Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/810 E. 2022/1588 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/810
KARAR NO: 2022/1588
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2020
NUMARASI: 2018/240 Esas 2020/52 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2018/662 ESAS 2018/823 KARAR SAYILI DOSYASINDA
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Davanın kısmen kabul-reddine ilişkin kararın davacı -birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin “…” firması ile 3.168 adet rezervuarın adet başı 98-euro birim fiyat üzerinden toplam 310.464-euro satışı hususunda anlaştıklarını, 3.168 adet emtianın beher tır başına 792 adet yükleme yapılarak toplamda 4 tır olarak, 05.09.2014 ile 11.09.2014 tarihleri arasında tır başına 3150- € navlun bedeli ile davalı tarafından taşındığını , emtia karayolu ile İstanbul’a nakledildikten sonra davalı yanca konteynere yükleme yapılarak sırası ile denizyolu+karayolu+demiryolu+karayolu sevkiyatları sonrasında 23.09.2014 ile 26.09.2014 tarihleri arasında alıcı firmaya taşındığı ;taşıma sonunda , … sayılı konteynerde 280 adet, … sayılı konteynerde hasarsız, … sayılı konteynerde 310 adet , … sayılı konteynerde 340 adet hasarlı olmak üzere toplam 930 adet ürünün CMR Belgesine göre hasarlı biçimde nakledildiğini, dava dışı “…” firması tarafından hasarlı olan 930 adet ürünün bedeli düşüldükten sonra sağlam olarak teslim alınan 2.238 adet ürünün bedelinin müvekkili firmaya ödendiğini, ancak 930 adet hasarlı ürünün dava dışı firma tarafından teslim alınmadığını ve ödeme yapılmadığını, ancak tır başına 3.150 €’dan toplam 4 adet tır ile nakliye bedeli olan 12.600 -euro navlun bedelinin davalıya ödendiğini , hasarlı olup, teslim alınmayan 930 adet ürün karşılığının 91.140-euro olduğunu,930 adet hasarlı emtianın iade işlemlerinin güçlüğü dikkate alınarak başka firmaya satılması için alıcının adresinden yeni adrese nakliyesi, depolanması, kurtarılabilecek durumdakilerin onarımı, bakiyesinin imhası için Almanya’da bulunan … firması ile anlaştıklarını ve bu işlemler için toplam 16.595-euro ödendiğini, daha sonra 930 adet emtianın 900 tanesinin kurtarıldığını ve … firmasına 72.000-euro bedel ile satıldığı, böylelikle müvekkilinin hasarlı olması nedeni ile satamayacağı 930 adet ürünün bedeli olan 91.140 euronun üzerine hasarlı ürünlerin nakliyesi ve işlemleri için 16.595 euro’luk bir harcama daha yapmak zorunda kaldığını, toplam zarar miktarının 107.735-euro olup ödenen 72.000 -euro düşüldüğünde 35.735 -euro zarar ettiğini , müvekkilinin bu zarar için dava dışı sigorta firması olan … Sigorta A.Ş.’ye müracaat ettiğini, ancak tam ziya klozu ileri sürülerek ödeme yapılmadığını , 35.735- euro zararın fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının talep ettiği alacak kalemlerine ilişkin zamanaşımı itirazları olduğunu, ; Davacının, Polonya’dan ithal ettiği toplam 4 tır rezervuarın taşımasının alt taşıyıcı … A.Ş. tarafından yapıldığını ,taraf şirket yetkililerince sağlanan mutabakat gereğince, davacı şirketin ithal ettiği malların İstanbul/ Halkalı’da bulunan …Ltd.Şti’ye ait antrepoya geldiğini, … çalışanlarınca, malların Halkalı’da taşıyıcı …’a ait 4 tıra yüklendiğini,Pendik’e getirilen malların … gemiye yüklendiğini, İtalya’da sona eren … yolculuğunun akabinde,demiryolu ile Almanya’ya gelen dorselerin karayolu ile alıcıya ulaştırıldığı, müvekkili tarafından malların teslim alınma noktası olan Halkalı”dan dorselere yüklenen malların tüm taşıma aşamalarında dorseden hiç boşaltılmadığını, Polonya’dan getirilen ambalajlı malların Halkalı Antrepoda davalı tarafından teslim alındığı, müvekkili şirketin esasen ambalajlı mallar için taşıma işlemine devam ettiğini, taşıma işinin, davalı şirket yetkilileri tarafından tüm önlemler