Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/805 E. 2022/1554 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/805
KARAR NO: 2022/1554
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/11/2019
DAVA: Tazminat (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacının … model bir sistem yöneticisi makinenin arızalanması nedeniyle makinenin teknik servisi olan İstanbul’daki … isimli firmaya kargo ile gönderdiğini, bu iş için davalı firma ile anlaşıldığını ve cihazın tam ve sağlam vaziyette davalı şirketin kargo personeline koli içinde teslim edildiğini, söz konusu cihaz alıcı firmaya ulaştığında teknik servis elemanlarının cihazın yapılan muayenesinde iç yapısının kırık ve hasarlı olduğunu bildirdiklerini, ürününün davalı kargo şirketi tarafından taşınırken kırıldığını, davalı şirkete hasar bildiriminde bulunulduğunu ve ürün bedelinin tazmininin istendiğini, ancak davalının davacı firmayı bir ayı aşkın süre oyaladıktan sonra e-posta yoluyla tazminat talebinin ürünün ambalajının hatalı olduğundan reddedildiğinin bildirildiğini, söz konusu cihaz piyasa fiyatları belli bir elektronik cihaz olup liste fiyatının KDV dahil 7.268 -TL olduğunu, bu nedenlerle cihaz bedeli olarak şimdilik 7.268 TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak hasarlı teslim tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava dilekçesinde davacıya ait gönderi içeriğindeki cihazın arızalı olduğu ve tamiri için teknik servise gönderildiğinin kabul ve ikrar olunduğunu, davacının yaptığı koli/ambalajın, içeriği emtianın hasardan korunmasını sağlayacak nitelikte olmadığını, koli içerisindeki ürünün, dış darbelere karşı emici iç desteklemenin olmadığını, dolayısı ile ambalajın 862.maddede belirtilen şekilde yapılmadığını, davalı şirketin 10/01/2017 tarihinde kendisine teslim edilen koliyi taşıdığını ve 12/01/2017 tarihinde alıcısına teslim ettiğini, teslim anında herhangi bir hasar ihbarında bulunulmadığını, aradan 15 günlük bir zaman geçtikten sonra davacı şirketin 27/01/2017 tarihli “hasar/kayıp tazmin talep yazıs” ile zararın tazmin talep ettiğini, bir an için davalı şirketin sorumlu olduğu düşünülse bile taşıyıcının hasardan doğan sorumluluğunun TTK.nun 880/2.maddesinde taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark olduğunun hüküm altına alındığını, TTK.nun 882.maddesi ile taşıyıcının sorumluluğunun gönderinin her bir kilogramı için 8,33 ÖÇH ile sınırlandırıldığını, taşınan kolinin net olmayan ağırlığının 15,5 kg olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davaya konu emtianın 23/12/2016 tarihinde davacı tarafından “klavyeden kontrol edilemiyor” şikayetiyle dava dışı yetkili servise gönderildiği, sonrasında cihazda sorun tespit edilmemesi üzerine yetkili servis tarafından servis incelemeleri tamamlanarak 02/01/2017 tarihinde sevk edildiği, hasarın 02/01/2017 tarihli sevk sırasında oluştuğu ve dışarıdan fark edilemeyecek cihazın açılmasına bağlı tespit edilebilecek hasarlardan olduğu, emtianın ne şekilde paketlendiği ve ne şekilde taşıma işlemi uygulandığı hususlarında yeterli delil bulunmadığı, cihazın çalışır vaziyette dava dışı yetkili servis tarafından davacı şirkete kargo edildiği anlaşılmakla davalı şirket ile dava dışı yetkili servisin müteselsil sorumlu oldukları, TTK.mad.882 gereği yurtiçi değer konulmamış veya sigortalanmamış posta kargosu veya kargo gönderilerinin kaybolması, çalınması veya tamamının hasarı halinde, ödenecek tazminatın, kilogram başına en fazla 8,33 SDR ile sınırlı olduğu, buna göre davalının davacıya 671- TL ödeme sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulune,fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili, 13.03.2017 tarihinde davalı şirketin elektronik posta ile zararın taşıma sırasında olduğunu ikrar etmiş fakat bu zararın paketlemenin yanlış yapılması sonucu olduğunu vurguladığı, teslim anına dair kamera görüntüsü ve diğer deliller paketlemede bir sorun olmadığını açıkça gösterdiği, bilirkişi raporunda “Cihaz içerisinde ki donanımların uğradığı hasar boyutu dikkate alındığında hasarın davalı vekilinin iddia ettiği üzere darbe emici iç destek ünitelerince de sönümlenemeyeceği kanaatine varıldığı”, taşınan ürün davalının iddia ettiği önlemler alınsa dahi zarara uğrayacak olup bu hoyratça taşımanın neticesinde davalı şirket TTK 882 de vücut bulan sınırlamadan yararlanamayacağı selirtilerek kararın kaldırılarak davanın kabulune karar verilmesini talep etmişlerdir. 