebilir. Ancak, sigorta acentesinin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması halinde tazminat hakkı düşer.” şeklinde düzenleme mevcut olup özel kanun-genel kanun ilişkisi dikkate alındığında, Sigortacılık Kanunu’ndaki acenteye ilişkin hükümler sigorta acenteleri hakkında öncelikle uygulanacaktır. TTK m. 122 uyarınca acentenin denkleştirme tazminatı talep edilebilmesi için aranan koşullar; sözleşmenin sona ermesi, yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da “önemli menfaatler” elde edilmesi, acentenin ücret kaybına uğraması, denkleştirme ödenmesinin hakkaniyete uygun olmasıdır. Ancak Sigortacılık Kanunu’nda acentenin ücret kaybına uğraması koşulu yer almamaktadır. Sigortacılık Kanunu’nda denkleştirme için aranan kıstaslar, müvekkilinin menfaati ve hakkaniyetttir. Denkleştirme talebi için kanunun aradığı şartlar kümülatiftir. Bu bağlamda, öncelikle yeni müşteri çevresinin yaratıldığını, var olan müşterilerle ilişkinin geliştirilip genişletildiğini ve bu müşteriler sebebiyle müvekkilinin önemli menfaatler elde ettiğini ispat yükü acente üzerindedir. Buna mukabil müvekkil, denkleştirme talebinin hakkaniyete uygun olmadığını veya bedelin indirilmesi gerektiğini ispat yükü altındadır (Aslan Kaya, Acentelik, 2013 Baskı, sayfa 102 vd., 227 vd.) (Yargıtay 11 HD 2016/2170 E.- 2017/2780 K. Sayılı ve 10.05.2017 tarihli ilamı) Somut davaya bakıldığında taraflar arasında 25.10.2016 tarihinde Acentelik Sözleşmesi imzalandığı, Acentelik sözleşmesinin 22.1 maddesine göre tarafların belirsiz süreli olarak akdedilmiş bu sözleşmeyi üç ay önceden ihbarda bulunmak suretiyle her zaman, tek taraflı olarak ve hiçbir koşul aramaksızın feshetmeye yetkili oldukları düzenlenmiş olup olağan fesih şeklini öngören bu hükme uygun olarak Davalı sigorta şirketinin Beyoğlu …Noterliğinin 02.01.2018 tarih ve … yevmiye no’lu fesih ihtarnamesi ile 3 ay sonra etkisini göstermek suretiyle Acentelik sözleşmesinin tek taraflı olarak feshettiği, Davacı Acente’nin TTK 122.madde uyarınca Denkleştirme tazminatını ve Acentelik sözleşmesinin 30.maddesine göre komisyon alacağını talep ettiği anlaşılmaktadır. 5684 sayılı Sigortacılık Kanununu 23/16.maddesine göre denkleştirme tazminatını isteyebilmesi için Acente(nin yeni müşteri çevresinin yaratıldığını, var olan müşterilerle ilişkinin geliştirilip genişletildiğini ve bu müşteriler sebebiyle müvekkilinin önemli menfaatler elde ettiğini ispatlaması ve bu yönde somut delillerini dosyaya sunması gerekmekte olup bu yönde ne tür poliçeler düzenlendiği, poliçelerin süresi ve davalı şirkete kazandırılan önemli menfaatler kanıtlanamamış olup her ne kadar davacı vekili belgelerin istenmesinin bilirkişilerin görevi olduğunu iddia etmiş ise de ispat yükünün Davacı Acente’de olması, süresinde yazılı delillerin ibrazı gerektiği ve bunun bilirkişi sorumluluğunda olmadığı anlaşıldığından denkleştirme tazminatına yönelik eksik inceleme ve istinaf sebebi yerinde değildir. Komisyon alacağı talebi yönünden ise acentelik sözleşmesinin; Feshin devam eden poliçelere etkisi başlıklı 30.maddesinde “Sözleşmenin sona ermesi, sona erme tarihinden önce tahakkuk eden alacaklara ve sözleşmenin sona ermesinden önce müşterilere doğrudan doğruya şirket veya şirketi temsilen acente tarafından akdolunan sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan ve sözleşmenin sona ermesinden sonra tahakkuk edecek komisyon alacaklarına halel getirmez.Aynı hüküm, söz konusu sigorta sözleşmleri için sözleşmenin sona ermesinden önce veya sigorta sözleşmesinin bitiminden önce olmak kaydıyla sözleşmesinin sona ermesinden sonra düzenlenmiş zeyilnamelerden kaynaklanan komisyon alacakları için de geçerlidir.” hükmünü içermekte olup taraflarca sunulan üretim raporları üzerinde ürün kodları Tramer’den sorgulanarak yapılmış bilirkişi incelemesine göre üretim rakamında tarafların mutabık olduğu ‘ve uyuşmazlık konusu komisyon borç alacak ilişkisinin kalmadığı tespit edilmiş, bunun dışında davacı tarafça poliçelerin süre uzatım taleplerine veya müşteri bazlı diğer ürün taleplerine ilişkin somut delil ibraz etmediği anlaşıldığından komisyon alacağına yönelik eksik inceleme ve istinaf sebebi yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle istinaf yoluna başvuran davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 6,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 74-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/11/2022