alınarak davacının talimatları doğrultusunda gerçekleştirildiğini , emtianın en güvenli taşıma şekli olan “metal kapalı kasa” dorse ile taşınmış olup, emtia taşıma sırasında kayma veya devrilmeye mahal verilmeyecek şekilde yüklen -diğini,araç içerisinde ambalajlı paketlerin oynayabileceği bir alan bulunmadığını,hasarın taşıma şeklinden kaynaklansa idi tüm tırlardaki malların zarar görmesi gerektiğini, davacı tarafından hasar bildiriminin gereği gibi ve süresinde yapılmadığını, süresinde bildirilmeyen hasardan müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, sigorta şirketinin ekspertiz incelemesini yalnızca fotoğraf üzerinden ve tam ziya olup olmadığı yönünden yaptığını, bu gibi durumlarda sigorta şirketinin acentası ile eksperin bizzat mahallinde tespit yapılması gerekirken;fotoğraflar üzerinden, emtia görülüp incelenmeksizin,davacının beyanlarına itibar edilmek suretiyle rapor düzenlendiğini, ekspertiz raporundaki “ambalajlı mallar içindeki paletlerin kayması” iddiasının ise, olsa olsa taşıyıcı tarafından ilk bakışta anlaşılmayacak uzun yola dayanıklı olmayan hatalı paketlemeden kaynaklandığını, hasarlı olduğu iddia edilen malların bir kısmının tamir edildiği bir kısmının ise imha edildiği beyan edilmesine karşın bu hususta yapılmış bir delil tespitinin de olmadığını, davacının, müvekkili şirkete beyan ettiği zarar miktarı ile dava dilekçesinde talep ettiği bedelin birbirini tutmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili, Müvekkili ile dava dışı … Tic. A.Ş. Arasında taşıma konusunda sözleşme yapıldığı, taşıma sırasında emtiada kısmi hasar oluşmasına rağmen taşıyıcının müvekkilinin zararını ödememesi üzerine oluşan 35.735,00-EURO zararın tahsili amacı ile Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/240 esas sayılı dava dosyası ile açılan davada, davalı … A.Ş.’ninde fiili taşıyıcı olarak emtiayı taşıdığını öğrenildiğini, TTK.’nın 888. Maddesi gereğince her iki taşıyıcının zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davanın Bakırköy 2.ATM’nin 2018/240 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilerek 7.311,50-EURO’nun temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP: Davalı vekili, asıl davada davalı olan … A.Ş. ile davacı şirket … Tic. Ltd. Ştl. arasında; davacı … şirketinin, Polonya’dan ithalatını gerçekleştirdiği toplam 3168 adet “rezervuar’’ niteliğindeki emtianın, Türkiye’den Almanya’ya nakliyesi için anlaşıldiğini, taşıma işi, davacı şirketin bilgisi dahilinde müvekkil şirket … A.Ş. tarafından gerçekleştirildiğini,emtiaların tüm bu taşıma aşamalarında, olduğu gibi dorselerde kaldığını, dorseden hiç boşaltılmadığını, taşıma işinin, diğer davalı … Ticaret A.Ş. ve müvekkil şirket yetkilileri tarafından gerekli tüm önlemler alınarak davacının talimatları doğrultusunda gerçekleştirildiğini, davacı tarafından hasar bildiriminin gereği gibi ve süresinde yapılmadığını, süresinde bildirilmeyen hasardan müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını,zarar iddiasını ve miktarını ispatla mükellef olan davacının bu iddiasını belgelendiremediğini, hasarlı olduğu iddia edilen malların bir kısmının tamir edildiği bir kısmının ise imha edildiği beyan edilmiş olmasına karşın bu hususta yapılmış bir delil tespiti de olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesini 27.05.