2-İstinaf yoluna katılma yolu ile başvuran Davalı vekili, dava dilekçesinde, hasarın 10.01.2017 tarihli taşıma esnasında husule geldiği iddia edilerek huzurdaki dava ikame olunmasına rağmen dayanak bilirkişi raporunda dava dışı servis firmasının yazılı beyanında, hasarın 02.01.2018 tarihli sevk esnasında husule geldiğinin kabulü ile rapor tanzim edilmiş,mahkemenin bu rapora itibar ile hüküm tesis ettiğini, anılan taşıma ile ilgili olarak dosya içinde hiç bir belge bulunmadığı gibi anılan taşımaya yönelik olarak da TTK’ unun 889.maddesine tevfikan teslim esnasında veya teslimi müteakip ( 7 ) gün içinde tanzim olunmuş her hangi bir yazılı hasar bildirimi bulunmadığını, 02.01.2017 tarihli taşımaya ilişkin olarak hüküm tesis olunmasının hukuken mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK.nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. Yine TTK.nın 876. maddesi uyarınca ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Sınırlı sorumluluk halleri TTK’nın 882. maddesinde düzenlenmiş olup, TTK’nın 886. maddesi hükmüne göre, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı, kanunda öngörülen sorumluluktan kurtulma hallerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz. Somut davada, Taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi gereği taşınan cihazın 23/12/2016 tarihinde davacı tarafından “klavyeden kontrol edilemiyor” şikayetiyle dava dışı yetkili servise gönderildiği, sonrasında cihazda sorun tespit edilmemesi üzerine yetkili servis tarafından servis incelemeleri tamamlanarak 02/01/2017 tarihinde sevk edildiği, sevkin yine davalı taşıyıcı şirket tarafından gerçekleştirildiği, taşıma sonrasında davacı şirketin “Anakart ve CPU fan kırık” şikayetiyle aynı cihazı 12/01/2017 tarihinde tekrar teknik servise gönderdiği, taşımanın yine davalı şirketçe gerçekleştirildiği, dava dışı yetkili servis tarafından” İçindeki parçalar kargoda yerlerinden çıkmış ve ilave hasarlar oluşmuş, ön taraftan kulak yamulmuş, düzeltilmeli. Bir adet kapak cıvatası bu seferki serviste eksik olarak geldi. Fotoğrafları çekildi. …’larından birisi yerinden çıkmış. … parçalanarak yerinden çıkmış. … roketi kırılmış ve soğutucu yerinden çıkmış, Çıkan parçaların cihaz içinde etrafa çarpmaları sonucunda Display Adapter görüntü vermiyor. Mainboard, Display Adapter, Floppy Disk Driver değişecek” şeklinde hasar tespitinde bulunduğu, cihazın onarımının yapılarak 14.03.2017 tarihinde davacı tarafa gönderildiği dosyada mübrez teknik servis formları, sevk irsaliyeleri ve fotoğraflar ile sabit olup Davacı taraf hasar tazmin talep yazısını 27.01.2017 tarihinde ilettiği bu yazıya davalı şirketçe e-mail yoluyla 09.03.2017 tarihinde olumsuz yanıt verildiği, açılan davanın 10.01.2017 tarihli taşıma işlemi dayanak alınarak açıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yaşanan süreçte somut delillerle ortaya konduğu üzere dava dışı yetkili servis tarafından 02/01/2017 tarihinde davalı taşıyıcı şirkete teslim edilirken cihazın çalışır durumda olmasına rağmen teslimattan sonra “Anakart ve CPU fan kırık” şeklinde hasarın oluştuğu bu nedenle hasarın 02/01/2017 tarihli taşıma işlemi sırasında gerçekleştiği fakat dosyada bu taşıma işlemine ilişkin teslim tutanakları ve taşımanın davalı şirketçe yapıldığını gösteren belge ve evrakların bulunmadığı,, bu nedenle davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin yerinde olduğu, ayrıca davacı tarafça paketlemenin yetersiz olmadığına ilişkin 10.01.2017 tarihli taşımaya ilişkin delilleri dosyaya ibraz etmesine rağmen taşımanın bir önceki 02.01.2017 tarihli taşıma işlemi ile gerçekleştirildiği sabit olduğundan davacı vekilinin de bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Somut olayda davacı, taşımanın pervasızca yapıldığını iddia etmekte ise de 02.01.2017 tarihli taşıma işlemi sırasında taşıyıcının kast veya kasda eşit kusuruna sebebiyet verecek fiil veye eylemlerde bulunduğuna yönelik somut delil bulunmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedeni yerinde değildir. Ayrıca davalı vekilince müvekkiline süresinde hasar bildirimi yapılmadığı ileri sürülmüştür. Gerçekten de TTK’nın 889. maddesi uyarınca “eşyanın zıyaı veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa, gönderen veya gönderilen en geç teslim anına kadar zıyaı veya hasarı bildirmezlerse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır. Bu karine, zıya veya hasarın açıkça görünmemesi ve eşyanın tesliminden sonra yedi gün içinde bildirilmemesi hâlinde de geçerlidir.” Eşyanın sözleşmeye uygun teslim edildiği karinesi aksi ispat edilebilir ise de 02.01.2017 tarihli taşımaya ilişkin teslim tutanağı olmaması ve davacı tarafça yapılan hasar bildirim yazısının 27.01.2017 tarihli olup 10.01.2017 tarihindeki gönderiye ilişkin olması nedeniyle somut olayda, karinenin aksi davacı tarafça kanıtlanamamış olup usul ve yasaya uygun hasar bildirimi olmadığından bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerindedir. Açıklanan nedenlerle istinaf yoluna başvuran Davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmamakla birlikte hasarın 02.01.2017 tarihli taşımadan kaynaklanması, taşımanın davalı tarafça gerçekleştirildiğinin ispat edilememesi ve kanunun aradığı hasar bildirimi yapılmamış olduğundan istinaf sebepleri yerinde olup davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden İlk Derece Mahkemesi’nin kararının HMK.’nun 353(1)b-2 gereğince kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/358 Esas – 2019/898 Karar sayılı 18/11/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın REDDİNE,” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 124,12- TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 43,42‬-TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafça yapılan 22-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 7.268-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/11/2022