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile ıslah etmek istediyse de ıslah harcının yatırılmaması nedeni ile geçerli bir ıslah bulunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece, … firmasınca tanzim edilen 20.10.2014 tarihli faturanın tercümesinin dosya arasına alındığı, bilirkişi raporunda, 3 ayrı taşıma süreci sonunda tespit edilen toplam 30 adet emtianın zayii, 900 adet emtianın ise her birinde 18-euro değer düşmesi şeklinde tespit edilen hasar toplamının doğrudan emtia zararı olarak 19.140 -euro olduğu, üç ayrı taşıma süreci sonunda toplam hasar ve zayi kaynaklı masraf-dolaylı zararın ise 10.105-euro olduğu, zararın müterafik kusurla meydana geldiği ve davalının ancak %25 kusurlu addedilebileceği, kusur oranı gözetildiğinde davalının sorumlu tutulabileceği tazminatın 7.311,25-euro miktarında olduğu, her üç seferde sefer başına sınırlı sorumluluk hesabı yapıldığında, hesaplanan tazminatın her halde sınırlı sorumluluk dahilinde kaldığı, kadri marufunda olduğu, CMR Konvansiyonunun 23 ve 25. maddeleri gereğince sınırlı sorumluluk tutarları her bir taşıma için ayrı ayrı belirlendiği, zararın taşıma sonrası hatalı yükleme ve istifleme nedeniyle dorse içindeki yüklerin birbirlerine sürtünmesinden kaynaklandığı, davalı taşıyıcının yükleme ve istiflemede göndereni uyarmadığı, nezaret ve denetim yükümlülüğü bulunduğu, oluşan hasardan % 25 müterafik kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği, % 25 mütarafik kusur oranına göre birleşen dosya davalısı … A.Ş.’nin de, asıl davada davalı ile müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile 7.311,25-euronun davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:1-Davacı vekili, birleşen dosya davalısı yönünden dava tam kabul ile neticelenmesine karşılık bu davalı yararına da vekâlet ücretine hükmedildiğini,Asıl dava yönünden ise emtianın yüklemesi / istiflemesi taraflarınca değil, bizzat davalının kendi çözüm ortağı olduğunu beyan ettikleri ve hizmetini garanti ettiğini bildirdikleri kendi taşeronu olan … firması yani davalı tarafından yapıldığını, davalının anlaşmaya aykırı biçimde dorse yerine konteyner taşıması yapması ve konteynerin aktarmalar sırasında zarar görmesinden kaynaklandığı,hasarın tamamen yükleme/istiflemeden değil de tamamen davalıdan kaynaklan -dığı, dosyaya tercümesi sunulan evraklardan sadece onarıma ilişkin kabul gördüğü belirtilmiş ve fakat onarılan ürünün satışı için yapılan iç nakliye masrafları kabul edilmeyerek toplamda 16.595 € harcamadan sadece 10.105 €’luk kısmının kabul edildiği, zararı azaltma kapsamında onarım yapıldığı gibi onarılan ürünlerin, satılması yani zarar hesabında yapıldığı elde edilen gelirin hasarlı ürün birim fiyatına yansıtılabilmesi için bir yerden bir yere nakliyesi de gerekeceğinden 16.595- €’nun tamamının kabulü gerektiğini, mütefarik kusurun sıradan vakalarda dahi bile ortalama %40 oranında tayin edilmesine karşın somut olaydaki davalının sorumluluk nispetinin %25 belirlenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, dosya içindeki yazışmalardan hasar karşılanması talebinin dava öncesinde mevcut olduğunun sabit olmasına karşın ihtarname olmadığından bahisle faiz istemine dava tarihinden itibaren uygulanmasının da kabul edilebilir olmadığını belirterek kararın kaldırılarak asıl ve birleşen davaların kabulune karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili, Islah talebi kapsamında sunulan ve “birleşen davada zamanaşımı defini ve diğer cevapları içeren” 27.05.2019 tarihli cevap dilekçesinde, “zamanaşımı defi” ileri sürüldüğünü ancak bu talep hakkında mahkemece hiçbir karar verilmediğini, huzurdaki davada (1) yıllık zamanaşımı süresinin başlaması gereken tarihin, söz konusu eşyaların yurtdışındaki alıcı şirkete teslim edildiği tarih olduğunu, davacının davalı müvekkil şirkete karşı açtığı birleşen davada, davanın açıldığı 05.07.2018 tarihi itibariyle olayda uygulanması gereken (1) yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, Asıl davada ve birleşen davada; davalıların sorumluluğu farklı hukuki nedenlerden doğduğundan, asıl davanın davalısı ile birleşen davanın davalısı arasında “eksik teselsül” olduğunu, davacının, asıl ve birleşen davada, müteselsil sorumluluk hükümlerine dayanmadığını bu nedenle; müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanamayacağını, birleşen dava bakımından zamanaşımı süresi kesilmediğini, davalının davacıya karşı sorumluluğunu gerektiren herhangi bir hukuka aykırı iş ve işlemi olmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, Uluslararası taşıma sözleşmesi nedeni ile hasarlanan mallarda oluşan zararın asıl davada taşıyıcı şirketten, birleşen davada fiili taşıyıcı şirketten müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.CMR belgelerine göre; 4 ayrı tırla 4 ayrı taşıma yapıldığı, 4 ayrı taşımadan 3 ünde … nolu konteynerde 280 adet, … nolu konteynerde 310 adet, … nolu konteynerde 340 adet hasarlı ürünün bulunduğu, toplam 930 adet hasarlı üründen yapılan elleçlemeden sonra 900 adet pisuvar için … firmasına fatura düzenlendiği, buna göre 30 adet pisuvarın tam ziya , 900 adet ürünün kısmi hasarlı olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye ‘den Almanya’ya yapılan karma nitelikli taşıma işleminde meydana gelen hasarın tazmini isteminde birleşen dosyada davalı vekili zamanaşımı itirazında bulunmuş olup somut olayda taşıyıcının kasdi veya bilerek kötü hareketi bulunduğuna dair somut delil olmamasına göre CMR Konvansiyonu 32/1 maddesi uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olup teslim tarihinden başlar. Sunulu CMR belgelerine göre mallar 23.09.2014-26.09.2014 tarihleri arasında alıcı firmaya teslim edildiğine göre asıl dava 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde yani 22.04.2015 tarihinde açılmış ve zamanaşımı süresini kesmiştir. Akdi taşıyıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olan fiili taşıyıcıya karşı davacı yan Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/662 esas sayılı dosyasında açtığı davada tazmin bedelinin müteselsilen tahsilini talep etmiş olup TBK 155.madde uyarınca müteselsil borçlulardan birine karşı zamanaşımı kesilince diğerine karşı da kesilmiş olacağından birleşen dosyada davalı vekilinin zamanaşımı defi ve teselsüle karşı istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Dosyaya sunulu deliller, fotoğraflar ve teknik bilirkişi incelemelerine göre ürünlerde oluşan hasarın konteyner içine yanlış yükleme ve istiflemeden kaynaklı ürünlerin birbirine sarsıntı sırasında sürtünmesi sonucu oluştuğu belirlenmiştir.Konvansiyonunda görülen sorumluluk sistemine göre taşıyan eşyayı varış yerinde teslim aldığı haliyle alıcıya teslim etmekle yükümlü olup; güzergah üzerinde yaptığı aktarmalar dahil olmak üzere taşıma süresi içerisinde eşyayı gözetim yükümlülüğü mevcut olup; yükleme yerinden varış mahalline kadar eşyaya gelecek zarardan mesuldür.CMR 17/2 maddesinde eğer kayıp veya hasar ; hasara uğrayan malların ambalajlanmaması yada hatalı ambalajlanmış olması halinde yükün gönderici veya alıcı tarafından alınması, yüklenmesi ve özellikleri gereği özel risklerden doğmuş ise taşıyıcının zarardan sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir.Ancak,yükün ambalajının kifayetsiz ya da ambalajsız olmasından veya araca hatalı istiflenip, sabitlenmesine bağlı tertipleme hatalarından dolayı vuku bulan hasarlardan taşıyıcı sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş olmakla birlikte ambalaj, yükleme, boşaltma ve istifleme gönderici ve alıcıya ait olsa bile taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi ve sorumluluğunun bulunduğu yerleşik yargı uygulamasıdır. Taşınacak emtianın ambalajsız veya ambalajının kifayetsiz olması yada araca ve güzergaha uygun olmayan şekilde sabitlenmesi halinde taşıyıcı göndereni uyarmadan ve CMR’ nin 8 ve 9. Maddelerine uygun olarak taşıma senedine çekince koymadan yükü teslim alır ve yükte bu sebepten hasar meydana gelirse; öncelikle zarara sebep olan hatayı taşıyıcının nezaret borcu esnasında kendi bilgisiyle fark edip edemeyeceğinin tespiti gerekecek; fark edebileceği durumlarda ise hasar kifayetsiz ambalaj veya istif hatasından ya da yükün usulüne uygun bir şekilde sabitlenmemesinden kaynaklansa da zararın taşıyan ve gönderen arasında paylaştırılması ve taşıyıcıya müterafik kusur atfı gerekmektedir.Yükleme ve istif hatasının açıkça göründüğü hallerde kusurun ağırlıklı bölümü gönderenin üzerinde bırakılır. İstiflemenin her türlü yol koşulu öngörülerek, doğru yeterli güven verici bir şekilde yapılması gerekir. Taşıma boyunca pek çok virajdan dönen aracın virajdan dönerken yükün bağlantılarından kurtulması, sürücü kusurundan çok, baştan beri var olan ve seyahat boyunca artan yükleme kusuru teşkil eder. Taşıyıcının sadece müterafik kusur hali dışında sorumluluğu bulunmadığının kabulü gerekir. Bu sebeple doğacak zarardan sorumluluğunun kalkması için taşıyıcının taşıma sözleşmesine ihtirazı kaydını koyması gerekir.Taşıyıcı ihtirazi kayıt koymamış ise emtianın sağlam teslim alındığı kabul edilse de ambalaj ve istifleme yönünden müterafik kusurunun varlığının kabulü gerekir.Somut olayda, hasar malların taşıma aracına doğru yüklenmemesinden ve ambalajlamayı yapmamasından kaynaklandığından hasar oluşumunda gönderici asli kusurlu, ihmali davranışı sebebi ile taşıyıcı tali kusurlu olduğundan taşıyıcının %25 oranında müterafik kusurlu olmasının somut olaya ve hakkaniyete uygun olduğu, her ne kadar davacı vekili yükleme ve istiflemenin kendilerince değil, bizzat davalının kendi çözüm ortağı olan … firması tarafından yapıldığını iddia ederek kusurun davalıda olduğunu beyan etmiş ise de dosyada dava dışı antrepo olarak hizmet vermiş … şirketi ile davalı arasında ortaklık, taşeronluk veya buna benzer bir ilişki bulunduğuna dair somut bir delil bulunmadığı, bu nedenle asli kusurun davacıda olması nedeni ile davacı vekilinin istinaf sebebinin yerinde bulunmamıştır.Ayrıca davacı vekili davalının anlaşmaya aykırı biçimde dorse yerine konteyner taşıması yapması ve konteynerin aktarmalar sırasında zarar görmesinden hasarın oluştuğunu iddia etmiş ise de taşıyıcının “elverişli taşıt” ile taşıma yapması yola elverişlilik ile ilgili olup. TTK m.878/2-d bendi ve CMR m.17/4-d hükümleri gözetildiğinde “yüke elverişlilik” taşıyıcının sorumluluğunda olmayıp tercih davalıya ait değildir. Bu nedenle konteyner taşımasına yönelik davacı vekilinin istinaf sebebi de yerinde değildir. Dairemizin 08.02.2018 tarihli iş bu davaya konu kaldırma kararında belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi’nce 20.10.2014 tarihli faturanın türkçe tercümesi dosyaya getirtilmiş ve yapılan inceleme sonucunda ayıklama,imha,tekrar paketleme,karton maliyeti ve ambalaj imha masraflarının somut olaya uygun ve kadri maruf olup 16.595-euro bedelli faturanın sadece 10.10-euro kısmının kabul edilebilir olduğu, 1 aylık depolama, iç nakliye ve malzeme alet ve edevatlara ilişkin masrafların ise somut olaydaki hasarla doğrudan illiyet bağı içerisinde olmadığı belirtilmiş olmasına göre 20.10.2014 tarihli fatura içeriği gözönüne alındığında hesaplamaya dahil edilmeyen masrafların, tazmin edilmesi istenen zararla doğrudan bağlantısı olmadığı ve içerikleri açıklanmamış masraf kalemlerinin yapılmasının zaruri olup olmadığı ispat edilememiş olmasına göre hesaplamaya dahil edilmemesinin isabetli olduğu, kabul edilen 10.105-euro masraf bedelinden davalının sorumlu olduğu kusur oranına göre 2.526,25 EURO masrafın gerçek zarar kalemine eklenmesi gerekmektedir. İlk Derece Mahkemesi’nce yaptırılan bilirkişi incelemesinde kaldırma kararı doğrultusunda 3 ayrı taşıma süreci sonunda tespit edilen toplam 30 adet emtianın zayii, 900 adet emtianın ise her birinde 18-euro değer kaybı şeklinde tespit edilen hasar zararları toplamının doğrudan emtia zararı olarak 19.140 -euro miktarında hesaplandığı, her üç seferde sefer başına sınırlı sorumluluk hesabı yapıldığında, hesaplanan tazminatın her halde sınırlı sorumluluk tavanı dahilinde kaldığı, CMR Konvansiyonunun 23 ve 25. maddeleri gereğince sınırlı sorumluluk tutarları her bir taşıma için ayrı ayrı bilirkişi raporunda belirlendiği, kabul edilen masraf kalemi olan 2.526,25-euro masrafın eklenmesinden sonra kusur oranı gözetildiğinde davalının sorumlu tutulabileceği tazminatın 7.311,25-euro miktarında olduğu ve bu miktara hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı sonucuna varılmıştır. Davacı vekili faiz başlangıcı yönünden hükmü istinaf etmiş ise de CMR 27 madde uyarınca taşıyıcıya yazılı bildirim zorunlu olup davacı tarafça 27.11.2014 yazı içeriğinin davalıya tebliğ edildiği belirlenemediğinden dava tarihinin faiz başlangıç tarihi olarak kabulü gerekmektedir. Faiz oranına yönelik istinaf bulunmamaktadır.Ancak,birleşen dava yönünden dava tam kabul edilmiş olmasına rağmen hüküm fıkrasının 7.maddesinde birleşen dava davalı vekili yararına da red edilen kısım olmadığı halde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle; asıl dava ve birleşen dava yönünden davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf sebepleri haricinde diğer istinaf sebepleri ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının esastan reddine ve ayrıca davacı vekilinin birleşen davada vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun ise kabulü ile kararın bu yönüyle kaldırılarak yapılan hata eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden yeniden hüküm verilmesine ;hükmün diğer kısımlarının aynen tekrarına .birleşen davada davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmeden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Asıl davada davacı vekilinin -Birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Birleşen davaya yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/01/2020 Tarih 2018/240 Esas 2020/52 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, 7.311,25-euro’nun davalı … Tur.Tic. A.Ş. yönünden 04/07/2018, davalı … Uluslarası Nak.Tic.A.Ş. yönünden 21/04/2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4-a maddesi gereğince değişen oranlardaki euro döviz faizi işletilerek davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 1.398,41-TL harcın,yatırılan 1.708,75-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 310,34-TL’nin talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafça ödenen 1.426,11-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Davacı tarafça ödenen 3.100-TL bilirkişi ücreti ile 359-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 3.459-TL yargı giderinin kabul-red oranına göre 707,71-TL sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı … A.Ş. tarafından yapılan 24,80- TL yargı giderinin ret oranı dikkate alınarak hesaplanan 20- TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 3.400-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Asıl dava davalısı …A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 11.146,25-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak asıl davada davalı … A.Ş.ye verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,” Asıl ve birleşen davada davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Birleşen davada davalıdan alınması gereken 1.398,41-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 350-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.048,41‬-TL harcın birleşen davada davalı … A.Ş.dan alınarak Hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 93,30-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 20-TL’sinin davalı … Tic. A.Ş.dan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2022